Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    İlk günden olumlu olmak lazım

    Fatih Özatay, Dr.01 Ocak 2013 - Okunma Sayısı: 1076

     

    Akla birçok soru geliyor ama dedim ya yılın ilk yazısı olumlu şeyler söyleyeceğim. Güzel bir yıl dilerim.

    2012’nin son yazısında 2012’ye iki çok farklı pencereden bakmaya çalışmıştım. Çift karakterli bir yazı yazmak mümkündü. Zira 2012’de ekonomimizde olan biten birbirine zıt değerlendirmelere izin veriyordu. Bu yazı yeni yılın ilk günü gün ışığına çıkacak. İlk gün sadece olumlu bir şeyler söylemeye çalışayım. ‘Enflasyon düştü, kapasite kullanım oranı arttı’ gibi ‘anlık’ olumluluklar olmasın; daha uzun vadeli, daha yapısal olumluluklar bulmaya çalışayım.

    En iyisi tanıdık bir öyküye geri dönmek. Bu köşede, Türkiye’nin kişi başına gelir düzeyini zengin ülkelerin kişi başına gelir düzeyleri ile sıkça karşılaştırdım. Aramızdaki farkın ne açıldığına ne de kapandığına dikkat çektim. Son yıllarda bu durumda olumlu yönde bir değişiklik var. Tabloda kişi başına gelir düzeyimizi G7 ülkelerinin kişi başına gelir düzeyi ile karşılaştırıyorum.

    Teknik ayrıntıya girmiyorum. Sadece meraklısına şunları belirtmekle yetineyim: Kullandığım veriler böyle bir karşılaştırma yapmaya imkân sağlamak üzere yayımlayan kurumca düzenlenmiş veriler. IMF’nin veritabanını kullandım. Türkiye’ye ilişkin 2011 ve 2012 verisi yok o veritabanında. Ama o yılları değerlendirmeye almam gerekiyor, az önce belirttim; olumlu bir yazı yazacağım. Dünya Bankası’nın benzer bir veritabanı var; 2011 değerleri yer alıyor. Oradaki artışa göre IMF verisine 2011’i ekledim. 2012 de benim tahminim.
    Hemen dikkat çekiyor: 2010-12 ortalaması daha önceki dönemlerden yüksek. Onar yıllık ortalamalar yıllık gelişmeleri maskeleyebiliyor. Aslında yıllar itibariyle bakılsaydı, 2005-2006’dan itibaren daha önceki dönemin üzerine çıkan rakamlar görülecekti. Buna karşın, tabloda yer alan değerlerin mümkün olduğunca 100’e yaklaşmasını istediğimize göre daha alınacak çok yolumuz olduğu da açık. Ancak son yıllarda zenginlerle aramızdaki gelir farkını kapatmak yolunda bir mesafe aldığımız da ortada.

    Hemen akla gelen sorular şunlar: Ele alınan dönemde aldığımız mesafe yeterli mi? Farklı bir ifadeyle, yeteri kadar hızlı mıyız? Aynı dönemde çok daha hızlı bir biçimde zenginlere yakınsayan ülkeler var mı? Hız bir tarafa, son yıllarda gözlenen artış eğilimi kalıcı mı? Bu eğilimin arkasını destekleyecek reformlar yapılıyor mu? Yeteri kadar hızlı değilsek, bu hızı arttırmak için neler yapmak gerekiyor?

    Önemli sorular bunlar. Yılın ilk günü bunlara yanıt vermeye kalkışmayacağım. Dedim ya, yılın ilk yazısı olumlu şeyler söyleyeceğim. Güzel bir yıl dilerim.


    Bu köşe yazısı 01.01.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır