TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Geçenlerde size bir karşılaştırma yapmıştım. Ramazan ayı münasebetiyle aynı noktaya bir kez daha döneyim, müsaadenizle.
Amerikan Forbes dergisinin milyarderler listesinde Türkiye 13’üncü sıradaydı. Kolay değil, tam 32 adet dolar milyarderimiz var artık. Son 10 yılın önemli başarılarından biri buydu. Buna karşın, yine Amerikalı bir kurumun derlediği Dünya Yardımseverlik Endeksi (World Giving Index)’nde ise 135 ülke arasında 128’inci sıradaydık. Mesele zenginlikse çok sayıda zenginimiz vardı ama kimse hayırsever filan değildi. Şimdi Ramazan münasebetiyle yardımseverlikle ilgili televizyon sohbetlerini dinliyorum ama aslında yüzümde bir gülümseme ile ve daha bir “tabii, tabii canım öyleyizdir” havasında dinliyorum. Geçenlerde biri bana “Canım bu işlerde sağ elin yaptığını sol el bilmeyecek, o nedenle bizimkiler anket sorularına cevap vermiyordur. Yoksa milletimiz hayırseverdir” dedi ama doğrusu ya, ben yine “Yav he he” dedim. Ben kişi bazında bakıldığında hakikatin anketlerde yansıyandan farklı olmadığı kanaatindeyim. Tersini gösteren veri arıyorum. Bulunca size de söylerim.
Neyse ki geçen hafta Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği 2015 yılı Yerinden Edilenler Raporu’nu yayımladı da göğsümüzü gererek anlatabileceğimiz bir hayırseverlik hikayesi çıktı. Rapora göre, yerinden yurdundan edilen mültecilere kol kanat germe bahsinde 2014 yılı sonu itibariyle resmi olarak 1,59 milyon göçmenle Türkiye 1 numara oldu. Her 1000 kişi başına düşen mülteci sayısında ise Türkiye 21 mülteci ile 7’nci sırada yer alıyor. Yani, toplam mülteci sayısında dünya birincisi, her 1000 kişiye düşen mülteci sayısında ise dünya yedincisi olduk. Nereden bakarsanız bakın, misafirperverlikte her durumda ilk 10 içinde yer alıyoruz. Kişisel hayırseverlikte 128’inci, devlet eliyle hayırseverlikte ise 1 numarayız. Liste ekte. İsterseniz siz de bir bakın. Toplam mülteci sayısında 2’nciliği ise yaklaşık 1 milyon Suriyeli mülteci ile Ürdün alıyor. Her 1000 kişi başına mülteci sayısında liderlik zaten Ürdün’e ait. Artan hayırseverliğimiz aslında coğrafyamız ile yakından alakalı bana sorarsanız.
Üç not ile bitireyim.
Birincisi, İkinci Dünya Savaşı’ndan beri küresel mülteci sayısı ilk kez 2013 yılında 51,2 milyon ile 50 milyonu aşmıştı. Şimdi 2014 yılında bu rakam 59 milyonu da aştı. Şu anda dünyada her 122 kişiden biri yerinden yurdundan edilmiş durumda. Eğer bütün mültecileri bir ülkeye toplamış olsaydık, 59,5 milyonluk nüfusu ile o ülke dünyanın 24’üncü kalabalık ülkesi olurdu.
İkincisi, 2010 yılında dünyada mülteci sayısı 43,7 milyonmuş. Bu rakam 2010-2014 arasında tam 16,2 milyon artmış. 2013’ten 2014 yılına olan artış ise 8,3 milyon. Rapora göre tek yıllık artış olarak bakıldığında bu rakam bir rekor.
Üçüncüsü, 2010 yılında Orta Doğu’da, yani bizim coğrafyada mülteci sayısı 4 milyon. 2014 yılında ise 17 milyona yaklaşmış. Nedir? 2010-2014 arasında dünya genelinde mülteci sayısındaki yaklaşık 16 milyon kişilik artışın yaklaşık yüzde 70’i Arap Baharı’ndan kaynaklanıyor. Ben bu rapordan bunu çıkarıyorum. Görünen o ki Arap Baharı kaynaklı bölgesel etki, dünyada evinden yurdundan edilen insan sayısını İkinci Dünya Savaşı düzeyine fırlatmış.
Artan misafirperverliğimiz bölgemizdeki büyük altüst oluşla yakından alakalı duruyor bana sorarsanız. Arap Baharı tatlı bir rüya gibi başlamıştı. Suriye’de insanlar barışçıl gösteriler yapıyorlardı. Tahrir Meydanı bir özgürlük alanıydı. Ama o tatlı rüya büyük bir hızla bir kabusa dönüştü. Şimdi sokaklarımızda o kabusun somut izlerini görüyoruz.
Ben Türkiye’nin mültecilere hala mülteci demeyerek hata ettiğini düşünüyorum. Bir kez daha söyleyeyim, en az bir 20 yıl devam edecek bir krizin daha ortasında bile değiliz. Burada kalıcı olacak olanları hayata hazırlamaya artık başlamazsak, bunun için de hızla büyüyen bir bedel daha ödemek zorunda kalacağız. Türkiye’nin mülteci meselesinde hala politikasız olmasını ben bir büyük aymazlık olarak görüyorum.
Şekil 1. 2000-2014 arasında dünya genelindeki mültecilerin sayısı, milyon kişi
Kaynak: UNHCR Global Trends: Forced Displacement in 2014, sf. 5
Bu köşe yazısı 23.06.2015 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.
Fatih Özatay, Dr.
27/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
26/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024