Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Merkez Bankası ne yapabilir?

    Fatih Özatay, Dr.07 Mart 2013 - Okunma Sayısı: 1318

    Kredi artışının istenilen seviyenin üzerinde seyretmesi, zorunlu karşılık oranlarının yükseltilmesine devam edileceğini söylüyor bize.

    Merkez Bankası’nın (MB) hedeflediği üç değişkenin ikisi aylık, üçüncüsü ise haftalık olarak kamuoyuna duyuruluyor. Enflasyon ve reel kur endeksinin şubat ayı değerlerini bu hafta öğrendik. Ayrıca 22 Şubat ile biten haftanın kredi gelişmeleri de elimizde mevcut. MB şubat ayı Para Politikası Kurulu toplantısında aldığı kararların gerekçelerini 26 Şubat’ta yayımladı. Mevcut gelişmeleri bu gerekçeler çerçevesinde inceleyerek MB’nin ne yapabileceğine bakmak istiyorum.

    Hızlı kredi artışı

    Enflasyon: Şubat ayı enflasyonu yüzde 7, temel enflasyon ise yüzde 5,4 düzeyinde gerçekleşti; hem 2009’dan bu yana gerçekleşen ortalamalarından hem de ocak ayındaki düzeylerinden farklı değil. MB’nin değerlendirmesi de bu yönde: Sözünü ettiğim yayının on birinci paragrafında “Yılın ilk çeyreğinde yurtiçi nihai talepte kayda değer artış gözleneceği, ikinci çeyrekten itibaren ise toparlanmanın üretime daha güçlü bir şekilde yansıyacağı tahmin edilmektedir” deniliyor. Bir sonraki paragrafta ise bu canlanma eğilimine karşın ‘kapasite kullanım oranının düşük seviyelerde seyretmesinin enflasyon üzerindeki yukarı yönlü baskıları sınırlandırdığı’ vurgulanıyor. Sonuç: Enflasyondaki mevcut gelişmelere tepki vermeye gerek görmüyor MB.

    Kredi gelişmeleri: MB’nin yöntemi kullanılarak kredi artış oranları hesaplandığında durum şöyle: Geride bıraktığımız yılın son çeyreğinde kredi artış oranı yüzde 15,2 iken bu yılın ilk iki ayında yüzde 21,8’e çıkıyor. Sadece son dört hafta için ise daha yüksek: Yüzde 23. Dolayısıyla yüzde 15 hedefinin üzerinde bir kredi artışı var son aylarda. Şubat ayı PPK yayınında şöyle deniliyor (on dördüncü paragraf): “...Diğer yandan, kredi artışındaki ivmelenmeyi daha makul seviyelere çekmek amacıyla zorunlu karşılıkların arttırılmasının faydalı olacağı değerlendirilmektedir.” Sonuç: Kredi artışının istenilen seviyenin belirgin biçimde üzerinde seyretmesi, önümüzdeki PPK toplantısında da zorunlu karşılık oranlarının yükseltilmesine devam edileceğini söylüyor bize.

    Faizde sınırlı indirim

    Liranın reel değerindeki gelişmeler: Reel kur endeksi için MB’nin üzerine çıkılması halinde müdahale edeceğini belirttiği ilk düzey 120. Yapılan açıklamalara göre, endeksin 120-125 arasında dolaşması ılımlı bir tepkiyi, 125’in üzerine doğru yönlenmesi ise şiddeti giderek artan bir tepkiyi doğuracak. Ocak ayında endeks 120,4 düzeyindeydi. Salı günü şubat ayı değeri 119,7 olarak açıklandı. Böylelikle, eşik değerin biraz altına indi. Şubat ayındaki PPK toplantısında şu değerlendirme yapılmış (on dördüncü paragraf): “Kurul, faiz koridorunun alt sınırının indirilmesinin Türk Lirası üzerindeki değerlenme baskısını azaltarak makro finansal riskleri sınırlayacağını belirtmiştir.”

    Çok açık: Reel kur endeksi artma eğilimi (lira reel olarak değerlenme eğilimi) göstererek eşik değerin geçilme ihtimali olduğunu düşünüyorsa MB faiz koridorunun alt sınırını düşürüyor. Sonuç: Bu durumda, reel kur endeksindeki mevcut gelişmeler çerçevesinde, mart ayı içindeki toplantıya kadar lira üzerinde yeni bir değerlenme baskısı olmazsa MB’nin faiz koridorunda bir değişiklik yapmaması olasılığı kuvvetli. Yaparsa da yine çok sınırlı bir indirime gidecek. Buna karşılık, şubat ayı PPK raporunda bir de koridorun üst sınırını neden indirdiğine dair açıklama var. Açıkçası oradaki gerekçeyi anlamadım; o nedenle mart ayında MB’nin üst sınırda bir değişikliğe gidip gitmeyeceğine ilişkin bir şey söyleyemiyorum.

    Bu köşe yazısı 07.03.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır