TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Ben zinhar tavsiye etmiyorum. Ama bunca kişi keskin bir düşüşten yana; o zaman "sonuçlarını göze alıyorsanız, deneyin" diyorum.
Malum, güncel konu Başbakan’ın Merkez Bankası’nın (MB) enflasyon hedeflerini tutturma performansı ve faiz politikası hakkında söyledikleri. Öncelikle şunu belirteyim: Başbakan’ın enflasyon performansı hakkında söylediklerine tümüyle katılıyorum. Birincisi, yıllardır hedefin oldukça üzerinde gerçekleşiyor enflasyon. İkincisi, sıklıkla, hedefin açıklanmasından henüz birkaç ay geçmeden MB yılsonu hedefinin tutturulamayacağını açıklıyor ve yılsonu için daha yüksek bir enflasyon tahmini veriyor. Arkasından da “merak etmeyin orta vadede hedefle uyumlu hale gelecek enflasyon” diyor.
Ben, enflasyonun Türkiye’nin kısa vadede en önemli ekonomik sorunlarından biri olduğunu ve yüksek bulunan mevcut faiz düzeyinin bile enflasyonu hedefe yaklaştırmayacağını düşünüyorum. Ama böyle düşünmeyen çok sayıda akademisyen, köşe yazarı, iş adamı, siyasetçi ve hükümet üyesi var. Başbakan da benim gibi düşünmüyor.
Başbakan, üst üste ve oldukça yüksek bir oy oranıyla seçim kazanan bir siyasi partinin lideri. Uygulamak istediği bir ekonomik program var. Mevcut faiz düzeyinin uygulanan ekonomi programına zararlı olduğu kanısında. Doğal olarak da öyle 0.5 puan falan değil, bayağı yüklü miktarda, mesela 4-4.5 puan gibi bir faiz indirimi talep ediyor.
Bu kadar kişi faizin yüklü miktarda düşürülmesini istediğine göre, bir bildikleri olsa gerek. Türkiye’nin ‘yok faiz yüksekti, yok düşüktü’ tartışmasından kurtulmasının bir yolu faizi böyle kapsamlı bir biçimde düşürmekten geçiyor. Mevcut MB yasasıyla bunun nasıl gerçekleştirileceği hükümetin işi. Sonuçta isterlerse MB yasasını değiştirecek Meclis çoğunlukları fazlasıyla var. Yok, yasayı değiştirmek istemezlerse MB yönetiminin istifa etmesini de isteyebilirler.
Yanlış anlaşılmasın diye bir kez daha belirteyim. Böyle kapsamlı bir faiz düşüşünü ben riskli buluyorum ve zinhar tavsiye etmiyorum. Ama dedim ya bunca kişi keskin bir düşüşten yana; onlara o zaman “sonuçlarını göze alıyorsanız, deneyin” diyorum.
Hem iktidarda olup hem her türlü yasayı geçirecek büyük bir Melis çoğunluğuna dayanıp hem de şikâyet etmek hoş olmuyor. Tabii ki herkesin görüşlerini söylemek hakkı var. Ama para politikasına ilişkin önemli bir nokta gözden kaçmamalı. Para politikası, bir hükümetin ekonomi politikasının en önemli parçalarından biri. Herkesin önünde o para politikasını uygulayan kurumu yerden yere vurmak, hükümetin ekonomi politikasını zayıflatıyor. Ekonomi politikasını zayıflatmak yerine, gereği neyse onu yapmak daha doğru değil mi?
Bu köşe yazısı 29.05.2014 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.
Fatih Özatay, Dr.
30/04/2025
M. Coşkun Cangöz, Dr.
27/04/2025
Burcu Aydın, Dr.
26/04/2025
Fatih Özatay, Dr.
25/04/2025
Fatih Özatay, Dr.
23/04/2025