Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Gerçekten düşük faiz büyümeyi artırır mı?

    Fatih Özatay, Dr.18 Ocak 2014 - Okunma Sayısı: 1488

    Herşeyin tek sorumlusu Merkez Bankası değil; bunu iddia etmek haksızlık olur. Ama para politikasının bu gelişmelerdeki rolünü görmezlikten gelmek olmaz.

    Şu tür yorumları özellikle ekonomi kanallarında çok duyuyorsunuz. “Merkez Bankası faizi yükseltmiyor, çünkü böyle bir eylemin büyüme oranını düşüreceğinden çekiniyor.” Şu faiz meselesi giderek ilginç bir hal almaya başladı. Neredeyse bir de bu nedenle bölüneceğiz. Soru şu: Merkez Bankası faizi düşük tutarak ekonomimizin daha fazla büyümesini sağlayabilir mi? Bu soruyu yanıtlamadan, şu ‘üç’ sorunun yanıtını düşünmekte yarar var: “Büyümeyi daha fazla artırmak için Merkez Bankası neden faizi sıfıra yaklaştırmıyor?” 

    Aslında sorunun yanıtı açık. Ekonomide bir alanda dengeyi bozarsanız, başka alanlarda da denge er ya da geç bozulur. Meali şöyle: Bizim gibi bir ülkede, yani cari işlemler açığının çok yüksek olduğu bir ekonomide, enflasyonun altında faiz olmaz. Olursa, tasarrufu cezalandırır, tüketimi özendirirsiniz. Bu, bir süre sorun yaratmıyor gibi görünebilir. Ama çok geçmeden cari işlemler açığı giderek yükselir. Açığın çok yükselmesi, net sermaye girişlerine (finansmana) olan ihtiyacın çok artması demek. Bu ihtiyacın oldukça yüksek bir düzeye çıktığı anda, uluslararası finansal piyasalarda bizim gibi ülkelere yönelik bakış olumsuzlaşır ve bir de yetmezmiş gibi içerisi karışırsa, ekonominiz önemli risklerle karşı karşıya kalır. Kur ve faiz hareketleri gereksiz yere çok yüksek olur. Sıçrayan kurun şirket bilançolarını bozması bir taraftan piyasada belirgin biçimde yükselen faiz diğer taraftan, büyüme oran önemli ölçüde düşer. 

    Farklı biçimi de var yukarıdaki mealin: Enflasyonun uzun yıllardır bir türlü düşmediği ve ihracat pazarlarındaki rakiplere kıyasla yüksek kaldığı bir ekonomide, faizi enflasyonun altında tutarak enflasyonla mücadele olmaz. Amacınız enflasyonu düşürmek olmayabilir; bulunduğu yer sizi rahatsız da etmeyebilir. Ülkenin ihracat pazarlarındaki rekabet gücünü artırmak için (kuru daha çok düşük tutmak için) böyle bir politika izliyor olabilirsiniz. Ama bir süre sonra artan enflasyon nedeniyle üretim maliyetleriniz de artar. Artık ihraç ettiğiniz ürünleri daha yüksek fiyata satmak zorunda kalırsınız; rekabet gücünüz düşer. Geriye topluma hediye olarak yüksek enflasyon kalır. 
    Meal şöyle de belirtilebilir: “Her şeyin fazlası zarar; kardeşim sen önce Türkiye ekonomisi için makul bir reel faiz düzeyi belirle, ondan sonra o düzeyi artırmak, az artırmak ya da değiştirmemek lüksün olsun. Ama önce faiz ile enflasyon arasındaki fark ekonomik dengeleri bozucu olmasın. Ne yapacaksan ondan sonra yap”. 

    Ne yazık ki Türkiye’de böyle olmadı. Mayıs 2013’te Bernanke’nin meşhur açıklamasından önce, Merkez Bankası’nın (ortalama fonlama) faizi yüzde 5.5 değil miydi? Hangi koşullarda? Enflasyonun yüzde 7 dolaylarında olduğu bir ortamda. Büyüme oranını 2012’de yüzde 2.2’ye kadar düşürme pahasına, bir yıl önce yükseklik rekoru kıran cari işlemler açığını ancak milli gelirin yüzde 6.2’sine düşürebildiğimiz ve cari açığın tekrar yükselme eğilimi gösterdiği bir ortamda. Bu koşullarda bu faiz düzeyi olmaz. Olursa, ekonomi başka yerlerden patlak verir. Mesela 2013’te ortalama enflasyon yüzde 7.5 oldu: İlk patlak. 2013’te cari açığın milli gelire oranı yüzde 7.5 gibi olacak: İkinci patlak. Tüm uluslararası raporlarda zengin ülkelerin para politikasını sıkılaştırma adımlarından en fazla etkilenecek ülkeler arasında Türkiye baş sıralarda gösteriliyor: Üçüncü patlak. 

    Elbette her üç patlağın tek sorumlusu Merkez Bankası değil; bunu iddia etmek büyük haksızlık olur. Ama para politikasının bu gelişmelerdeki rolünü görmezlikten gelmek de olmaz.

     

    Bu köşe yazısı 18.01.2014 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır