Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    BRIC ve Türkiye (3)

    Fatih Özatay, Dr.15 Ocak 2013 - Okunma Sayısı: 1750

    Düşük tasarruf ve yatırım oranları bir yandan 'orta ikiden terk' bir yetişkin nüfusa sahip olmak, diğer yandan ilerisi açısından umut verici değil.

    Yurtiçi tasarruf oranının yüksek olması, yüksek bir yatırım düzeyine ulaşılarak azımsanmayacak bir süre yüksek oranda büyümek ve kişi başına gelir düzeyini arttırmak için önemli. Ancak ulaşılan büyüme oranının kalıcı olması için verimlilik düzeyini de yükseltecek unsurların devreye girmesi gerekiyor. Tasarruf oranı açısından bakıldığında BRIC ülkeleri ve Kore ile karşılaştırıldığında en düşük tasarruf oranı Türkiye’de. Yıllardır baş döndürücü bir tempoda büyüyen Çin, Hindistan ve Kore’de tasarruf oranı çok yüksek.

    Orta gelir tuzağı

    Orta gelir tuzağı diye bir kavram var. Düşük gelir düzeyindeki ülkeler bir süre yüksek büyüme oranı yakalayabiliyorlar.

    Gelişmişlerin terk ettikleri sanayi kolları bu ülkelerde serpiliyor. İşgücü, düşük verimle çalışan tarım sektöründen sanayiye geçiyor; verim düzeyi artıyor. Gelişmişlerde geliştirilen ürünler taklit ediliyor falan. Ancak bir süre sonra hızlı büyüme oranı düşüyor. Bu konuda yapılan çalışmalar, orta gelir tuzağına düşen ülkelerde satın alma gücü paritesi ile ölçülen kişi başına gelir düzeyi 11-15 bin dolara ulaşana kadar yüksek büyüme yaşandığını gösteriyor. Sonra büyüme oranında keskin bir düşüş gerçekleşiyor. Bu ülkelerin başka ortak özellikleri de var: Hızlı büyüme döneminde çok yüksek bir yatırım oranına sahipler. Bir de ‘verimlilik ayıplarını’ kapatacak şekilde paralarını değersiz tutuyorlar.

    Orta gelir tuzağına düşmek elbette ‘kaderin bir oyunu’ değil. Bu tuzağa düşmekten kurtulan ülkelerin temel iki ortak özelliği var: Birincisi, lise, üniversite ve daha yüksek düzeyde eğitim almış kişi sayısının toplam nüfusa oranı, orta gelir tuzağına düşen ülkelere kıyasla çok yüksek. İkincisi, tuzağa düşmeyen ülkelerin yaptıkları ihracatta yüksek teknolojili ürünlerin önemli bir ağırlığı var (Bu konuda yeni bir araştırmanın özet bulgularını okumak isteyenler www.voxeu.org sayfasından Eichengreen ve iki arkadaşının 11 Ocak 2013 tarihli yazısına bakabilirler).

    Orta ikiden terk

    Tablo’da BRIC ülkeleri, Kore ve Türkiye’ye ilişkin bazı eğitim düzeyi göstergeleri yer alıyor. Veriler Birleşmiş Milletler’in ‘Uluslararası Beşeri Kalkınma Endeksi’ veritabanından alınma. Eğitim endeksinin iki alt bileşeni var. İlki, ‘yetişkinlerin ortalama okulda kalma süreleri’. Tabloda ona da yer verdim. İkincisi ise ‘çocukların beklenen okulda kalma süreleri’; tabloda yer almıyor. Endeks 0 ile 1 arasında değerler alıyor. Yüksek endeks değerleri daha yüksek bir eğitim düzeyini ifade ediyor.

    Tabloda yer alan göstergeler az önce sözünü ettiğim üniversite ve daha yüksek eğitim için bir bilgi vermiyor. Onlara ilişkin bulabildiğim göstergelere daha sonra yer vereceğim. Ancak tablonun verdiği mesajın Türkiye açısından hiç iyi olmadığı açık. Son yazımda yer alan düşük tasarruf ve yatırım oranları bir yandan ‘orta ikiden terk’ bir yetişkin nüfusa sahip olmak, diğer yandan ilerisi açısından umut verici değil. Bu tabloyu mutlaka değiştirmek gerekiyor.

    Bu köşe yazısı 15.01.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır