Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Saydamlığın önemi

    Fatih Özatay, Dr.24 Nisan 2014 - Okunma Sayısı: 1324

    TED Üniversitesi öğretim üyelerinin çalışmasında bizim Merkez Bankası'nın saydamlık açısından yerinin hiç de fena olmadığı ortaya çıkıyor.

    Bugün Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplanacak. Kısa vadeli faizler, zorunlu karşılık oranları ve rezerv opsiyon mekanizmasına ilişkin kararlar alacak. Belki mevcut durumu değiştirmeyecek belki de bazı değişiklikler yapacak. “Hoca, sağ ol malumu ilan ettin; zaten başka alternatif mi var?” diye sorarsanız elbette haklısınız. Cevabım şu: Zaten yazımın da Merkez Bankası’nın bugünkü kararları ile bir ilgisi yok; başlangıç cümlesi sadece gündemden ‘kopmadığımı’ (artık nasıl kopmamak ise) göstermek için. Ama durun, yazımın genel olarak para politikasıyla çok yakından ilişkisi var. Buyurun, nasıl var, bir bakın.

    TED Üniversitesi öğretim üyesi Nergis Dinçer ile tanınmış iktisatçı Barry Eichengreen’in Uluslararası Merkez Bankacılığı dergisinde önemli bir çalışmaları yayınlandı mart ayında. Daha önce gerçekleştirdikleri iki çalışmayı daha da zenginleştiriyorlar bu çalışmada. Çalışma, ‘merkez bankası saydamlığı ve bağımsızlığı’ başlığını taşıyor. 100’den fazla merkez bankasını hem saydamlık hem de bağımsızlık açısından 1998-2010 dönemi için sıralıyorlar. Bağımsızlığın önemi daha önceki çalışmalardan da biliniyor. Bu çalışmanın ayırt edici özelliği, saydamlığı ölçmesi ve dahası saydamlık ile enflasyonun oynaklığı ve düzeyi arasındaki ilişkiyi araştırması. Saydamlık arttıkça enflasyondaki oynaklığın azaldığı sonucuna ulaşılıyor çalışmada. Ayrıca bizim Merkez Bankası’nın saydamlık açısından yerinin hiç de fena olmadığı ortaya çıkıyor. Bu vesileyle, daha ikinci yılında olan TED Üniversitesi’ni böyle değerli akademisyenleri bünyesinde topladığı için (ben sadece ekonomi bölümünü biliyorum; başka değerli akademisyenler de var o bölümde) tebrik etmek gerekiyor.

    Bu övgü faslından sonra sadede gelmeli. Saydamlığın birden fazla işlevi var. Bunlardan en önemlisi, gelecek dönemde uygulanacak para politikası açısından kamuoyuna bilgi vermesi. Bu önemli, zira yatırım ve tüketim kararları açısından asıl belirleyici olan faizler uzun vadeli faizler. Uzun vadeli faizler ise sadece Merkez Bankası’nın bugünkü faizleri tarafından belirlenmiyor. Aynı zamanda gelecek toplantılarda alınması beklenen faiz kararları tarafından da şekillendiriliyor. Asıl olarak bu nedenle, mesela ABD Merkez Bankası, 2012 başlarından bu yana karar alıcılarının ileriye yönelik faiz tahminlerini yayınlıyor.

    Bir merkez bankasının en son toplantısında aldığı faiz kararının ve daha da önemlisi ileride alabileceğini ima ettiği faiz kararlarının ekonomi üzerinde beklenen olumlu etkilerini gösterebilmelerinin çok önemli bir ön koşulu var: O merkez bankasının aldığı ve alacağını ima ettiği kararları siyasi baskı altında aldığı algısının oluşmaması. Bu açıdan herkese ama özellikle siyasilere büyük bir görev düşüyor. Özellikle Türkiye’de.

    Meraklısına not; sözünü ettiğim çalışmanın künyesi şöyle: Nergiz Dinçer ve Barry Eichengreen, 2014. “Central Bank Transparency and Independence: Updates and New Measures”, International Journal of Central Banking, 10(1), 189-253.

     

    Bu köşe yazısı 24.04.2014 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır