Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    2014: Çok oynak ve ilginç bir yıl

    Fatih Özatay, Dr.10 Haziran 2014 - Okunma Sayısı: 1228

    İnsanın aklına o olumsuz koşullarda sanayi üretimi yüzde 5 arttıysa, içinde bulunduğumuz koşullarda bu artış çok daha yüksek olabilir düşüncesi geliyor.

    Çok ilginç bir yılın yarısını geride bırakmak üzereyiz. İlk aylar ekonomi açısından kâbus gibiydi. Önce ABD Merkez Bankası’nın (FED) kararları çerçevesinde bizim gibi ülkeler çok olumsuz etkilendiler. Türkiye en kırılgan beş ülkeden biri olarak gösterildi. Bunun sonucunda 2013’ün ilk üç ayında Türkiye’ye her ay ortalama 9.1 milyar dolar sermaye girmişken, bu yılın ilk üç ayında net giriş olmadı, aksine 55 milyon dolar çıktı. Döviz kuru ve faiz sıçradı, ekonomiye güven azaldı. Aynı dönemde bir yandan da yolsuzluk iddiaları, tapeler ve yerel seçim nedeniyle tüm Türkiye yay gibi gerildi. Üstelik bu sevimsiz ortamda iç talebi düşürücü bir de bazı kararlar alınmıştı. Merkez Bankası faizi belirgin biçimde artırmış, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ise tüketici kredilerinin son haftalardaki artış oranını son derece düşük düzeye indiren kararları almıştı. 

    Bu ortama ve daraltıcı ekonomi kararlarına rağmen sanayi üretimi önemli bir artış gösterdi. Dün nisan ayına ait veriler de açıklandı. Buna göre yılın ilk dört ayında, bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla sanayi üretiminin yüzde 5.1 oranında arttığını öğrendik. Bu değer, net sermaye girişlerinin çok bol olduğu ve yurtiçi kredi artışının tam gaz sürdüğü geçen yılın ilk dört ayındaki üretim artışından çok yüksek. O dönemdeki artış sadece yüzde 2.1 düzeyindeydi. 

    Neresinden bakarsanız yüksek olan bu artışın temel bir nedeni ihracattaki olumlu performansın sürüyor olması. Dört aylık üretim performansının tümünü açıklamasa bile, en azından BDDK kararları devreye girene kadar bazı tüketim harcamalarının öne çekilmesi de üretim artışında rol oynamış olabilir. Muhtemel kamu kesimi harcamaları da bu ilginç performansa katkı verdi. Yarın ilk çeyreğe ilişkin gayri safi yurtiçi hasıla verisi açıklandığında, bu savın ne kadar geçeri olduğunu anlayacağız. Bunların dışında bu performansı açıklayacak bir iktisadi neden bulamıyorum. 

    İşin ilginci, yazının başında sözünü ettiğim olumsuz havanın mayıs ayından bu yana tersine dönmüş olması. Önce içeride siyaset yatıştı. Sonra FED kararlarının oluşturduğu olumsuz hava daha olumsuza dönmedi. Arkasından Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) parasal genişlemeye gideceği beklentisi geldi. Son olarak da bu beklenti gerçekleşti ve Draghi geçen hafta finansal piyasaları daha da rahatlatan kararları açıkladı. 

    Dolayısıyla, şu an içinde bulunduğumuz ortam yılın ilk dört ayındaki ortam ile karşılaştırılamayacak kadar iyi. İnsanın aklına o olumsuz koşullarda sanayi üretimi yüzde 5 arttıysa, içinde bulunduğumuz koşullarda bu artış çok daha yüksek olabilir düşüncesi geliyor. Ama bu yargıya varmak için acele etmemeli. İki temel nedenle: Birincisi, ECB kararları ayrıntısına inilerek daha iyi anlaşılınca bizim gibi ülkelere tekrar bol sermaye girecek yargısı değişebilir. Hatırlayın; Draghi basın toplantısında ECB’nin yeni parasal genişlemesinin Euro Bölgesi’ne açılacak krediler ile olacağını, bunu yakından izleyeceklerini belirtti. Biraz daha düşünmek gerekiyor. İkincisi, muhtemel sonbahar aylarından itibaren FED’in faiz artırımlarına ne zaman başlayacağını tartışacağız. Kısacası 2014’te ekonomimizi etkileyen temel koşullar şu ana kadar oldukça oynak bir seyir gösterdiler ve bu oynaklık ikinci yarıda da sürecek gibi. 

    Kasım ve aralık aylarında bir dizi yazı ile 2014 büyüme tahminimi ve arkasındaki varsayımları vermiştim. Bu varsayımlardan FED’e, dış politikamıza ve BDDK kararlarına ilişkin olanlar gerçekleşenler ile uyumlu. ECB için ise faiz indirimi var temel senaryomda ama yeni bir parasal genişleme yok. Elbette son yazısı 14 Aralık günü yayınlanan dizide iç siyasi gerginlik varsayımı da yok. O zamanki büyüme tahminim yüzde 3.5 idi. Tüm bu gelişmeler çerçevesinde, geçen yıl kasım ayında sizlerle paylaştığım büyüme tahminimi değiştirmeye bir gerek görmüyorum.

     

    Bu köşe yazısı 10.06.2014 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır