Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Kore'de hırsızlığı farklı yapan nedir?

    Güven Sak, Dr.21 Mart 2014 - Okunma Sayısı: 2021

    Ne diyeceğiz? Adamlar çalıyor ama bakın daha iyi çalışıyor deyip geçecek miyiz? Bence hayır.

    Kore neden ilginçtir? Güney Kore, son otuz yılda, orta gelir düzeyinden yüksek gelir düzeyine yükselebilen tek ülkedir. Başkası yoktur. Kore’de kişi başına milli gelirin Amerikan kişi başına milli gelirine oranı bundan kırk yıl önce yüzde 25’lerdeydi. Şimdi oldu yüzde 60. Türkiye’de bundan kırk yıl önce kişi başına milli gelir Amerikan kişi başına milli gelirinin yüzde 25’i düzeyindeydi. Bugün hala öyledir. Kore yol almıştır. Türkiye dağ başında kalakalmıştır. Bu arada ne çok nurlu ufuklar nutku dinlemek zorunda kaldık, bir düşünün. Hem o nutukları dinledik, hem de olduğumuz yerde kaldık. Neler çektik yahu? Ama doğrusu ya, ben Kore’yi bugün bir başka açıdan merak ediyorum. Rakamlara bakıyorum: Kore’de de Türkiye kadar çok yolsuzluk oluyor. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün Yolsuzluk Algı Anketi sonuçları öyle söylüyor. Çalınıyorsa, Kore’de de çalınıyor. Ama bakın Kore mesafe alıyor. Biz olduğumuz yerde kalıyoruz. Bu aralar hep aklımda bu konuyu çevirip duruyorum. “Nedir Allahım nedir? Kore’yi farklı yapan nedir?” diye düşünüyorum. İlk aklıma gelenleri bugün sizinle paylaşayım dedim. Belki bir faydası dokunur. 
    Uluslararası Şeffaflık Örgütü (Transparency International-TI) , dünyanın her tarafında ne kadar yolsuzluk oluyor yakından takip ediyor. Yayımladığı Yolsuzluk Algısı Endeksi ülkelerin bu alanda nasıl değerlendirilmekte olduğuna dair bir karşılaştırma yapmamıza da imkan sağlıyor. 2013 verileri yakınlarda açıklandı. En dürüst ülke Finlandiya, algı endeksinde bir numara. En kötü yer ise Somali, sıralamada 175incilikte. Sonunculuğu Kuzey Kore ve Afganistan ile paylaşıyor. Türkiye, 53üncü sırada. Kore’yi bu endekste Türkiye’den ayırt edebilmek pek zor; onlar da 46ıncı sıradalar. Halbuki Türkiye’de kişi başına gelir 2012 yılı itibariyle 10 bin dolar civarında, Kore’de ise 23 bin dolar kadar. Türkiye’nin en büyük şirketi Tüpraş. Kore’nin en büyük şirketi ise, Samsung. Tüpraş’ın hasılatı 21,6 milyar dolar. Samsung’un ise 179 milyar dolar. Kore’nin en büyük şirketi, Türkiye’nin en büyük şirketini ikiye filan değil, tam sekize katlıyor. Millet Koredeki yolsuzluk seviyesini, bizdekinden ayırt etmekte zorluk çekebilir. Ama bakın, Kore’nin parlak iktisadi performansını, Türkiye’nin son otuz yıllık vasat performansından ayırt etmekte hiç kimse zorlanmaz. Nedir Allahım nedir? Kore’yi yolsuzluklar liginde Türkiye’den farklı yapan nedir? Merak ediyorum. 
    Ne diyeceğiz? Adamlar çalıyor ama bakın daha iyi çalışıyor deyip geçecek miyiz? Bence hayır. Bu rakamlara bakarken, aklıma hep yıllar önce Doğu Asya çalışan bir Amerikalı siyaset bilimcinin bana söyledikleri geliyor. “Ben yıllardır, Kore ve Singapur gibi ülkeler üzerine çalışıyorum” demişti bana, “Kore ile Türkiye askeri rejim ve de askeri darbe gelenekleri ile birbirlerine çok benziyorlar. Ama bir süredir kafamı kurcalayan bir mesele var: Doğu Asya’da darbe yapan askerlerin gözleri gibi korudukları en önemli unsur ekonomik istikrardır. Türkiye’de ise iktisadi istikrar askerler için pek önem taşımıyor. Sizde darbeler ekonomik istikrarı korumak için yapılmıyor. İktisadi istikrar bozulduktan sonra ortalığı toparlamak için yapılıyor. Görüyorum ama nedenini anlayamıyorum” Ben de o vakit, “güzel bir tespit” diye aklıma yazmıştım: Türkiye iktisadi istikrarın korunmasını hiçbir zaman önemli bir milli hedef haline getirmedi. 
    Ben yukarıdaki anekdottan çıkarak, bugün şu noktanın altını çizmek isterim: Kore’de yolsuzluklar, iktisadi kararların sonuç odaklı olmasını engellemiyor. Oradaki ahbap-çavuş kapitalizmi, işi yapacak olanı, en iyi firmaların arasından seçmeye özen gösteriyor. Sistem, başarısız olan firmaları bizdendir diye yaşatmaya çalışmıyor. İşin en iyi biçimde yapılmasına verilen önem, iktisadi istikrarın korunması milli bir hedef olduğu için mümkün olabiliyor. Gelin bir genelleme yapayım: Yolsuzluklar açısından ülkeler ikiye ayrılır, “Usulsüzlük yaparken bile toplumsal sonucu umursayan/emaneti ehline vermeye özen gösteren ülkeler” ile “Toplumsal sonucun ne olacağını asla takmayan yağmacılığın hakim olduğu ülkeler”. Kore ilk gruba düşüyor. Biz ise ikincisine. Bu durumu somut olarak ölçebilmek mümkün müdür? Evet. Mesela Kore’de ve Türkiye’de yapılan yollardan birer numune alıp karşılaştırabiliriz. Böyle bir araştırma çalışması yapsak, acaba nasıl bir sonuç çıkardı? Hangisi şartnameye daha uygun çıkardı acaba? Bakın yine meraklandım. 
    Nedir bu şimdi? Orta Asya’dan gelen genlerimizle ilgili bir durum mudur? İktisadi istikrarın korunması milli bir hedef olsaydı, Türkiye iktisadi açıdan bu kadar öngörülemez bir ülke olur muydu?

     

    Bu köşe yazısı 21.03.2014 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır