Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    İyimserliğin nedeni ne?

    Fatih Özatay, Dr.29 Ekim 2013 - Okunma Sayısı: 800

    Reel kesim güven endeksi bir yıl öncesinin aynı ayına kıyasla keskin bir artış gösterdi: Yüzde 5.

    Mayıs ortasından kabaca eylülün sonuna kadar uluslararası finansal piyasalar gergin bir dönem geçirdi. Bu gerginlik neredeyse tüm yükselen piyasa ekonomilerini ama özellikle Türkiye’yi olumsuz yönde etkiledi. Döviz kuru ve faiz önemli ölçüde sıçradı. 18 Eylül’de ABD Merkez Bankası’nın (FED) o korkulan parasal sıkılaştırma kararını ertelediğini açıklaması ile göreli bir rahatlık oluştu. Buna rağmen, şu anda, yarısı euro, yarısı da dolardan oluşan döviz kuru mayıs ortasına kıyasla yüzde 13 oranında daha yüksek. Keza gösterge faizde de üç puanı biraz aşan bir yükseliş var.

    Güven endeksi artıyor

    Cuma günü ekim ayına ilişkin önemli bir veri açıklandı. Merkez Bankası’nın Türkiye’nin en büyük şirketlerinin yöneticilerinin görüşlerini alarak oluşturduğu ‘reel kesim güven endeksi’ bir yıl öncesinin aynı ayına kıyasla keskin bir artış gösterdi: Yüzde 5. Adı üstünde; bu endeks reel kesimin ekonomiye duyduğu güveni ölçmeye çalışıyor. Öyle anlaşılıyor ki FED’in korkulan kararı almaması bizim şirketler kesiminin ekonomiye bakışını oldukça olumlu etkilemiş.

    Ancak ilginç bir ayrıntı daha var. Şu: Güvende artış sadece ekim ayına özgü değil. Eylül ayında da benzer bir artış oldu: Yüzde 5,2. Oysa anketin sorularına en geç ayın 15’ine kadar yanıt isteniliyor. Eylül yanıtları 18 Eylül’deki FED kararından önce veriliyor. Dahası da var: Hazirandan bu yana bir yıl öncesine kıyasla sürekli yükseliyor güven. Haziran-eylül döneminde, yani ortalığın toz dumandan geçilmediği ve ileriye yönelik önemli belirsizliklerin yaşandığı bir dönemde ekonomiye duyulan güvenin sürekli artmış olması, neresinden bakarsanız ilginç bir gelişme.

    Bu endeks önemsiz bir gösterge olsa, bu artışın üzerinde durulmasına değmeyecek. Öyle değil oysa. Özel yatırım harcamaları ile ekonomiye duyulan güven arasında aynı yönlü ve oldukça yakın bir ilişki var. Zaten kuramsal düzeyde de böyle olması beklenir: Geleceğe ilişkin belirsizlik azaldıkça ileriye ilişkin karar almak kolaylaşır. Bu karar elbette hiç yatırım yapılmaması şeklinde de olabilir. Zira geleceğe ilişkin netleşen resim, iyi bir resim olmayabilir. Oysa güvenin artması, belirsizliğin azalması sonucunda kalkan sis perdesinin ardından ortaya net biçimde çıkan resmin olumlu olduğu anlamına geliyor. Dolayısıyla peşinden özel yatırım harcamalarının artması beklenir.

    FED sadece erteledi

    Özel yatırım harcamalarına ilişkin en güncel veri, yılın ikinci çeyreğine ait: 2012’nin ilk çeyreği ile bu tarih arasında bir yıl öncesine kıyasla hep daha az yatırım yapıldı. Bu dönemde güven endeksi de bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla hep azaldı. Söz konusu ilişki sürüyorsa, güven endeksinin haziran ayından bu yana yükselmesi çerçevesinde, özel yatırım harcamalarında bir süre sonra artış beklemek makul olur. Üçüncü çeyrekte olmasa bile, dördüncü çeyrekte.

    Böyle bir gelişme olması olasılığı bana yüksek gelmiyor. Gerçekleşse bile kalıcı olması güç. Nedeni basit: FED korkulan kararı artık almayacağını açıklamış falan değil; sadece erteledi. ABD ekonomisine ilişkin gelişmeler olumlu olursa, aralık ayında, olmadı mart ayında parasal sıkılaştırmaya gidebilir. Bu olasılık ‘kapıda’ iken, bu kapı açıldığında da daha yüksek bir kur ve faiz düzeyi bizi bekliyorken, özel yatırım harcamalarında belirgin bir artış olması ve bunun devam etmesi, özel kesimin oldukça iyimser olması anlamına gelir. Elbette, “Ortalık toz dumandan geçilmiyorken bile bizim özel kesim çok iyimsermiş, neden bu iyimserlik sürmesin!” diyebilirsiniz.

    Açıkçası yanıtım yok. Belki de iyimserlik Cumhuriyetin 90. yılı ile ilişkilidir; Cumhuriyet Bayramınızı kutlarım.

    Bu köşe yazısı 29.10.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır