Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Okullarda garip bir şey oluyor

    Güven Sak, Dr.09 Mayıs 2014 - Okunma Sayısı: 7103

    Okullarda garip bir şey oluyor ve öğrenme hevesi ile sınıfları dolduran çocuklarımız sonunda mutsuz oluyorlar.

    Türkiye’nin eğitim sisteminde bir problem var. Okullarda garip bir şey oluyor. Önce sanırım bunun üzerinde bir mutabakata varmamız lazım. Teşhis, tedavinin başlangıç noktası değildir. Tedavinin başlangıç noktası, hastanın hasta olduğunu kabul etmesidir. Evvelki gün, TEPAV iktisatçılarından Efşan Nas Özen, British Council ve TEPAV’ın, Milli Eğitim Bakanlığımızın desteğiyle yaptıkları bir çalışmanın sonuçlarını anlatırken aklıma bunlar takıldı. Çalışma, memleketteki İngilizce eğitimine ilişkin bir ihtiyaç analiziydi. Benim gördüğüm en temel sonuç şöyleydi: Çocuklarımız, bizim okullarda, sanki öğrenmekten soğuyorlardı. Okullarda bir şey, galiba bizim memleketteki ders yapma biçimi, sanki bu çağın çocuklarını mutsuz ediyor, okuldan soğutuyordu.

    Bunu nereden çıkarıyorum? Yapılan çalışmada, ankete katılan farklı sınıflardaki öğrencilere, İngilizce dersini sevip sevmediklerini sormuşlar. Cevaplar çok ilginç. Beşinci sınıfa gidenlerin yüzde 80’i İngilizce dersini seviyor. Çocuklarda bir öğrenme heyecanı olmadığını kim söyleyebilir? Var işte. Ama sonra yıllar ilerleyip, sınıflar büyüdükçe İngilizce sevgisi derece derece azalıyor. Sevgi bir nevi nefrete dönüyor. En son 12. sınıfa geldiklerinde, İngilizce dersini sevenlerin oranı yüzde 40’ın bile altına düşüyor. Sevmeyenlerin oranı da sınıflar ilerledikçe artıyor. Şimdi buna ne denir? Ben size açıkça söyleyeyim: Okullarda garip bir şey oluyor ve öğrenme hevesi ile sınıfları dolduran çocuklarımız sonunda mutsuz oluyorlar. Peki, sevmiyorlar ama İngilizceyi öğrenebiliyorlar mı? Çünkü açıktır ki, “Kardeşim, disiplini kim sever, çocuklar hiç değilse İngilizceyi öğreniyorlar” demek de mümkün aynı grafiğe bakarak. Ama ne gezer? Bizimkiler bir şey öğrenemiyor. İngilizce ortada. PISA skorları ortada.

    Şekil: “İngilizce dersini seviyor musunuz?” sorusuna verilen cevaplar (5-12. sınıflar)

    gs0905

    Kaynak:TEPAV-British Council İngilizce İhtiyaç Analizi Raporu, Ankara: TEPAV Yayınları

    Geçenlerde Doğu Kudüs’te ikamet eden Filistinli bir işadamı ile birlikte Prag’dan İstanbul’a uçuyorduk. Yolda bana “Prag’da bir şey dikkatini çekti mi?” diye sordu. Ben acaba hangisi diye düşünürken, “Herkes son derece iyi İngilizce konuşuyordu. Sen bu toplantıyı Türkiye’de yapsaydın, hepimizin bir iletişim sorunu olurdu. Ben Türkiye ile Filistin arasında ticaret yapıyorum ama muhataplarımla ancak tercüman aracılığıyla konuşabiliyorum. İkimiz de tercümanlara yaptığımız iş üzerinden yüzde 5’er pay ödüyoruz. Bunun ekonominiz üzerinde ne kadar büyük bir yük olduğunun farkında değil misiniz?” dedi. Ben sustum. Halbuki ben İngilizce’yi Türkiye’de öğrendim. 1970’li yılların başında Bursa’da Maarif Koleji’nde öğrendim. İngilizce’yle hayatımda hiç problemim olmadı.

    Buradan iki sonuç çıkartayım müsaadenizle. Birincisi, bakanlığımız 1970’li yıllarda yapabildiğini bugün artık yapamamaktadır. Önce bu noktanın altını bir çizeyim. Tamam, biz o vakit az kişiydik ama o gün bizi sıkmayan o sistem bugün neden çocukları dersten soğutuyor? Biz neden geçmiş tecrübeden ders alıp, üzerine tuğla tuğla bir inşaat yapamıyoruz? İkincisi, İngilizce dersinden çocukları soğutan bir eğitim sistemi acaba kimya, fizik, matematik derslerinde ne yapıyordur? Ben sunumları izlerken bunları düşündüm.

    Aklımda bu kaldı: Okullarda garip bir şey oluyor.

     

    Bu köşe yazısı 09.05.2014 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır