TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
İşsizlik oranımız 10,5 düzeyinde olsaydı Fitch yine de kredi notumuzu 'yatırım yapılabilir' düzeye çıkarır mıydı?
Çoğu gelişmiş ülke hâlâ finansal krizin olumsuz etkileriyle mücadele ediyor. En önemli olumsuz etki, şüphesiz artan işsizlik olarak karşımıza çıkıyor. Gelişmiş ülkeler için en güncel 2012 işsizlik oranları tahminleri geçenlerde IMF tarafından yayımlandı.
Durum (yüzde olarak) şöyle: Euro Bölgesi: 11,2, ABD: 8,2, İngiltere: 8,1, Japonya: 4,5. Euro Bölgesi’nde elbette çok farklı işsizlik oranları var. Mesela Almanya’nınki 5,2, İtalya’nınki 10,6, İspanya’nınki ise 24,9. Düşük işsizlik oranında Japonya Asya’da tek başına değil. IMF’nin ‘Yeni Sanayileşen Dört Asya ülkesi’ olarak sınıflandırdığı Hong-Kong, Kore, Singapur ve Çin’in Tayvan bölgesi için verilen ortalama işsizlik oranı sadece yüzde 3,5.
Her ülke için ‘normal’ işsizlik oranı farklı. Japonya, dört Asya ülkesi ve Almanya için mevcut işsizlik oranları, onların ‘normal’ düzeylerine yakın. İspanya’nın ‘çılgın’ oranını bir tarafa bırakayım. İngiltere ve İtalya için normalin üzerinde. ABD için de. ABD Merkez Bankası’nın kararlarını alan komite üyeleri, dünyanın en büyük ekonomisi ABD için normal sayılabilecek işsizlik oranının yüzde 5,2 ile 6 arasında bir yerde olduğunu belirtiyorlar mesela.
Perşembe günü ağustos dönemine ait işgücü istatistikleri Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklandı. İşsizlikteki güçlü katılık sürüyor. Tek sevindirici unsur, 2011’in sonbahar aylarından bu yana hüküm süren katılığın, küresel krizden önceki dönemde (2005-2007) hüküm süren katılık düzeyine kıyasla biraz daha düşük olması. Ama sonuçta belli bir düzeyin altına düşmemekte inat eden bir işsizlik oranı var. Bu olgu, hem toplam işsizlik oranı hem de tarım dışı işsizlik oranı için geçerli. Sözünü ettiğim iki farklı dönemin işsizlik oranı ortalamaları tabloda yer alıyor. Grafikte ise Ocak 2005’ten bu yana gerçekleşen işsizlik oranlarının (bu sefer mevsim etkisinden arındırılmış değerlerin) hareketleri gösteriliyor. Sözünü ettiğim dönemler iki dikey çizgi ile ayırt ediliyor.
Şimdi soru şu: İşsizlik oranımız yüzde 9 değil de 10 ya da ne bileyim, mesela 10,5 düzeyinde olsaydı Fitch yine de kredi notumuzu ‘yatırım yapılabilir’ düzeye çıkarır mıydı? Spekülatif bir soru elbette. Olsun ben yine de yanıt vermeye çalışayım. Yanıtım, “Evet, çıkarırdı” şeklinde. Soruyu değiştireyim: “Fitch, cari açığımız ya da dış borcumuz daha yüksek olsaydı yine de kredi notumuzu ‘yatırım yapılabilir’ düzeye çıkarır mıydı?” Yanıtım “Hayır, çıkarmazdı” şeklinde. Peki, işsizlik oranımız 10,5’te çakılı kalsa, cari açığımız ve dış borcumuz yarıya inse, kamu bütçesi de yolunda olsa; notumuz bir daha artmaz mı? Artar.
Kıssadan hisse: Bir not artışı var, bir de refah artışı. İkisi her zaman aynı anlama gelmiyor.
Grafik 1. Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranları: Ocak 2005–Ağustos 2012 (%). Kaynak: TÜİK.
Bu köşe yazısı 17.11.2012 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.
Fatih Özatay, Dr.
22/01/2025
Güven Sak, Dr.
21/01/2025
Burcu Aydın, Dr.
18/01/2025
M. Coşkun Cangöz, Dr.
17/01/2025
Fatih Özatay, Dr.
17/01/2025