Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Üçüncü çeyreğe ilişkin ilk sinyaller

    Fatih Özatay, Dr.09 Ağustos 2012 - Okunma Sayısı: 881

     

    Üçüncü çeyreğe ilişkin ilk sinyaller, ekonomik büyüme oranımızın ilk yarıdakinden çok farklı olmadığına işaret ediyor.

    Dün, 2012’nin ikinci çeyreğindeki büyüme oranının ilk çeyrektekinden farklı olmadığı yargısını güçlendiren bir veri daha yayınlandı. Sanayi üretimi haziran ayında bir yıl öncesinin aynı ayına kıyasla yüzde 2,7 oranında arttı. Aylık oynamalardan kurtulmak için yine üçer aylık üretim verilerini incelemekte yarar var. Buna göre, geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında, ilk çeyrekte yüzde 2,8 oranında artan sanayi üretiminin, ikinci çeyrekte yüzde 3,4 oranında arttığı belirleniyor.

    Büyüme düşüyor

    2011’in ilk çeyreğinden bu yana ekonomimiz giderek daha düşük bir oranda büyüyor. Hatırlarsanız, bu yılın ilk çeyreğinde büyüme oranımız, potansiyel büyüme oranımızın belirgin biçimde altına düşmüştü. 2011 içinde ithal edilen ve o yılın büyüme oranını olduğundan düşük gösteren külçe altının, ilk çeyrekte ihraç edilmesinden ve ilk çeyreğin büyüme oranını bu sefer olduğundan yüksek gösteren etkisi çıkarıldığında ise, ilk çeyrekteki büyüme oranımız yüzde 2,6 düzeyine düşüyordu. İkinci çeyrekte de önemli bir net külçe altın ihracatı var. Her iki çeyreğin büyüme oranları, külçe altın ihracatından gelen etkiden arındırıldıklarında, yani nasıl enflasyonda ‘temel enflasyon’a bakıyorsak, büyümede de ‘temel büyüme’ye bakarsak, ilk iki çeyreğin büyüme oranlarının son açıklanan veriler ışığında birbirlerine çok yakın oldukları anlaşılıyor.

    İkinci çeyrek artık ‘geçmiş’ olduğuna göre yavaş yavaş üçüncü çeyreği tartışmakta yarar var. Üçüncü çeyreğin ilk ayı olan temmuz ayına ilişkin çok az sayıda veri var elimizde. Büyüme hakkında bir fikir verebilecek olanları sıralayayım. Birincisi, Türkiye İhracatçılar Meclisi temmuz ayında (külçe altın dışındaki) ihracatımızın bir yıl öncesinin aynı ayına göre düştüğünü açıkladı. Bu bir ilk değil; nisan ayında da ihracat azalmıştı. Ancak 2009’dan bu yana, bu iki ay dışında ihracatın düştüğü başka bir ay olmadı. İkincisi, Merkez Bankası’nın yayınladığı reel kesim güven endeksi temmuz ayında da bir yıl öncesine kıyasla daha düşük bir değer aldı. Bu durum 2011’in ekim ayından beri devam ediyor.

    Haziran ayına ait olmakla beraber, ekonomideki hareketlerin dönüm zamanlarını önceden haber verme potansiyeli taşıyan önemli bir endeks var: Merkez Bankası’nın ‘bileşik öncü göstergeler endeksi’. Bu endeksin yine Merkez Bankası’nca yayınlanan ‘altı aylık değişimleri’ önemli. Kasım 2011 ile Şubat 2012 arasında söz konusu değişimler ekonomik faaliyet hacminde düşüşe işaret ediyorlardı. Mart-mayıs döneminde ise az da olsa bir toparlanma vardı. Haziran ayında yine düşüş var. Farklı yöndeki hareketlere rağmen uzunca bir süredir bu değişimlerin yatay bir seyir izlediklerini belirtmek gerekiyor.

    Bir yargıya varmak için henüz çok erken olmakla birlikte, üçüncü çeyreğe ilişkin ilk sinyaller, ekonomik büyüme oranımızın ilk yarıdakinden çok farklı olmadığına işaret ediyorlar. Elbette, ‘geçici’ bir yorum bu; daha fazla bilgiye ihtiyaç var.


    Bu köşe yazısı 09.08.2012 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır