Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Şanghay Beşlisi

    Fatih Özatay, Dr.31 Ocak 2013 - Okunma Sayısı: 1675

    Hepimiz görme yeteneğimizi gün gelir yitirebiliriz, daha yumuşak olsun: 'Üzüm üzüme baka baka kararır' da idare eder.

    Şanghay Beşlisi olarak bilinen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ); Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan tarafından kurulmuş. ‘Muş’ diyorum, çünkü itiraf edeyim ki böyle bir örgütten hiç haberim yoktu. Hasbelkader köşe yazarı olsam da cehalet işte… Bu beşliye daha sonra Özbekistan da katılmış. Bu ülkelerin 2011 yılında kişi başına gelirlerinin ABD’nin kişi başına gelirine yüzde oranları şöyle: Rusya: 33,2; Çin: 20,4; Kazakistan: 26,9; Kırgızistan: 4,9; Tacikistan: 4,0 ve Özbekistan: 6,3. Türkiye için aynı oran ise yüzde 29,8.

    Tarihten gördüklerimiz

    Ülkeler arasındaki büyük gelir farklılıklarının nedenlerini sorgulayan ve hangi koşullarda bu farklılıkların kapanacağını araştıran çok sayıda çalışma var (ŞİÖ içindeki gelir farklılığı olarak değil de zengin ülkelere kıyasla gelir farklılığı olarak okumakta yarar var). Bu yazıyı yazdığım günün erken saatlerinde, bir yerde bir işlem için sıramın gelmesini beklerken bu çalışmalardan bazılarına imza atmış iki iktisatçının herkese hitap etmek üzere yazılmış etkili bir kitabına bakıyordum (Daron Acemoğlu ve James Robinson’un yazdıkları ‘Milletler Neden Başarısız Olurlar?’ adlı kitap, 2012). Tarihte baskıcı rejimlerin iktidarlarını tehlikeye düşürecek gerekçesiyle nasıl teknolojik ilerlemenin nimetlerinden yararlanılmasına izin vermedikleri bölümü okudum o uzun işlem sırasında.

    Mesela, Avusturya-Macaristan İmparatoru Francis, 1800’lerin başlarında demiryolu inşa edilmesine karşı çıkıyor. Benzer bir uygulama 1800’lerin ortalarına doğru Çar Nikola döneminde Rusya’da var. Çin’de 1300 ve 1440’larda dış ticaret yasaklanıyor. Gemi yapımına kısıtlamalar getiriliyor. ŞİÖ ile elbette doğrudan ilgisi yok geçmişte kalan bu örneklerin. Ama şu önemli: Demokrasi yoksa ilerleme de zorlaşıyor. Bu arada kitapta ilginç fotoğraflar da var. Özbekistan’da pamuk tarlalarında çalışan çocuklar mesela. Tamam, bu fotoğraf bize hiç yabancı değil. Ama sorun tam da burada: Nereye benzemek istiyoruz? Çocukların çalışmak zorunda olmadıkları ve bunun zaten yasaklandığı ve bu yasağın uygulandığı bir ülke mi? Yoksa…

    Büyümeye ilişkin çalışmaların daha A, B, C’sini okurken muhtemelen C’ye bile gelmeye gerek kalmadan, hemen karşınıza çıkar: İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemin ilk yıllarında kişi başına gelir düzeyi düşük olanların daha sonra hızla büyüyerek zengin ülkelerin refah düzeyine yaklaştığı örnek sayısı azdır. Oysa bu konuda geliştirilen ilk teoriler bunun aksini söylerler. Yani, fakirler zamanla zenginlere yakınsayacaklardır.

    Benzerlikten kastedilen

    Ne yazık ki böyle kendiliğinden bir yakınsama yok. Aksine gözlenen şu: Benzer özelliklere sahip ülkeler zamanla birbirlerine yakınsıyorlar. ‘Benzer özellikler’ ile kastedilen benzer demokrasi düzeyi, benzer iş yapma ortamı, benzer insan hakları, benzer eğitim düzeyi, benzer tasarruf eğilimi, benzer düzeyde hukukun üstünlüğü...

    Elbette Türkçemizde bu durumu anlatan güzel deyimler var. Şüphesiz bu topraklarda konuşulan başka anadillerde de vardır ama sonuçta benim anadilim Türkçe, örneğim de Türkçeden: Mesela, “Körle yatan şaşı kalkar” gibi. Hepimiz görme yeteneğimizi gün gelir yitirebiliriz; daha yumuşak olsun: “Üzüm üzüme baka baka kararır” da idare eder. Sonuçta, kalkınma iktisadı üzerinde fazla kafa yormamış olsalar da el yordamıyla atalarımız (ecdadımız olarak okuyun lütfen) sorunun ne olduğunu gayet güzel yakalamışlar. Budur işte...


    Bu köşe yazısı 31.01.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır