TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Geçen hafta Expomed Fuarı'nda, İSEK (İstanbul Sağlık Endüstrisi Kümelenmesi), girişimci stantlarının yer aldığı inovasyon alanını organize etti. Girişimci stantlarından biri, Devlet Malzeme Ofisi (DMO)'nindi. Evet evet hepimizin bildiği, Maliye Bakanlığı ile ilgili bir kamu iktisadi teşekkülü olan, tarihi Cumhuriyet'in ilk yıllarına dayanan, Hazine Müsteşarlığı ve Sayıştay denetimine tabi olan DMO oradaydı. DMO, içindeki birkaç endüstri mühendisinin girişimiyle tüm kamu kurumlarına örnek olacak bir program başlattı. Kamu alımlarını, girişimcilik ekosisteminin gelişimini tetiklemek için kullanmak üzere yeni bir model geliştirdi. DMO'nun görevi, kamu kurum ve kuruluşlarının ihtiyaçlarını tedarik etmek. İşte yeni başlattıkları "Tekno Katalog" programıyla, teknoloji startuplarının, kamu kurumlarının satın alma işlemlerinden pay almasını amaçlıyorlar. Bu ara kamu kurumları ile startupları bir araya getirmeye çalışırken hep bahsettiğim bir şey var: Kamu kurumları, startupların müşterisi de olabilir, yatırımcısı da olabilir, işbirliği kuruluşu da olabilir. Evet, kamunun startuplara dokunabildiği en önemli kanallardan biri, destek mekanizmaları, teşvikler ve regülasyonlardır.
Ama bununla sınırlı değildir. Kamu, bu kanalların dışında da girişimcilik ekosistemine dokunabilir ve tetikleyici rol oynayabilir. Yine söylüyorum: Türkiye'de girişimcilik ekosisteminin geldiği noktada, startupların en önemli ve tek problemi finansmana erişim değildir.
En az onun kadar önemli bir problem, müşteriye ve yeni pazarlara erişimdir. İşte DMO, bu probleme de doğrudan dokunacak bir girişimle karşımızda. "Tekno Katalog", teknokentlerde faaliyet gösteren girişimcilerin, ticarileştirme ve markalaşma süreçlerine destek olmayı ve girişimci dostu bir kamu alım ekosisteminin oluşturulmasını amaçlayan bir uygulama. DMO tarafından, teknoloji startupları için oluşturulan özel bir satış kanalı demek de mümkün.
"Tekno Katalog"a dahil olan startuplara, kamu kurumlarına satış yapabilmeleri için geçmeleri gereken aşamalarla ilgili bir destek süreci yürütülüyor ve mümkün olduğunca bu aşamalar DMO tarafından kolaylaştırılmaya çalışılıyor. Bu sürecin sonunda ise, startupların satın alma sistemine dahil edilerek kamu kurumlarının tedarikçisi olmaları sağlanıyor. Ayrıca bu yeni programda DMO, startuplara özel avantajlar sunmaya çalışıyor. "Tekno Katalog"a dahil edilecek startup ürünleri için ürün katılım bedeli alınmıyor. İlk başvuruda istenen sözleşme teminat tutarı startuplar için onda birine düşüyor. Hizmet bedeli yine belli bir oranda düşmüş oluyor.
"Tekno Katalog"un geliştirilmesi gereken yerleri tabii ki var. Sınırlayıcı yanları, esnetilmesi gereken aşamaları elbette var. Bunun için DMO'nun başlattığı girişimin, aynı yaklaşımla ilgili diğer kamu kurumlarına ve karar alıcılara yayılması gerekiyor. DMO, girişimcilik ekosisteminde tetikleyici bir rol üstlenmek için böyle bir model başlattı. Hem de kurum içinden birkaç mühendisin girişimiyle. Ben bu başlangıcın çok değerli olduğunu düşünüyorum. Bir an önce kamu kurumlarına satış yapmayı başarmış startuplarımızın başarı hikayelerini hep birlikte izleyelim istiyorum. Büyük şirketlerle startupların işbirliği ne kadar önemliyse, kamu kurumları ile startupların farklı kanallardan işbirliği de o kadar önemli.
Türkiye'de girişimcilik ekosistemi son 10 yılda çok önemli bir gelişme gösterdi. Geldiğimiz noktanın farkında olmamız lazım. Geçen gün bir arkadaşım ekosistemle ilgili konuşurlen "hala emekleme aşamasındayız" dedi.
Doğru ama bence biz emeklemeyi çok seviyoruz. Emeklerken bir yandan nasıl yürüyeceğimizi düşünmeye ve denemeye başlamazsak, biz yürümeye başladığımızda o yol çoktan bitmiş oluyor. Başkaları başka bir yolda emeklemeye hatta yürümeye başlamış oluyorlar. Bir an önce geldiğimiz noktada ekosistemin ihtiyaçlarını fark etmemiz ve mekanizmalarımızı güncellememiz gerekiyor. DMO çok güzel bir örnek. Önümüzdeki dönemde şirketlerde olduğu gibi kamu kurumlarında da girişimcilik ekosistemini tetikleyici modelleri görmeye devam edeceğiz. Son günlerde belki duymuşsunuzdur, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK), startup modelini uygulamaya koymaya hazırlanıyor. Ben de TİTCK'dan da yeni örnek bir program çıkacağının ve güzel gelişmeler için hazırlıkların devam ettiğinin haberini şimdiden vermiş olayım.
Bu köşe yazısı 04.04.2018 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.
Fatih Özatay, Dr.
25/12/2024
Güven Sak, Dr.
24/12/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
23/12/2024
Selin Arslanhan
23/12/2024
Burcu Aydın, Dr.
21/12/2024