Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Draghi başbakanla aynı görüşte değil

    Fatih Özatay, Dr.07 Haziran 2014 - Okunma Sayısı: 1619

    Kıssadan hisse: Bir hükümetin kısa dönemli en önemli ve en etkili birkaç ekonomi politikası türünden biri olan para politikasını yürüten merkez bankasını hırpalamak iyi bir şey değildir

    Dün Avrupa Merkez Bankası (ECB) önemli kararlar aldı. Özünde, deflasyon riskini azaltmak için bankaların reel sektöre açtıkları kredi miktarını artırmaya yönelik önlemler açıklandı. Bu kararların ayrıntılarını dünkü gazetelerde okudunuz, televizyonlardan dinlediniz. 

    ECB’nin web sayfasına kararların ayrıntılarını ve neden alındıklarını açıklayan birkaç tane duyuru da konuldu. Bunlardan biri ‘ECB neden negatif faiz haddine gitti?’ başlığını taşıyor. Zira alınan üç önemli karardan biri faiz haddine ilişkin. Politika faizi yüzde 0.10’a düşürülürken, bankaların reel sektöre kredi açmak yerine ECB’de tuttukları fonlara ise -0.10 puan faiz ödeneceği açıklandı. Böylelikle, diğer önlemlerle birlikte bankaların reel sektöre kredi açmaları özendirilmeye çalışılıyor. Sözünü ettiğim rapor bu pek alışılagelmedik faiz uygulamasına ilişkin. 

    Raporun başlangıç cümleleri, Türkiye’de son haftalarda özellikle Başbakan tarafından ileri sürülen ve iktisatçı olarak bana yanlış gelen önerme ile çok yakından ilgili. Başbakan, enflasyon ile faiz arasında doğru orantı olduğunu belirtiyor ve faizin belirgin biçimde düşürülmesini istiyor. Böylelikle enflasyonun da düşeceğini söylüyor. Bakın dünyanın en etkili ve en büyük iki merkez bankasından biri olan ECB faiz-enflasyon meselesinde ne düşünüyor: 

    “ECB’nin ana görevi, enflasyonu yüzde 2’nin biraz altında ama ona çok yakın bir düzeyde tutarak, orta dönemde fiyat istikrarını sağlamaktır. ECB, çoğu merkez bankası gibi, enflasyonu faiz haddini belirleyerek etkilemektedir. Bir merkez bankası, oldukça yüksek enflasyona karşı önlem almak isterse, genellikle faizi yükseltir. Böylelikle borçlanmayı pahalılaştırır ve tasarruf etmeyi daha cazip kılar. Tersine, çok düşük bir enflasyona karşı önlem almak isterse, faiz haddini düşürür.” ECB, bir sonraki cümlede ise, enflasyonun Euro Bölgesi’nde uzunca bir süre yüzde 2’nin oldukça altında kalmasını beklediği için faiz haddini düşürdüğünü anlatıyor. Yani, faizi düşürmesinin nedeni, enflasyonu yükseltmek istemesi. 

    ECB’nin söyledikleri oldukça açık. Dikkat ederseniz sadece Euro Bölgesi için geçerli değil söyledikleri. Genel olarak merkez bankalarının enflasyonu etkilemek için ne yaptıklarını anlatıyor. Sadece çok güncel diye ECB’den alıntı yaptım. Yoksa ister ABD Merkez Bankası’nın ister İngiltere Merkez Bankası’nın ya da ne bileyim isterseniz Brezilya Merkez Bankası’nın web sayfasına gidin, benzer yorumları oralardan da okuyabilirsiniz. 

    Kıssadan hisse: Bir hükümetin kısa dönemli en önemli ve en etkili birkaç ekonomi politikası türünden biri olan para politikasını yürüten merkez bankasını hırpalamak iyi bir şey değildir. Zira bu hırpalama, para politikasının inandırıcılığını ve güvenilirliğini olumsuz etkileyerek hükümetin kendi ekonomi programının başarı şansınız azaltır. Hele hırpalama, o merkez bankasının özünde başka merkez bankalarının da yaptığını yapmaya çalıştığı için ise.

     

    Bu köşe yazısı 07.06.2014 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır