Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Reform yapamamak (2)

    Fatih Özatay, Dr.11 Kasım 2014 - Okunma Sayısı: 1284

    'Pazar listesi' şeklindeki uzun reform listelerinden kaçınılması gerekiyor. Önemli olan, öncelikli reform alanlarının ve ilgili reformların siyasi olarak ne kadar yapılabilir olduklarının sağlıklı saptanması.

    Kabul edin ki oldukça gösterişli bir sunumdu. Başbakan ve çok sayıda bakan, ekonomimizi dönüştürecek programı açıklamak üzere basın mensuplarının karşısında yerlerini almışlardı. Açıkladılar da. Elbette ayrıntılar için ilgili metne bakmamız istenildi. Ben de öyle yaptım ve dünkü yazımda ilgili metinden alıntılar yaptım. Yapısal reform programını bir ağaca benzetirsem, ağacımız göğe şöyle uzanıyordu:

    Ana gövde ‘Onuncu Kalkınma Planı Öncelikli Dönüşüm Programı’. Gövdeden üç ana dal uzanıyor. Birincisinin adı ‘birinci eylem planı’. Bu ana dal dokuz dal doğurmuş. İlk dalın adı ‘ithalata olan bağımlılığın azaltılması programı eylem planı’. Diğer sekizi için Kalkınma Bakanlığı’nın internet sayfasına bakmanız gerekiyor. İlk daldan dört kol ayrılıyor. Bunun da ilk kolunun ismini vereyim: ‘Üretimde dönüşümün gerçekleştirilmesi’. Bu kol dört dal doğurmuş. Her birinin adı ‘politika’ ile başlıyor. Yine ilkine bakıyorum; elbette adı ‘politika 1’. Bu dalın 21 kolu var.

    Dün, bu 21 alt politikadan 4 numaralı olanına ilişkin bilgi vermiştim. Reformumuz şöyleydi: “Güneş enerjisinden elektrik enerjisi üreten tesislerde kullanılan mekanik ve/veya elektro-mekanik teçhizatın yurtiçi üretiminin payı artırılacaktır.”

    Farklı bir ifade ile ‘yerli girdi kullanımını artırmak’ amacına ulaşmak için bize vaat edilen reform ‘yerli girdi kullanımını artırmak’ idi. Valla, inanmıyorsanız siz de açıp okuyun metni. Başkaları da var elbette.

    Ha, denebilir ki, “Reform adımlarını program metninde belirtilen ‘ilgili’ kuruluşlar atacak; bu nedenle böyle genel geçer bir program hazırlandı.” İyi de o zaman açıklanan reform paketi olmuyor ki. Olsa olsa sorunları saptama metni oluyor. Biz sorunları saptama metni değil de reform paketi bekliyoruz. İlgili kuruluşlar somut olarak hangi adımların atılacağını belirlediklerinde belki bir reform paketi olur ve siz de o zaman açıklarsınız o paketi.

    Dünkü yazımın sonunda bir soru sormuştum. Şuydu: “Neden reform yapamıyoruz?” Güya bu yazıda doğrudan bu sorunun yanıtı ile ilgilenecektim. Ne gezer; bizi yönetenlerin bunca yıl yapısal sorunları sıralamaktan o sorunları çözmeye yönelik somut reformları açıklamaya vakit bulamamaları gibi ben de sorduğum sorunun yanıtına gelemiyorum bir türlü. En iyisi yanıtın peşinde koşmayı yarına bırakarak çok önemli bir reform ilkesine değinmek. Öyle yapayım:

    Sarkozy, Fransa Cumhurbaşkanı olduğunda, Fransa’nın yüksek bir oranda büyümesinin önündeki kısıtların saptanması ve bu kısıtların nasıl kaldırılacağının belirlenmesi için bir komisyon kurmuş. Aylar süren çalışmalardan sonra komisyon tam 316 öneriyle gelmiş. Üstelik her bir önerinin vazgeçilemez olduğu düşünülüyormuş. Vazgeçilemez önerilerden 209 numaralısı kuaförlerin diplomasına ilişkinmiş!

    Kıssadan hisse şu: ‘Pazar listesi’ şeklindeki uzun reform listelerinden kaçınılması gerekiyor. Önemli olan, öncelikli reform alanlarının ve ilgili reformların siyasi olarak ne kadar yapılabilir olduklarının sağlıklı saptanması.

    Gelin bu ilke çerçevesinde bir de ‘birinci eylem planı’ kaç madde içeriyor ona bakalım. Dokuz tane alt başlığın ilkinde tam 62 tane politika var. İkincisinde ise 40 politika yer alıyor. Geriye kalan yedi tanesindeki reformları saymaya açıkçası üşendim. Bir de ileride açıklanacak iki eylem planı daha olduğunu düşünün. Sizce sözünü ettiğim ilkeye uyuyor mu?

    Yarın devam edeceğim.

     

    Bu köşe yazısı 11.11.2014 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır