Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Biraz sessizlik lütfen...

    Fatih Özatay, Dr.26 Haziran 2014 - Okunma Sayısı: 1278

    Merkez'in faiz politikası konusunda konuşan iki grup var. İlk grupta Merkez Bankası'nın bağımsızlığına atıfta bulunup para otoritesinin 'rahat bırakılmasını' ima edenler var. Ancak ikinci grup daha güçlü. Zira Başbakan da bu grupta.

    Artık maziye karışan İstanbul Büyükşehir Belediye futbol takımının bir avuç öğrenci taraftarının iki yıl önce bir maçta açtıkları pankart çok hoştu. O pankartta Boz Baykuşlar “Vize sınavları var, biraz sessizlik lütfen” diyorlardı.

    Sizi bilmem ama ben çok sıkıldım. Gün geçmesin ki, bir hükümet yetkilisi ya da iktidar partisinin bir önde geleni Merkez Bankası’nın faiz politikası hakkında konuşmasın.

    Konuşanlar iki gruba ayrılıyorlar:
    İlk grupta Merkez Bankası’nın bağımsızlığına atıfta bulunup para otoritesinin ‘rahat bırakılmasını’ ima edenler var.
    Ancak ikinci grup daha güçlü. Zira Başbakan da bu grupta. Bu grupta yer alanlar, Merkez Bankası’nın para politikasına asimetrik bakıyorlar. Keskin faiz indirimlerinden hoşnutlar. Faiz artırımlarını ya da yetersiz olarak addettikleri faiz düşüşlerini ise kıyasıya eleştiriyorlar.

    Faiz konusunda ne düşündüğümü daha önceleri defalarca yazdım. Tekrarlamaya niyetim yok. Kaldı ki hükümet yetkililerinin ne düşündüğü daha önemli; icraatın başında onlar var. Kısaca önerim şudur:

    1. Her gün bizlerin, yani icraat yapmak durumunda olmayanların önünde faiz tartışması yapmak yerine, düşündüklerinizi hayata geçirin. İcraat yapın.

    2. Faizlerin keskin biçimde indirilmesini mi istiyorsunuz; öyle yapılmasını sağlayın. Mesela faiz konusunda sizin gibi düşünen birisini Merkez Bankası Başkanı olarak atayın. Piyasalar bu değişiklikten rahatsız olmasınlar diye, sözgelimi ‘sağlık koşulları’ nedeniyle görevinden ayrılabilir Başkan.

    3. Yok, artık bu saatten sonra kimse bu bahaneye inanmaz diye düşünüyorsanız, Merkez Bankası’nın yasasını değiştirerek bağımsızlığını ortadan kaldırabilirsiniz.

    4. Bu değişikliği haklı olarak riskli bulabilirsiniz. Bu nedenle, Merkez Bankası’nın yasa üzerinde bağımsız kalması gerektiğini düşünebilirsiniz. Ama faizlerin de sizin istediğiniz kadar düşük olmasını istiyorsunuz. Öyleyse;
    a. Merkez Bankası yasasını değiştirin ve Merkez Bankası’nın temel amacını yeniden tanımlayın –ki keskin faiz indirimlerini yapabilecek dayanağa sahip olsun. Mesela Merkez Bankası’nın temel amacı tam istihdamı sağlamaktır deyin.
    b. Bunu da riskli buluyorsanız, Para Politikası Kurulu’nun yapısını değiştirin. Para politikasına enflasyondan çok ihracat penceresinden bakanların olduğu bir yapı kurabilirsiniz mesela. Kaldı ki dünyada çok farklı uygulamalar var. Türkiye’deki mevcut yapıya ‘mahkûm’ değiliz ki.
    c. Bu da size riskli gelebilir. O zaman enflasyon hedefini yükseltebilirsiniz. Öyle ya, tutturulmayacağını bile bile neden hep yüzde 5 olarak açıklıyorsunuz hedefi? Mesela yüzde 7,5 yapabilirsiniz.

    5. Bunların hiçbirini yapmayacaksanız lütfen bu konuda daha fazla konuşmayın artık. Türkiye’nin 2023 hedeflerine nasıl ulaşabileceği daha ilginç bir tartışma konusu değil mi sizce? Yoksa o hedefler iyice gerçekçi olmaktan çıktılar mı?

     

    Bu köşe yazısı 26.06.2014 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır