Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Bakkalınız dimdik ayakta duruyor

    Güven Sak, Dr.21 Ocak 2014 - Okunma Sayısı: 1631

    Bakkallık değişiyor. Her şey değişirken, bakkallık mesleğinin aynı kalması mümkün mü?

    Kahraman bakkal süpermarkete karşı algısı çok iyi tuttu. Kamu spotlarında da bugünlerde bir bakkal amca muhabbetidir gidiyor. Anlaşılan o ki biz mahalle bakkalını pek seviyormuş gibi yapıyoruz. Yok olmalarını da hiç istemiyoruz ancak her nedense ondan pek alışveriş etmiyoruz. Bakkallarda zor durumda kalıyor. Yoksa o reklam spotları neden yapılıyor olabilir ki? Türkiye, tam da bu çerçevede, son on yıldır “bir perakende yasası çıkartsak da, perakende pazarındaki dönüşüm sürecini daha kontrollü hale getirsek” diye düşünüyor. Ama bakın beklenen kanun bir türlü çıkmıyor. Bu arada bakkal sayısının yarıdan fazla azaldığına dair bir dizi iddia ortada dolanıyor. Ben geçenlerde yine böyle bir toplantıya katıldım. Konu yine aynıydı. Havada yine bir bakkalları koruyalım kokusu vardı. İşte ondan sonra merak ettim. Acaba hakikaten bakkalların sayısı azalıyor mu? Siz hiç rakamlara baktınız mı? Ben baktım. Bana hiç de öyle gelmedi. İPSOS bir süreden beri Hanehalkı Tüketim Endeksi yayımlıyor. Burada milletin hızlı tüketim mallarını nerelerden almayı tercih ettiklerini de görebilmek mümkün. Her bir kanalın payının yıllar itibariyle seyrini anlatıyorlar. Ben buradaki rakamların kamu spotlarında gördüğüm zor durumdaki bakkal amca muhabbeti ile hiçbir alakası olmadığını düşünüyorum. Gelin bakın nasıl görüyorum. 

    Sene 2006’da, İPSOS araştırmasına göre, bakkal artı iri bakkalın perakende pazarı içindeki payı yüzde 38’miş. İri bakkalı burada zincir mağazalara bağlı olmayan tekil marketleri tanımlamak için kullanıyorum. Bir nevi ahir zaman bakkalı diyebiliriz. Bakkalın eli yüzü düzgünü, sermaye sahibi olanı bir nevi. Sonra 2006 yılında bu pay yüzde 34’e gerilemiş. 2013 yılı itibariyle yine yüzde 38 olmuş. İPSOS şimdi bunu da ikiye ayırabiliyor yüzde 11 bildiğimiz bakkal, kalan yüzde 27 ise iri bakkal. Ben baktığımda 2002’den beri Türkiye’de bakkalların pazardaki payının azalmamış olduğunu düşünüyorum. Peki, ne olmuş bu arada? Ben size söyleyeyim, mahalle arasında büyük zincirlere bağlı marketlerin payı artmaya başlamış. Bakın bunu unutmayın. Yine geleceğim. Bu ilk nokta: Bakkalların perakende pazarındaki payında belirgin bir azalma gözlemlenmiyor. Geleyim ikinci noktaya, AC Nielsen 1990’ların sonunda bakkal sayısını verirken, 100 bin civarında derdi. Şimdilerde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre memlekette 170 bin civarında bakkal var. Bunların sayıları son üç aydır azalmıyor tam tersine artıyor. Rakamlar öyle söylüyor. 

    Şimdi hal böyle olunca ben bu son toplantıda hala ortada dolaşan, “büyük marketleri şehir dışına çıkaralım lafı”nı anlamakta zorluk çekiyorum doğrusu. Bu ne demek? Bakkalların “kapanmasına” neden olan büyük marketlere erişimi zorlaştırırsak, bakkallar kapanmaktan kurtulur. Argümanda bir dizi doğru da var: Büyük marketlere gelişigüzel verilen imar izinleri kent içinde trafiği felç etmiyor mu? Ediyor. Çevreye zarar vermiyor mu? Veriyor. O vakit ne yapalım? İmar planlarını yaparken, kent içinde belli bir metrekare büyüklüğünün ötesinde marketlere izin vermeyelim. Böylece bakkalları da kurtarmış olalım. Peki, öyle mi oluyor? Hayır. Tam da bu düzenlemenin İngiltere için yapılmışı var. Biz de acaba ne olur diye boşlukta düşünmek zorunda değiliz. İngiltere’de 1990’lı yıllarda şehir içlerine büyük market yasağı getirdiler. Bu konuda gerekli imar düzenlemelerini yapma yetkisini ise Belediye Meclislerine verdiler. 1993-2003 arasında İngiltere’de üçyüz küsur belediye meclisi kararını inceleyen araştırmacıların çıkardığı sonuç şu: Büyük mağazaları şehir dışına çıkarma kararı, perakende sektöründe modern/geleneksel rekabetini olumsuz etkilememiş. Rekabetin niteliğini değiştirmiş yalnızca. Büyük marketler kurdukları küçük market zincirleri ile şehir içlerindeki varlıklarını devam ettirmişler. Ne olmuş? Mahalle arası ulusal-yerel zincirlere bağlı marketler ortalığı sarmış. Modern olan yalnızca biçim değiştirmiş bir biçimde yine de geleneksel olanla rekabet etmeye devam etmiş. Bu dönem aslolan perakende pazarı içinde kızışan rekabet. Merak edenler için Rafaella Sadun’un çalışması daha bu ay yayımlandı. 

    Bizde de aynen böyle oluyor. Mahalle arasına zincirlere bağlı marketler açılıp duruyor. Bu arada bakkallar iri bakkallar haline geliyor. Bakkallık değişiyor. Her şey değişirken, bakkallık mesleğinin aynı kalması mümkün mü? Değil. Hızlı bir değişim dönemi içinde yaşıyoruz. Bundan yirmi yıl önce etrafta olmayan meslekler etrafı sarıyor. Dün veri analisti diye bir şey yoktu. Şimdi şirket üst yönetimlerinde CEO’nun yanında bir de CDO var. O eski bildiğimiz “bakkal amca” dükkanları da yok. Olsa zaten oraya gitmiyoruz. Ama bakkallık duruyor. Rakamlar öyle diyor. O reklamlar niye yapılıyor? Bilmiyorum.

     

    Bu köşe yazısı 21.01.2014 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır