Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    İsteyen 2003-2007 ile avunadursun biz gerçek duruma bakalım (2)

    Fatih Özatay, Dr.04 Aralık 2014 - Okunma Sayısı: 1560

    Yatırım yapmadan işsizliği azaltmak, bir ülkede yaşayanların gelirlerini kalıcı olarak artırmak mümkün mü?

    Değil elbette.

    Peki, hukukun üstünlüğü ilkesine koyu gölgelerin düştüğü bir ülkede üretime yönelik yatırım yapma hevesi artar mı azalır mı? Mahkeme kararlarına güvenin dibe vurması acaba üretime yönelik yatırım yapabilecek potansiyeli olanlara ne gibi mesaj vermektedir? Ya da Avrupa Birliği’ne (onun temsil ettiği demokratik değerlere) sırtını döndüğü imajı giderek daha fazla yaygınlaşan, onun yerine dikta rejimlerinin ağır bastığı ‘Şanghay beşlisi’ne yüzünü dönmeye çalışan bir ülke yatırım yapılabilir bir ülke midir?

    Bu soruların ve bir çırpıda sayılabilecek nicelerinin yanıtlarını düşünürken, yabancı yatırımcıları düşünmeyin. Onlar için yanıt çok açık: Böyle bir ülkeye parasını yatırıp üretim tesisi kuracağına, başka bir ülkeye yapar yatırımını. Parasını getiren de üretim falan için gelmez, kısa vadede parasına para katarak finansal araçlara yönelir. Siz, asıl olarak yerli girişimcileri dikkate alın.

    Sorular havada asılı kalsın, gelin biz ‘sahada olan bitene’, yani özel yatırım harcamalarında Türkiye’de son yıllarda gözlenen eğilime bakalım. Grafikte, 2007 yılının son çeyreğinden itibaren gerçekleşen son bir yıllık yatırım harcamaları var. Kerteriz alabilmeniz için bir de gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) hareketlerine yer verdim. Geçen yazımdan hatırlayın; 2007’nin sonundan bu yana GSYH artışı çok düşük: Hem son 60 yılın ortalaması ile karşılaştırıldığında hem de 2003-2007 ortalaması ile.

    Grafik oldukça çarpıcı: Birincisi, yatırım düzeyi 2007 sonundaki kıyasla çok az yüksek. İkincisi, 2011’in son çeyreğinden bu yana düşüyor özel yatırımlar.

    Ne oluyor?

    Kolaycı ve kafayı kuma gömen yanıt şu: “2007 sonrasında küresel kriz ve Avrupa’da kriz var; bu kadar yatırım yapıldığına bile şükredilmeli.” Bu yanıtı verenler elbette “İspanya’ya, Yunanistan’a, İtalya’ya... bakın” diyeceklerdir. Doktorların en fazla iki sene ömür biçtikleri insanı, “ama bak falancaya biçilen ömür sadece üç ay” demek ne kadar avutucu ise bu gerekçeler de o kadar avutucu olmalı.

    Hatırlayın; Mayıs 2013’te o zamanki ABD Merkez Banksı Başkanı’nın yaptığı meşhur açıklamadan sonraki 4-5 aylık dönemde bazı yükselen piyasa ekonomilerinden önemli miktarda sermaye çıkışı olmuştu. Bu ülkelerde kur ve faiz sıçramıştı. İlerleyen günlerde bu olumsuz hareketlerin had safhada gözlendiği beş ülkeye ‘kırılgan beşli’ yaftası asıldı.

    ‘Bi sit’ ülkelerinden söz ediyorum; Brezilya, Endonezya, Güney Afrika, Hindistan ve Türkiye. Gelin her biri, Türkiye’nin bir yıllığına dönem başkanlığını aldığı G20 grubu içinde yer alan bu ülkelerin yatırımlarının 2007 sonundan bu yana seyrine bakalım. Acaba, kötü yatırım performansı bu kırılgan ülkelerin hepsi için geçerli mi? Geçerliyse, bir miktar avunabiliriz. Gerçi, yukarıdaki doktor-hasta benzetmesine benzer bu avunma ama olsun. Yok, en kötü Türkiye ise avunulacak bir şey de kalmıyor demektir.

    Tabloda bu ülkelerin 2007-2013 döneminde ve (Hindistan haricinde) 2014’ün ilk yarısı itibariyle son bir yıllık yatırımlarının gelişimi yer alıyor. Kolaylık olsun diye her ülkenin 2007 değerine 100 değeri verdim. Burada söz konusu olan toplam (kamu ve özel) yatırımlar. Türkiye için bir de özel yatırımların gelişimi var tabloda.

    Tartışılmayacak kadar net: En kötü yatırım performansı Türkiye’de.

    Bu kötü performansın ana nedeni demek ki, küresel kriz ve sonrasında yaşananlar değil. Türkiye dışında yer alan ülkelerde aynı dünyada yer alıyorlar. Üstelik bu ülkelerin hepsi ‘kırılgan’ olarak adlandırılıyor. Türkiye’ye özgü başka temel nedenler olmalı. Bu nedenlerin, yazının girişindeki nedenlerle önemli ölçüde örtüştüğünü düşünüyorum.

    Bir kez daha aynı yazı sonu: Bu rahatsızlık verici tablodan kurtulmak isteyen herkesin şapkasını önüne alıp düşünmesi gerekiyor. Düşünmek istemeyen ise 2003-2007 dönemi ile avunmaya çalışabilir.

    Grafik 1. Son bir yılın GSYH’si ve özel yatırım harcamaları: 2007Ç4-2014Ç2 (2007Ç4=100).
    fft16 mf2777264.520px

    Tablo 1. Toplam yatırımların gelişimi (reel)
    fft16 mf2777299.520px
    Kaynak: OECD verilerinin aktarıldığı St. Louis FED ‘FRED’ web sayfası.

     

    Bu köşe yazısı 04.12.2014 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır