Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    İnovasyonda sorun millette değil, devlette.

    Güven Sak, Dr.21 Eylül 2015 - Okunma Sayısı: 2086

    Fransa’dan INSEAD, Amerika’dan Cornell Üniversitesi ve fikri mülkiyet haklarını korumak için kurulmuş WIPO, birlikte her yıl Küresel İnovasyon Endeksi yayımlıyorlar. Endekste 142 ülkenin hem imkanlar setine, bir nevi inovasyon işinin o ülkedeki altyapısına, hem de yaratıcılık alanında alınan mesafeye, bir nevi o imkanlar seti ile milletin neleri başardığına bakıyorlar. Küresel İnovasyon Endeksi’nin 2015 sıralamaları 17 Eylül’de Londra’da açıklandı. Endeksin şampiyonları, ülke ülke, bölge bölge, gelir düzeyine göre çeşitli biçimlerde belirlenmiş. Yandaki infografik, resmi açıklama metninin içinde yayımlandı. Nedir? Türkiye, konu inovasyon olduğunda bir türlü şampiyonlar liginde olamamaktadır. Bıraktım Avrupa’yı artık, Orta Doğu ve Kuzey Afrika sıralamasında dahi Türkiye şampiyonlar arasında değil. Siz önce bir infografik’e bakın, bu arada ben de ne gördüğümü anlatayım. Ben bu süfli durumun milletten değil, devletten kaynaklandığını düşünüyorum. Gelin bakın ne görüyorum?

    Önce genel durumdan başlayayım. Aslında vaziyet o kadar da kötü değil. Ama istediğimiz gibi de değil. Birincisi, 2012 yılında Türkiye Küresel İnovasyon Endeksinde 142 ülke arasında 74. sıradaydı. Kötü elbette. Sonra 2013 yılında ben Dünya Gazetesi’nde yazmaya başladığımda, biz, 68. sıradaydık. Hatta “neden 68incilik?” diye yazmıştım ilk Dünya İşleri yazısını. Sonra 2014 yılında Türkiye mesafe katetti, 54. oldu. 54 elbette iyi değildi; Çin 29 iken, biz 54’e razı mı olacaktık? Ama bakın yine de bir ilerlemeydi. Şimdi geçen perşembe açıklanan sonuçlara göre Türkiye Küresel İnovasyon Endeksi’nde 58.’liğe geriledi. Çin 29.’lukta kaldı. 2014 yılında İsviçre bir numaraydı. Bu yıl Singapur bir numara oldu. İsviçre ikinciliğe geriledi. Ama biz 54’ten 58’e düştük. Bu ilk nokta.

    Geleyim ikinci noktaya, müsaadenizle. Bu yıl dikkatimi Küresel İnovasyon Endeksinin alt indeksleri çekti. Türkiye bu yıl İnovasyon Girdi alt endeksinde 71., İnovasyon Çıktı alt endeksinde ise 46. oldu. Geçen yıl bu durum şöyleydi: Türkiye, ilkinde 78., ikincisinde ise 39. sıradaydı. İnovasyon girdi alt endeksi, politik özgürlük ortamından başlayarak, beşeri sermaye altyapısı, inovasyon destek sistemi gibi devletin millete inovasyon yapmak için sağladığı ortamı kapsıyor. İnovasyon çıktı alt indeksi ise devletin sağladığı o imkanlarla millet ne yapıyor, ne kadar yaratıcı oluyor, işte tam da o durumu özetliyor. Bu yaratıcılık bölümünde mesela eğlence endüstrisinin dışarıya satılan ürünleri filan da var. Ben bu alt endekslere baktığımda şu sonucu çıkarıyorum. Ülkeler ikiye ayrılıyor. Birincisi, çıktı endeksi sıralaması, girdi endeksi sıralamasından fersah fersah iyi olanlar. İkincisi, ise her iki alt indeksin birbirine yakın olduğu ülkeler. Türkiye ve dahi Çin ilk grupta yer alıyor. Ne demek? Devlet inovasyon için gereken imkanlar setini geliştirmese, ortamı düşünmese bile millet yaratıcılığını bir biçimde ortaya koyuyor. Konunun nüfus ile de alakası olabilir. Çünkü mesela Singapur girdi indeksinde 1 numara ama çıktı işinde 25.’liğe geriliyor. Normal ülkeler de ise milletin fazladan çaba harcamasına gerek olmuyor. Milletin enerji israf etmesine gerek olmadan her iki indeks at başı gidiyor. Ben öyle görüyorum, siz de bir bakın isterseniz.

    Üçüncü olarak şu yaratıcılık meselesi üzerinde durayım. Açıktır ki, insanların kendilerini gerçekleştirebilecekleri, özgür düşünebilecekleri bir ortam önemli. Ama diyelim siz bunu sağlamadınız. Benim gördüğüm başka ülkeler bu imkanı sizin vatandaşlarınıza sağlıyor, böylece haklarında malumat topluyor. Bir yere yerleştiriyor. Peki, ama Türkiye’nin inovasyon çıktı endeksinde 2014 yılından 2015’e 39.’luktan 46.’lığa gerilemesini nereye koymak gerekiyor? Bakın buna dikkatle bir bakmak lazım.

    Ben Türkiye’nin son birkaç yıldır 21. yüzyılda olduğunu unutup, 20. yüzyıldan kalma meseleleri, 19. yüzyıldan kalma yöntemlerle çözmeye yönelmesinin yarattığı iklim değişikliğinin inovasyon endekslerinde gerilemede önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum. Son birkaç yıldır memleketin dizileri bile geriledi bana sorarsanız. Mısır’da kimse Türk dizisi istemiyor mesela. Ya da Türklerin bazıları neme lazım diye eskisi gibi diziler yapmıyorlar. Neden acaba?

    Bu arada ben bir de Güney Kıbrıs’ın derecesine baktım. Türkiye 58. iken, orası 30. sırada. Kıbrıs sorununun çözümü ile gelecek imkanı düşünebiliyor musunuz? Ben görüyorum.

    Bu köşe yazısı 21.09.2015 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır