TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Türkiye’de kadınlar çalışmamaktadır. Kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 30’un altında olan tek OECD ülkesi Türkiye’dir. Almanya’ya göç etmiş Türk kadınları bile ülkedeki diğer göçmen kadınlara oranla daha az çalışmaktadır. Buradan bakılınca, güçlü bir kültürel faktör göze çarpmaktadır. Peki, ufukta bir çözüm var mıdır? Türkiye’de kadınlarla ilişkin ikinci büyük tartışma dalgasının sonucu bize bazı cevaplar sunabilir. Bu defa mücadele muhafazakar hareketler arasında olacak ve mutlaka geniş kapsamlı sonuçlar doğuracaktır.
Türkiye’de kadınlara ilişkin ilk büyük tartışma dalgası kadınların üniversitede derslere başörtüsüyle girme hakkıyla ilgiliydi. Kadınların önemli bir kısmının başörtüsü kullandığı bir ülkede başörtüsünü yasaklamak kapsayıcı bir büyüme stratejisi yönetimi için oldukça kötü bir yöntemdi. Sadece, Türkiye’de elitlerin ülkenin dönüşüm sürecini yönetmeye ne kadar hazırlıksız olduğunu gösterdi. Ama ne derler bilirsiniz: Sona kalan donakalır. Seçim sandığında uzlaşmaz elitle ara kapatıldı ve böylelikle tartışmaya bir son verildi.
Şimdi, yeni bir tartışma dalgası ufukta görünmektedir ve bu kez konu istihdamdır. Bir yanda kızlarının evi terk ederek üniversiteye gitmesinin faturasını ödeyen muhafazakar babalar vardır. Kızlarının ev dışındaki hayata katılmaya göndermektedirler. Öte yanda ise kariyer sahibi kadın olgusunu hayatında duymamış muhafazakar kocalar vardır. Ancak rahmetli Özal’ın da dediği gibi, zamanla alışacaklardır.
Dönüşüm kolay olmayacaktır. Süreç, yapısal bir değişiklik gerektirmektedir. Türk toplumunun kadının rolü konusundaki algısına bakın: Kadınların yüzde 65’i, erkeklerinse yüzde 61’i kadının asli görevinin ev işi olduğuna inanmaktadır. Bu algı değişmelidir
2012’nin ilk üç ayında, aslında 21. yüzyılın ilk çeyreğinde, Türkiye’de işgücüne katılmayan kadınların yüzde 61.6’sı bu tercihlerinin nedeninin ev işlerini aksatma korkusu olduğunu ifade etmiştir. Demek ki, Türkiye’de kadınlar yalnızca mecbur olduklarında iş aramaktadır. İş aramanın genellikle küçük düşürücü olduğu düşünülmektedir. Türk kadınları ekonomik kriz dönemlerinde çalışma, hane geliri istikrara kavuştuğunda ise işi bırakma eğilimindedir. Bekarken evleri dışındaki hayata katılım gösteren kadınlar evlenince özel alana geri dönmektedir. Boşanırlarsa tekrar iş aramaya başlamaktadırlar. Rakamlar bu hikayeyi doğrulamaktadır.
Bugün Türkiye’nin ekonomisi ve kamusal hayatı nüfusun yarısının beceri ve yaratıcılığından mahrumdur. Ben bir sonraki büyük tartışmanın sonucunu bilhassa bekliyorum. Sizce tartışmanın kazananı kim olur? Mekke’de Hazreti Muhammed’i işe alan bir kadındı, değil mi?
Bu köşe yazısı 20.10.2012 tarihinde Hürriyet Daily News'te yayımlandı.
Burcu Aydın, Dr.
29/03/2025
Fatih Özatay, Dr.
28/03/2025
M. Coşkun Cangöz, Dr.
26/03/2025
Fatih Özatay, Dr.
26/03/2025
Güven Sak, Dr.
25/03/2025