TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Amazon Kindle çıktığından beri ben artık daha çok elektronik kitap okuyorum. Daha çok sevdiğimden değil, daha kolay olduğundan. Önceden sipariş verirsem kitap Amerika’da, İngiltere’de çıkar çıkmaz Kindle’ımda beliriveriyor. Elektronik kitap okuma aygıtı Kindle, yalnızca kitap değil aynı zamanda günlük gazeteleri okumanıza da imkân veriyor. Böylece sabah uyandığımda mesela Çin’in İngilizce gazetelerinden China Daily, Kindle’ımda yerini almış oluyor. Bu aralar galiba en çok Çin’de neler oluyor diye merak ediyorum. China Daily merakım da oradan. Gazetenin 3 Mart 2015 tarihli sayısını okurken bu aralar bu gazetede sürekli yolsuzlukla mücadele haberleri okuduğumun farkına vardım. Yolsuzlukla mücadele bu yıl Çin siyasetinin ana konusunu oluşturuyor. Gelin benim gördüğüm kadarıyla olan biteni anlatayım.
Önce malumatı aktarayım. Gazetedeki ilk haber, Çin’in en zenginleri ile ilgiliydi. Gazete özenle en zenginler listesinin ilk 10’undan tam 5 tanesinin bir nevi milletvekili olduğunu söylüyordu. Çin’de bizim meclise benzeyen bir Ulusal Halk Kongresi ile siyasetin önceliklerini belirleyen bir Halkın Siyasi İstişare Konferansı var. İşte Çin’in en zenginler listesinin ilk 10’unun yarısı bu iki mecliste yer alıyormuş. Daha önceleri, siyasetle ilişkili olanların kömür madenlerinde daha fazla iş kazası olduğuna dair haberler de çıkmıştı.
Yetmiyor, ikinci olarak, bu aralar yeniden toplanacak olan Çin Halkının Siyasi İstişare Konferansı (Chinese People’s Political Consultative Conference)’nın sözcüsü Liu Şinhua, yaklaşan konferansa ilişkin olarak düzenlediği basın toplantısında, Çin’in yolsuzlukla mücadele sürecinde hem kaplanları hem de sinekleri hedef aldığının altını özenle çiziyor. Kaplanlar büyük, sinekler ise ufak yolsuzluk yapanları kapsıyor. Çin Komünist Partisi Genel Sekreteri Şi Cinping ilk kez kaplanlar ve sineklere karşı mücadeleden geçen yıl bahsetmişti. Liu Şinhua da bu çerçevede konuşmuş zaten basın mensuplarına. Bu arada, demir şapkalı prenslerin dahi yolsuzlukla mücadele sürecinden kaçamayacaklarını belirtmiş. Demir şapkalı ya da miğferli prensler (iron-cap princes), yani ayrıcalıklı prensler, Çing (Qing) Hanedanı döneminden kalma bir terim. Çing Hanedanı 17 ila 20’nci yüzyıl arasını kapsıyor . Hanedan’da geleneğe göre, erkek çocuklar babalarının rütbesinin bir altından hayata başlarlarmış, bu grup hariç. O nedenle de bunlara demir miğferli prensler deniyor. İşte Şinhua da bu türden bir koruma altında kimse olmayacak demeye getiriyordu basın toplantısında.
Bu iki haber yetmezmiş gibi bir de üçüncüsü vardı aynı günlük gazetede. Buna göre, Halkın Kurtuluş Ordusu (People’s Liberation Army)’nda görev yapan 14 General, yolsuzluk soruşturmaları nedeniyle açığa alınmış. Şi Cinping’in “yolsuzluğa bulaşmış bir ordu, değil zafer kazanmak, savaşa bile giremez” açıklamasının altı çiziliyor bu haberde. Şi, bir süre önce de “Halkın ordusu, halkın partisinin emrindedir” demişti. Yolsuzluğa sıfır tolerans politikasının başlangıcı böyleydi.
Neden böyle diye düşünürken bir de Çin’de memurların bu sene yıllık ikramiyelerini alamadıklarına dair bir haber okudum 3 Mart tarihli China Daily’de. İkramiye alamayanlardan biri “Yolsuzlukla mücadele konusuna verilen önem pek çok kamu görevlisine önemli bir ihtar oldu. Ancak özel sektörde son derece cömert yıllık ikramiyeler verilirken kamuda yıllık ikramiyeleri almamak olmaz. Bu durum insanları yolsuzluk yapmaya teşvik eder” diyordu. Neredeyse gazetenin her sayfasında bu konu vardı.
Neden?
Hiç Çin ile Türkiye’nin kişi başına milli gelirini karşılaştırdınız mı? 1980 yılında Deng daha güneye inmeye hazırlanırken Çin’de kişi başına milli gelir 193 dolardı. O yıl Türkiye’de ise kişi başına milli gelir 1.566 dolardı. Çin’de kişi başına milli gelir Türkiye’dekinin yüzde 12’si kadardı. Sonra Deng güneye indi, Çin şahlandı. Kişi başına gelir 2002’de 6 katına çıktı ve 1.135 dolar oldu. Türkiye’de ise kişi başına gelir aynı dönemde 2,3 kat arttı,3.576 dolar oldu. Çin’in kişi başına milli geliri Türkiye’nin kişi başına milli gelirinin yüzde 30’una ulaştı. Çin Türkiye’ye yakınsadı. Geldik bugüne. 2013 itibarıyla milyarlık Çin’de kişi başına milli gelir 6.807 dolar oldu. Biz de 10.971 dolara ulaştık. Ne oldu? Çin’in kişi başına milli geliri Türkiye’nin kişi başına milli gelirinin yüzde 60’ını geçti. Çin artık orta gelirli bir ülke oldu. Her yıl yüzde 10’larda büyüdü, her yıl 30 milyon kişiyi köyden kente getirip sanayi işçisi yaptı. Şimdi Çin ekonomisi yüzde 10’lardan yüzde 7 büyümeye doğru yavaşlamaya başladı. Çünkü Çin büyümesinin arkasında yatırımlar vardı. Bizde yatırımların milli gelir içindeki payı yüzde 20’nin altındayken orada yüzde 50’nin üzerinde. Sürekli yatırımlarla getiri oranı düşmeye, ekonomi yavaşlamaya başladı. Burada tüketimin milli gelir içindeki payı yüzde 70’lerde, orada ise yüzde 30’larda. Tüketimi teşvik politikaları da bu çerçevede devreye girmeye başladı.
Çin ekonomisi göreli olarak yavaşlayınca gelir dağılımındaki bozukluk göze batmaya başladı. Ben Komünist Partisi’nin yolsuzlukla mücadele programını bu çerçevede görüyorum doğrusu. O nedenle, bir günlük gazeteyi bile ele alsanız içinde yolsuzlukla mücadele haberlerinden geçilmiyor. Dikkatinizi çekeyim: Yolsuzluk değil, yolsuzlukla mücadele haberleri.
Bizde de TESEV geçtiğimiz yılın Mart ayında bir anket çalışması yaptı. Raporu birkaç ay önce yayımlandı. Buna göre ankete katılanların yüzde 87’si devlette memurların çeşitli düzeylerde yolsuzluğa karıştığına inanırken yalnızca yüzde 68’i de yolsuzluğu kabul edilemez buluyor.
Bu köşe yazısı 05.03.2015 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.
Fatih Özatay, Dr.
27/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
26/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024