Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Zorunlu karşılık kararı zorlaşıyor

    Fatih Özatay, Dr.12 Şubat 2013 - Okunma Sayısı: 1212

    Sanayi üretimindeki son gelişmeler Merkez Bankası'nın zorunlu karşılıkları arttırma kararı almasını güçleştirebilir.

    2012’nin son çeyreğinde sanayi üretimi bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla sadece yüzde 0,3 oranında arttı. Oysa büyüme açısından yılın en kötüsü olduğu düşünülen üçüncü çeyrekteki sanayi üretim artışı yüzde 2,7 düzeyindeydi. Büyüme oranımız açısından bunun anlamı şu: İlk dokuz ayda yüzde 2,6 oranında gerçekleşerek potansiyelinin çok altında kalan büyümenin, yılın tümü dikkate alındığında yüzde 2,3 civarında gerçekleşmesi olasılığı var. Üstelik bu olasılık az değil.

    Belirsizlikler azalacak

    Avrupa ve ABD’ye ilişkin belirsizliklerin azalması, risk algılamasını bir süredir belirgin biçimde azalttı. Ara sıra gelen olumsuz haberlerin bu havayı bozabilmesine karşın ana eğilim belirsizliklerin azalması yönünde. Bu ortamda yurtiçinde ekonomiye duyulan güvende iyileşme beklenir. Zaten aralık ayından bu yana bu yönde gelişmeler var. Geçen yılın son aylarında giderek artan sermaye girişleri de bu havayı destekliyor. Öte yandan yurtiçi faizler oldukça düşük düzeylerde seyrediyor.

    Bunları alt alta topladığınızda, 2012’nin son çeyreğinde sanayi üretiminin yatay bir seyir izlemesine karşın 2013 büyümesinin yüzde 4 civarında gerçekleşmemesi için henüz çok belirgin bir neden yok. Peki, ‘çok belirgin’ bir neden yok da şimdiden ‘acaba’ dedirten ve ileride belirginleşebilecek nedenler var mı? Var ve üstelik Merkez Bankası’nı düşündürtecek bir neden bu.

    Bu nedene geçmeden önce bir noktaya daha dikkatinizi çekmek isterim. Kapasite kullanım oranı ile sanayi üretimi paralel hareket ediyor. Bu hareketi görmek için bir yıl öncesine kıyasla yüzde değişimleri almak yeterli. Kapasite kullanım oranının yıllık yüzde artışı uzun bir süredir başaşağı gidiyor. Bu gidişat –üçer aylık ortalamalar alındığında- özellikle ekim-ocak döneminde çok belirgin. Kısacası, sanayi üretimi ocak ayında da bir yıl öncesine kıyasla azalmış olabilir.

    Kredi artış oranı

    Bu gelişmeler Merkez Bankası’nın başını ağrıtacak türden. Yukarıda 2013’te yüzde 4 oranındaki bir büyümenin hâlâ hayal olmadığını vurguladım. Ancak hatırlarsanız, daha önce bu köşede defalarca hem tüketim hem de yatırım harcamalarının geçen yıla kıyasla artabilmeleri açısından, kredi gelişmelerinin önemini de belirttim. 2013’te kredi artış oranının, 2012’de gerçekleşen düzeyde tutulmak istenmesi, geçen yıl düşen yatırım harcamalarının yeniden artabilmesi için dış finansmana bel bağlanıldığı izlenimini veriyordu. Kısacası, dışarıdan borçlanma olanağı olan şirketlerin yatırım harcamalarının artması beklenirdi. Öte yandan, ihracat 2012’deki yetersiz performansını sürdürse bile, düşük faiz ortamında, tüketici kredisine ihtiyacı olmayan tüketiciler harcamalarını arttıracaklardı. Böylelikle yüzde 4 ulaşılabilir bir büyüme oranı oluyordu.

    Hem Merkez Bankası hem de ilgili bakanlar yurtiçi kredi artış oranının yüzde 15 ile sınırlanması isteklerini defalarca tekrarladı. Üstelik yüzde 20’lerde gezinen kredi artış oranını düşürmek için Merkez Bankası son Para Politikası Kurulu toplantısında sembolik düzeyde de olsa zorunlu karşılık oranlarını arttırdı. Bu ayki toplantıda bu kararların devamının gelmesi bekleniyordu. Sanayi üretimindeki son gelişmeler Merkez Bankası’nın böyle bir karar almasını güçleştirebilir. İki nedenle: Birincisi, ocak ayında da sanayi üretiminin azalması olasılığını Merkez Bankası da görüyordur. Bu nedenle ‘beklemek’ isteyebilir. İkincisi, yeni bir zorunlu karşılık oranı arttırımını ‘anlatmanın’ zorlaştığını düşünebilir Merkez Bankası. Bakalım, ne yapacak?


    Bu köşe yazısı 12.02.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır