Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Ya göründüğün gibi ol ya olduğun gibi görün

    Fatih Özatay, Dr.06 Mayıs 2014 - Okunma Sayısı: 1401

    Enflasyon inatçılığa devam edecek. Evet, nisan ayında yükseldi, mayısta da yüksek çıkacak. Ama az önce belirttiğim gibi yeni bir kur şoku olmadıkça o eski ortalamasına dönecek.

    Telaşlanmalı mıyız? Karamsar olmalı mıyız? Aralık ayında ya da ne bileyim mesela mart ayında enflasyon açısından ne kadar telaşlı ve karamsar isek o doz yeterli; artırmaya gerek yok. ‘Mıyız’ ve ‘isek’ dedim; aynı olduğumuzu çağrıştırıyorlar. Oysa homojen değiliz. Bu ‘doz’ meselesini ‘ekonomi yönetimi’, ‘her daim para politikasına methiye düzenler’ ve ‘olguları olduğu gibi görmek isteyenler’ açısından ayrı ayrı ele almak gerekiyor. 

    Önce ekonomi yönetimi açısından bakayım. Enflasyonun ne düzeyde olmasının istendiğini, yani enflasyon hedefini, hükümet ile Merkez Bankası birlikte belirliyorlar. Ağırlığın hükümette olduğunu belirtmek yanlış olmaz. Son tahlilde hükümetin ekonomi politikası. Merkez Bankası yönetimi hükümetin hedeflemek istediği enflasyondan hoşnut değilse istifa edebilir mesela. 

    2012-2014 dönemine bakalım. Bu üç yılın her birinde hükümet enflasyonun yüzde 5 düzeyinde gerçekleşmesini hedeflemiş. Bunlar yılsonu hedefleri. Ama her yılın sonunda yüzde 5 olması istendiğine göre demek ki, yıl boyunca da bu düzey etrafında çok fazla oynamadan dalgalanması isteniliyor. Bu söylediğim 2013 ve 2014 için tam geçerli. 2011 sonu enflasyon hedefi yüzde 5.5 olduğu için, 2012 için de tama yakın geçerli. Nihayetinde yüzde 5.5’ten 5’e düşürmek hedef var. Demek ki 2012-2014 dönemi için hedeflenen ortalama enflasyon düzeyi yüzde 5. Elbette nokta atış mümkün değil. Siz bunun etrafına bir de bant çekin; yüzde 4 ile yüzde 6 arasındaki dalgalanmaları kabul edelim mesela. 

    Oysa Ocak 2012-Nisan 2014 döneminin ortalama enflasyonu yüzde 8.2 oldu. Merkez Bankası’nın yıl sonu tahmini dikkate alındığında 2012-2014 için bu ortalama çok değişmeyecek; belki ‘milim’ yukarıda olacak. Demek ki 2012-2014 döneminde hedefin çok yukarısında bir ortalama enflasyon gerçekleşti. Bu anlamda nisan ayında enflasyonun yüzde 9.4’e sıçramasının ekonomi yönetimini telaşlandırması gerekmiyor. Nasıl olsa birkaç ay sonra (kurda yeni bir sıçrama olmazsa) enflasyon düşmeye başlayacak ve yıl ortalaması yüzde 8.5 düzeyinde bir yerlerde olacak. Bu ortalama da 2012’den bu yana gerçekleşenden farklı bir ortalama değil. Şimdiye kadar telaş etmeyenlerin, telaşlanmasına gerek yok. 

    Her daim para politikasına methiye düzenler de rahat edebilirler. Sonuçta o kadar olumsuz şok yedi bu ekonomi: ABD Merkez Bankası’nın 
    kararları, 17 Aralık, seçim gerginliği, Ukrayna falan. Kaldı ki yıl sonunu da yüzde 8’e yakın bir yerde bitirirsek; bunca şoka rağmen para politikasının nasıl da enflasyonu kontrol altında tuttuğunu anlatabilirler. Hem zaten Merkez Bankası 2015’te yüzde 5’e yaklaşacağımızı söylemiyor mu? Dolayısıyla, onların karamsarlaşmalarına gerek yok. 

    Olguları olduğu gibi görmek isteyenler açısından da ortada yeni bir durum yok. Enflasyon inatçılığa devam edecek. Evet, nisan ayında yükseldi, mayısta da yüksek çıkacak. Ama az önce belirttiğim gibi yeni bir kur şoku olmadıkça o eski ortalamasına dönecek. Bu gruptaki ekonomistler zaten o ortalamadan hoşnut değillerdi; rekabet gücümüzü törpülediğine işaret ediyorlar ve enflasyon hedeflerinin anlamını yitirdiğine dikkat çekiyorlardı. Daha fazla karamsarlaşmalarına onların da gerek yok. 

    Yeri gelmişken sorayım: Sahi, biz neden enflasyon hedefini hep yüzde 5 olarak açıklıyoruz? Biraz komik olmuyor mu?

     

    Bu köşe yazısı 06.05.2014 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Enflasyon inatçılığa devam edecek. Evet, nisan ayında yükseldi, mayısta da yüksek çıkacak. Ama az önce belirttiğim gibi yeni bir kur şoku olmadıkça o eski ortalamasına dönecek.

    Telaşlanmalı mıyız? Karamsar olmalı mıyız? Aralık ayında ya da ne bileyim mesela mart ayında enflasyon açısından ne kadar telaşlı ve karamsar isek o doz yeterli; artırmaya gerek yok. ‘Mıyız’ ve ‘isek’ dedim; aynı olduğumuzu çağrıştırıyorlar. Oysa homojen değiliz. Bu ‘doz’ meselesini ‘ekonomi yönetimi’, ‘her daim para politikasına methiye düzenler’ ve ‘olguları olduğu gibi görmek isteyenler’ açısından ayrı ayrı ele almak gerekiyor.

    Önce ekonomi yönetimi açısından bakayım. Enflasyonun ne düzeyde olmasının istendiğini, yani enflasyon hedefini, hükümet ile Merkez Bankası birlikte belirliyorlar. Ağırlığın hükümette olduğunu belirtmek yanlış olmaz. Son tahlilde hükümetin ekonomi politikası. Merkez Bankası yönetimi hükümetin hedeflemek istediği enflasyondan hoşnut değilse istifa edebilir mesela.

    2012-2014 dönemine bakalım. Bu üç yılın her birinde hükümet enflasyonun yüzde 5 düzeyinde gerçekleşmesini hedeflemiş. Bunlar yılsonu hedefleri. Ama her yılın sonunda yüzde 5 olması istendiğine göre demek ki, yıl boyunca da bu düzey etrafında çok fazla oynamadan dalgalanması isteniliyor. Bu söylediğim 2013 ve 2014 için tam geçerli. 2011 sonu enflasyon hedefi yüzde 5.5 olduğu için, 2012 için de tama yakın geçerli. Nihayetinde yüzde 5.5’ten 5’e düşürmek hedef var. Demek ki 2012-2014 dönemi için hedeflenen ortalama enflasyon düzeyi yüzde 5. Elbette nokta atış mümkün değil. Siz bunun etrafına bir de bant çekin; yüzde 4 ile yüzde 6 arasındaki dalgalanmaları kabul edelim mesela.

    Oysa Ocak 2012-Nisan 2014 döneminin ortalama enflasyonu yüzde 8.2 oldu. Merkez Bankası’nın yıl sonu tahmini dikkate alındığında 2012-2014 için bu ortalama çok değişmeyecek; belki ‘milim’ yukarıda olacak. Demek ki 2012-2014 döneminde hedefin çok yukarısında bir ortalama enflasyon gerçekleşti. Bu anlamda nisan ayında enflasyonun yüzde 9.4’e sıçramasının ekonomi yönetimini telaşlandırması gerekmiyor. Nasıl olsa birkaç ay sonra (kurda yeni bir sıçrama olmazsa) enflasyon düşmeye başlayacak ve yıl ortalaması yüzde 8.5 düzeyinde bir yerlerde olacak. Bu ortalama da 2012’den bu yana gerçekleşenden farklı bir ortalama değil. Şimdiye kadar telaş etmeyenlerin, telaşlanmasına gerek yok.

    Her daim para politikasına methiye düzenler de rahat edebilirler. Sonuçta o kadar olumsuz şok yedi bu ekonomi: ABD Merkez Bankası’nın
    kararları, 17 Aralık, seçim gerginliği, Ukrayna falan. Kaldı ki yıl sonunu da yüzde 8’e yakın bir yerde bitirirsek; bunca şoka rağmen para politikasının nasıl da enflasyonu kontrol altında tuttuğunu anlatabilirler. Hem zaten Merkez Bankası 2015’te yüzde 5’e yaklaşacağımızı söylemiyor mu? Dolayısıyla, onların karamsarlaşmalarına gerek yok.

    Olguları olduğu gibi görmek isteyenler açısından da ortada yeni bir durum yok. Enflasyon inatçılığa devam edecek. Evet, nisan ayında yükseldi, mayısta da yüksek çıkacak. Ama az önce belirttiğim gibi yeni bir kur şoku olmadıkça o eski ortalamasına dönecek. Bu gruptaki ekonomistler zaten o ortalamadan hoşnut değillerdi; rekabet gücümüzü törpülediğine işaret ediyorlar ve enflasyon hedeflerinin anlamını yitirdiğine dikkat çekiyorlardı. Daha fazla karamsarlaşmalarına onların da gerek yok.

    Yeri gelmişken sorayım: Sahi, biz neden enflasyon hedefini hep yüzde 5 olarak açıklıyoruz? Biraz komik olmuyor mu?

    Etiketler:
    Yazdır