TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Bu aralar 2015 yılının Nobel ödülleri sahiplerini buluyor. Bu yıl Türkler için güzel bir yıl. 2006’da Nobel Edebiyat Ödülü Orhan Pamuk’a gitmişti. 2015 yılında ise Nobel Kimya Ödülü’nü paylaşan üç bilim insanından biri bir başka Türk, Prof. Dr. Aziz Sancar oldu.
Ben her yıl Nobel ödüllerini dikkatle izliyorum. Özellikle bilim dallarında Nobel alanların çalışmalarını yıllar itibariyle takip etmenin, bilimsel gelişme süreçleri hakkında bilgi verdiğini düşünüyorum. Bir nevi, her alan kendini, kendi içinden değerlendiriyor. Önemli ve dikkate şayan bir değerlendirme süreci bu. 21’inci yüzyıla ait olanla olmayan ayrılıyor. İşi yapanlar, meslektaşlarını değerlendiriyorlar. Hem ödülü alan hem de almak isteyen için bir teşvik mekanizması oluşuyor. Ama doğrusu ya, ben, yalnızca Afrika’yı ilgilendiren Mo İbrahim Ödülü’nü daha büyük bir dikkatle takip ediyorum. Hatta, olmaz ama hani kreş yıllarında olduğu gibi ısrar etseniz sen hangisini daha çok tutuyorsun diye, bu konuda kafam son derece açık: Ben, Nobel ödülünden ziyade, Mo İbrahim Ödülü’nü tutuyorum. Öyle neme lazım diye değil Vallahi. Gelin bakın neden?
Önce Mo İbrahim ile ilgili bir kaç söz söyleyeyim. Mo İbrahim, Sudan doğumlu bir İngiliz işadamı. 1998 yılında Afrika ülkelerinde cep telefonu hizmeti vermek amacıyla Celtel şirketini kurmuş. Şirket, kısa sürede 14 ülkede 24 milyon aboneye hizmet vermeye başlamış. Celtel’i 2005 yılında 3,4 milyar dolara satmış. Elindeki kaynakla da Mo İbrahim Vakfı’nı kurmuş. Mo İbrahim Vakfı, tarihi askeri darbeler, dikta rejimleri ve yolsuzluk-hırsızlıkla bezeli Afrika’da iyi yönetim anlayışının oturması, kural hakimiyetinin sağlanması ve hukukun üstünlüğü için çalışıyor. Mo İbrahim, ülkelerin kural hakimiyeti-hukukun üstünlüğü performansını karşılaştırmamıza imkan veren Vaşington merkezli Dünya Adalet Projesi adlı düşünce kuruluşunun da onursal başkanlığını yapıyor bu arada. Baktıkça daha bir bizden, güneyden geliyor doğrusu bana.
Mo İbrahim Ödülü ya da uzun adıyla Mo İbrahim Afrika Liderlik Başarısı Ödülü (The İbrahim Prize for Achievement in African Leadership) 2007 yılından beri veriliyor. En son Mo İbrahim Ödülü’nü Namibya’nın eski Devlet Başkanı Hifikepunye Pohamba aldı. Mo İbrahim Ödülü zaten görevde olan Afrikalı liderlere değil, emekli olan, öyle koltuğa yapışmak için beş takla atıp ülkesini uçuruma doğru sürüklemeyen liderlere veriliyor. Temel farkı bu galiba Nobel Ödülü’nden. Şu anda görevde olanı övmek değil, bütün dünyevi elbiselerinden sıyrılıp görev yaptıktan sonra, milletin içine dönebilecek yüzü olanlara veriliyor bu ödül. Ben tutuyorum doğrusu.
Mo İbrahim Ödülü’nü alabilmek için öncelikle demokratik bir biçimde göreve gelmiş bir Afrikalı devlet ya da hükümet başkanı olmanız gerekiyor. Hangisi milletten sorumlu ise o olmak gerekiyor. Öyle dışarıdan gazel okuyan değil, kağıt üzerinde icrai yetki taşımış olana veriliyor bu ödül. İkinci olarak, son 3 yıl içinde görev sürenizi doldurarak bu icrai görevinizden ayrılıp emekli olmuş olmanız gerekiyor. Sırf bu şartlar nedeniyle ödül ilk konulduğunda, siyasetçilere görevlerini yapmaları, diktatörlüğe sapmamaları için verilen bir rüşvet olarak eleştirilmişti. Ben o zaman Mo İbrahim’in verdiği bir demeci hatırlıyorum. “Roman yazana ödül veriyorlar. Kimyada çığır açana ödül veriyorlar. Afrika’da 4-5 milyon kişiyi açlık belasından kurtarana neden ödül vermeyelim?” demişti hiç bu yolsuzluk-hırsızlık işine girmeden.
Mo İbrahim Ödülü’nün parasal değeri, doğrusu ya, Nobel Ödülününkinden çok daha fazla. Nobel Ödülü’nü kazanana yaklaşık 1 milyon dolar civarında bir ödeme yapılıyor. Üç kişi ise ödülü alanlar, bu parayı paylaşıyorlar. Aziz Sancar Hocamız mesela birkaç 100 bin dolar alacak. Ama Mo İbrahim Ödülü öyle değil. Mo İbrahim Ödülü’nde kazanana, önce 10 yıl içinde toplam 5 milyon dolar ödeniyor. Ne demek? 10 yıl süreyle her yıl 500 bin dolar alıyorsunuz. Sonra ölünceye kadar her yıl 200 bin dolar almaya devam ediyorsunuz. Şimdi bu ödülü eleştirenler, “Yahu, ülkesini soyup soğana çeviren bir diktatör, hiç 5 milyon dolarlık ufak bir rüşvete tenezzül edip koltuğunu bırakır mı?” diyorlar. Ama diğer taraftan, dürüst ve namuslu insanların ülkelerine özveriyle yaptıkları katkının ödüllendirilmesi ve onlara teşekkür edilmesi kötü mü? Bana soracak olursanız, Mo İbrahim ödülü, gücün yozlaştıramadığı dürüst ve onurlu liderlerin adını tarihe not etmek için verilen bir ödül.
Yine de işin ironik bir tarafı olduğunu inkar etmiyorum. İroni ile ilgili bir konuşma yapacak olsam, bu Mo İbrahim Ödülü’nü metne kesin koyar ve bir didiklerdim. Ne bileyim? “Para mı bütün bu zulme sebep, alın size para, artık toprak doyursun gözünüzü” gibi Şekspirvari bir üslupla bakınca belki de hepimizle dalgasını geçiyor diye seviyorumdur ben bu Mo İbrahim Ödülü’nü.
İşte bu duygu ve düşüncelerle ben, Nobel Ödülü’nden ziyade, zaten Mo İbrahim Ödülü’nü tutuyorum bir süreden beri. Not edeyim, kayıtlarda bulunsun.
Bu köşe yazısı 20.10.2015 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.
Fatih Özatay, Dr.
27/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
26/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024