Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    2014'e ilişkin temel senaryo (2)

    Fatih Özatay, Dr.03 Aralık 2013 - Okunma Sayısı: 1286

    FED 17-18 Aralık'taki toplantıda korkulan kararı almasa bile, yapacağı açıklamalar, kararın zamanlamasına ve şiddetine ilişkin beklentileri değiştirebilir.

    Bugün sıra ‘erken’ bir temel senaryoyu vermeye geldi. ‘Erken’, çünkü senaryonun önemli bir kısmı ABD Merkez Bankası’nın (FED) ne yapacağına bağlı. FED’in 17-18 Aralık’ta toplantısı var. O toplantıda ‘korkulan’ kararını alma olasılığı mevcut. Almasa bile, yapacağı açıklamalar, kararın zamanlamasına ve şiddetine ilişkin beklentileri değiştirebilir. Öyle olursa, ben de ‘yeni temel senaryo’ başlığı altında güncellerim bugünkü senaryomu. Şimdilik kaydıyla, dışsal koşullara ilişkin kabullerim şöyle:

    FED üçüncü parasal gevşemeyi yıl içinde kademeli olarak azal-tarak sıfırlayacak. Bu yılın sonunda başlamazsa bu işe, mart ayında başlayacak. Öte yandan, daha önce açıkladığına uygun olarak politika faizi haddini 2014’te değiştirmeyecek.

    ABD’de maliye politikasına ilişkin belirsizlikler 2013’e kıyasla artmayacak. Farklı bir ifadeyle Cumhuriyetçilerle Demokratlar tüm dünyanın korkulu gözlerle izlediği uzlaşmazlıklarını sürdürecekler. Ancak her seferinde ‘vakit geçmeden’ anlaşacaklar. Bu arada, bu varsayımın doğruluğunun ilk testinin 2014’ün ilk aylarında gerçekleşeceğini not edeyim.

    Avrupa, deflasyon yaşamayacak ve çok yavaş da olsa toparlanacak: Avrupa Birliği’nin 2013’te büyümeyeceği tahmin ediliyor. Buna karşılık, 2014’te yüzde 1,3 oranında büyüyeceği öngörüsünde bulunuyor IMF. Euro bölgesi için ise bu tahmin yüzde 1 düzeyinde. Öte yandan, sorunlu ülkelerde yürürlükteki ekonomik programlar sürdürülecek. Farklı bir ifadeyle, “Euro çöküyor mu” soruları gündeme gelmeyecek.

    Bu durumda, ECB tahvil alarak parasal genişlemeye gitmeyecek. Yüzde 0,25 olan politika faizini ise sıfıra indirme olasılığı var. Az önce verdiğim büyüme tahmini sadece ECB’nin ne yapacağı açısından değil, ihracatımız açısından da çok önemli; en büyük ihracat pazarımız Avrupa. Bu yılın ilk dokuz ayında toplam ihracatımızın yüzde 40’ını oraya yaptık.

    İkinci büyük ihracat pazarımız olan Kuzey Afrika ve Ortadoğu bölgesinin aynı dönemde ihracatımız içindeki payı % 30 oldu. Üçüncü varsa-yımım, Kuzey Afrika ve Ortadoğu böl-gesinin IMF tahminleri civarında bü-yüyeceği şeklinde. Bu bölgenin büyüme oranının 2013’te % 2,1 olması bekleniyor. 2014 için beklenen büyüme oranı belirgin biçimde daha yüksek: % 3,8.
    Ham petrol fiyatları bu yılki ortalamasının altında seyredecek (IMF yüzde 3 düşüş öneriyor).

    Türkiye’nin dış politikası, bu yıldakinden daha sorunlu olmayacak. Yine de son dönemde gözlenen ‘ayar’ çabalarına karşın, şu anda ABD ile olan sorunlarımızın pek de azalmayacağını kabul ediyorum.

    Kamu harcamaları 2013 içinde önemli ölçüde arttı. 2012’nin son çeyreği ile bu yılın ilk çeyreğinde milli gelir artışı tamamen kamu harcamalarındaki artış sayesinde oldu. İkinci çeyrekte ise büyümemizin yarısını yine kamu harcamalarına borçluyuz. Büyümeye kamu katkısının, -2014’te bir ölçüde sürse bile- aynı şiddette olmayacağı varsayımını yapıyorum.
    Dışsal koşullara, dış politikaya ve ekonomi politikasına ilişkin bu varsayımlarımın en önemlileri ilk ikisi. Varsayımlarımın gerçekleşmesi halinde makroekonomik gelişmelerin nasıl şekilleneceğini ise yakında ele alacağım.


    Bu köşe yazısı 03.12.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır