Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    BDDK kararları: Hem yanlış zamanda hem değil (1)

    Fatih Özatay, Dr.28 Kasım 2013 - Okunma Sayısı: 1276

    Bu kararlar 2014'te büyüme oranımızı düşürecek. Bu anlamda 'yanlış zamanda'. Ama onca gecikme bir tarafa bırakılırsa doğru yönde kararlar.

    Küresel kriz, finansal sistemin istikrarlı olmasının yaşamsallığını bir kez daha gösterdi. Daha önceki dönemde, fiyat istikrarının sağlanmasının finansal istikrarın oluşmasına da yardımcı olacağı düşünülüyordu. Ancak küresel kriz, gelişmiş ülkelerde fiyat istikrarının sağlandığı, çoğu gelişmekte olan ülkede ise enflasyonun 1980’ler ya da 1990’lar ile karşılaştırılmayacak kadar düşük olduğu bir ortamda patlak verdi. Demek ki fiyat istikrarının sağlanması, finansal istikrarın sağlanmasını garanti altına almıyor.

    Küresel krizden önce ağırlık mikro-sakıngan (mikro-ihtiyati) politikalardaydı. Bilançolarda ne tip riskler var? Gelecek dönemlerde bu riskler ne yönde değişebilir? Finansal kurumların sermaye durumları nasıl? Kaldıraç oranları kabul edilebilir sınırların dışına çıkma eğilimi gösteriyor mu? Bunlar ve benzeri sorular çerçevesinde tekil finansal kurumların bilanço sorunlarına odaklanmanın yeterli olacağı düşünülüyordu. Böylelikle, fiyat istikrarı temel amacı peşinde koşan bir merkez bankasıyla birlikte, hem finansal istikrarın hem de fiyat istikrarının sağlanacağı görüşü vardı. Ancak küresel kriz, tekil finans kurumlarının risklerinin yanı sıra sistemik riskin de önemli olduğunu gösterdi. Bu tür risklerin önlenmesi için makro-sakıngan (makro-ihtiyati) politikaların uygulanması gündeme geldi. Sistemik riskin iki boyutu var: Finans kurumları arasındaki ilişkilerden doğan riskler ve finansal kesim ile reel kesim arasındaki ilişkiler nedeniyle ortaya çıkabilecek riskler.

    Birkaç yıldır kredi artış oranının aşırı düzeylere gelmesinin ekonomi yönetimi tarafından istenmediğini okuyoruz ve dinliyoruz. Bu, finans kesimi ile reel kesim arasındaki ilişkilerden doğan sistemik risk ile ilgili. Şöyle: Hızla büyüyen bir ekonomide risk alma iştahı yükseliyor. Tersi durumda ise risk alma iştahı keskin biçimde azalabiliyor. Risk alma iştahındaki bu hareketler finansal döngülere yol açıyor: Mesela kredi artışı, risk alma iştahının artmasıyla yükseliyor. Risk alma iştahı azalınca kredi artışı da düşüyor. ‘Finansal döngü’ ile kastettiğim bu tip hareketler. Dikkat ederseniz birbirini besleyen bir süreç söz konusu: Reel GSYH döngüleri, paralel finansal döngülere yol açıyor. Finansal döngüler de reel GSYH döngülerini şiddetlendiriyor. Yani, potansiyelinin üzerinde büyüyen bir ekonominin daha da yüksek bir oranda büyümesine, potansiyelinin altında büyüyen bir ekonominin ise daha düşük bir oranda büyümesine yol açıyor. Potansiyelden uzaklaşıldıkça sorunların artacağını düşünürsek, finans kesimi ile reel kesim arasındaki bu ilişkinin şiddetini törpüleyecek önlemlere ihtiyaç olduğu ortaya çıkar. İşte kredi piyasasına ilişkin politikaların amacı, bunu gerçekleştirmek.

    Geçen yıl ekonomimiz yüzde 2,2 oranında büyüdü. Bu yıl yüzde 3,6 oranında, gelecek yıl ise en fazla 2013 kadar büyümesi bekleniyor. Hepsi de potansiyel büyüme oranımızın altında. Oysa 2010’da yüzde 9,2, 2011’de ise yüzde 8,8 oranında –potansiyelimizin çok üzerinde- büyüdük ve her türlü riske, elbette öncelikle de finansal risklere açık hale geldik.

    BDDK’nın şu günlerde almakta olduğu kararları 2010 yılı sonu 2011 yılı başı gibi alması gerekirdi. Oysa, şimdi, potansiyelimizin altında büyüdüğümüz bir dönemde bu kararları alıyor. Bu kararlar 2014’te büyüme oranımızı düşürecek. Bu anlamda ‘yanlış zamanda’. Ama onca gecikme bir tarafa bırakılırsa, doğru yönde kararlar. Çünkü asıl olarak tasarruf oranımızın yerlerde sürünmesine karşı alınıyorlar. Bu anlamda ‘doğru zamanda’. Sürdüreceğim.


    Bu köşe yazısı 28.11.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır