TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Türkiye ekonomisinde işler iyi gitmiyor. Aslında Türkiye ekonomisinde işler bir süreden beri iyi gitmiyordu. Küresel ekonomik kriz, Türkiye’yi iyi etkilemedi. Küresel kriz Amerikan ekonomisinden çıktı. Sene 2008’di. O zamandan beri de sona ermedi. Şimdi Türkiye’nin 2008-2014 performansına bakın ve bunu 2002-2007 performansı ile kıyaslayın. Hükümet aynı hükümet ama performansın rengi tümüyle değişiyor. Ne oluyor? Türkiye ekonomisi, 2002-2007 döneminde neredeyse yüzde 7’ye yakın bir ortalama büyüme hızını tutturuyor. 2008-2014 döneminde memleketin ortalama büyüme hızı yarı yarıya azalıyor. Yetmiyor. 2002-2007 arasında büyüme, öyle bir yıl şaha kalkıp öteki yıl yere devrilmiyor. İstikrarlı bir seyir izliyor. 2008-2014 arasında ise büyümenin oynaklığı neredeyse 3 kat artıyor. Ne oluyor? Küresel krizle birlikte ortalama büyüme oranı hem azalıyor hem de istikrarsızlaşıyor. Ben Türkiye ekonomi tarihinde böyle bir dönem hatırlıyorum. 1990’lı yıllar da aynen böyleydi. O yıllarda da büyüme oranı hızla azalırken büyümenin oynaklığı süratle yükselmişti. Büyüme oranı azalırken büyüme istikrarsızlaşmıştı. Kötü olmuştu. Şimdi bakınca bana öyle geliyor ki, bu küresel kriz Türkiye’yi bir nevi 1990’lara geri döndürmüş gibi duruyor. Bakın nasıl?
Önce tablodaki rakamlara bir bakın isterseniz. Küresel kriz 2008 yılında başlamıştı. Onun için bu son dönemi, hükümetin aynı hükümet olduğu iki bölüme ayırabilmek mümkün esasında. 2002-2007 ile 2008-2014’ü kıyaslamanın doğru olacağını düşünüyorum ben. Tablodaki performans ortada, ortalama büyüme yüzde 6,8’den, yüzde 3,2’ye geriliyor kriz ile birlikte. Bu ilk nokta.
Geleyim ikincisine. Büyüme 6,8 iken büyümenin volatilitesi 1,8 civarında. Nedir? 6,8 etrafında 1,8 kadar oynuyor büyüme oranı. Kriz ile birlikte büyüme oranı 3,2’ye inerken büyümenin volatilitesi de 4,9 oluyor. Ne oluyor? 3,2 ortalama etrafında 4,9 civarında bir dalgalanma oluyor. Dalgalanmanın boyutu büyüyor. Dalganın boyu ortalamayı aşarsa ekonomide belirsizlik artıyor. Güven erozyonu başlıyor. Şimdi olan esasen bu.
Yine aynı tabloda bir de 1990’lara bakın lütfen. Ne görüyorsunuz? 1991-2001 arasında ortalama büyüme oranı yüzde 2,9. Bu döneme yakın. Ortalama büyüme 2,9 iken büyümenin volatilitesi 5 civarında. Ne demek? 2,9’luk ortalama etrafında 5’lik bir dalgalanma oluyor. Dalganın boyu büyümenin ortalamasını fersah fersah geçiyor. İşte aynı 1990’lar derken demek istediğim aslında böyle bir şey. 1980’lerden 1990’lara büyüme oranı azalıyor, büyüme istikrarsızlaşıyor. Bu da olsun üçüncü nokta.
Küresel kriz Türkiye’yi şallak mallak etmiştir. Öyle teğet filan da geçmemiştir. Bu kriz Türkiye’yi 1990’lara geri götürmüştür. Bunu diğer rakamlardan da görüyoruz zaten. Neden Türkler Türkiye’de artık yatırım yapmak istemiyor? Tam da bu sebeple. Önünü göremeyen, geleceğine yatırım yapamaz. Ne yapar? Nakitte bekler. Neyi bekler? Bekler işte. Bazen yalnızca bekler. Neden Türkler kural hâkimiyeti Türkiye’den daha iyi olmayan bir takım ülkelerde yatırım yapıyorlar da buraya gelmiyorlar? İşte bundan. Türkiye’nin artan bir istikrarsızlıkta büyümesinden. Neden Türkiye’de şirketleri yönetmek giderek zorlaşıyor? İşte bundan. Biz hem yavaş hem de istikrarsız büyüyen bir ülkede şirket yönetmeyi çok da iyi bilmiyoruz. Gelin kabul edelim ve hazırlık yapalım.
Hafta başında toplam mevduat içinde yabancı para mevduatın payının nasıl 2004’ler seviyesine geri döndüğünü size göstermiştim. Bir nevi, az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik ve sonunda başladığımız yere geri döndük hikâyesi bana sorarsanız. Gelin bugün grafiğin tümünü koyayım. 2000’lerin başındaki o istikrarsız ortamda yabancı para mevduatın toplam mevduat içindeki payı neredeyse, bugün de orada. 2001 krizi sırasındaki tepe noktasını kesip attığınızda, bugün ile dünün istikrarsız ortamı arasında hiç fark varmış gibi duruyor mu? Ben fark göremedim. Ya siz?
Küresel kriz Türkiye’yi şallak mallak etti. Büyüme oranını düşürdü. Büyümenin istikrarsızlığını artırdı. Biz de hep birlikte liraya güvenimizi kaybedip yine yabancı para tutmaya başladık. Vakıa böyle. Biliyorsunuz, vakıa ile kavga edilmez. Ne diyorsa dinlenir. Türk Lirası’na yönelik bu güven erozyonu nasıl yeniden düzeltilebilir? Şimdi işimiz bu olmalıdır.
Tablo: Türkiye’de ortalama büyüme oranı ve büyümenin oynaklığı
Kaynak: TÜİK, TEPAV hesaplamaları
Bu köşe yazısı 16.04.2015 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.
Fatih Özatay, Dr.
27/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
26/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024