TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
4+4+4 kanun teklifinin orijinal haliyle, komisyondan geçen hali arasında önemli farklar var. Gelin teklifin son halinde ne değişiklikler var bir bakalım.
4+4+4 kanun teklifinin ilk hali, erken yaşta açık öğretim önerdiği ve mesleki ortaokulların önünü açtığı için sorunluydu. Açık öğretim önerdiği için sorunluydu çünkü bu özellikle kız öğrencilerin okullaşma oranlarını düşürebilirdi. Mesleki ortaokulların önünü açtığı için sorunluydu çünkü öğrencilerin 10-11 yaşlarında meslek seçimi yapmalarının pek çok zararı olabilirdi. Teklifin son haline baktığımızda görüyoruz ki hem açık öğretimden hem de mesleki ortaokullar önerisinden vazgeçilmiş. Bu olumlu bir gelişme.
Komisyondan geçtiği şekliyle teklifin son halinin neler getirdiğine bakalım.
Birincisi, artık ilköğretim tek bir okulda tamamlanmak zorunda değil. Yani öğrenciler ilkokul ve ortaokul olarak tasarlanmış farklı okullarda eğitimine devam edebilecek. İlkokul ve ortaokul eğitimi ayrı ayrı okullarda veya koşullara göre tek bir okulda verilebilecek. Getirebileceği maliyetler dışında bu düzenlemenin eleştirilecek bir yanı yok.
İkincisi, zorunlu eğitim orijinal kanun teklifinde olduğu gibi 12 yıla çıkıyor. İlke olarak zorunlu eğitimin 12 yıla çıkması iyi bir şey. Ancak, eğitimin 12 yıla çıkmasının getireceği maliyetler hakkında da pek düşünülmemiş. Burada eğitime ayrılan kaynakların sınırlı olduğunu ve eğitimin 12 yıla çıkarılması ile eğitimin kalitesinin arttırılması arasında bir ödünleşme olduğunu hatırlamamız gerekiyor. Soru şu, mevcut kaynaklar 8 yıllık zorunlu eğitimin kalitesini arttırmak için kullanılsa daha iyi olur muydu? Bir fayda-maliyet analizi yapılmadığı için bu soruya cevap vermek şu anda oldukça zor. Benim görebildiğim kadarıyla ilk aşamada 8 yıllık eğitimin kalitesinin arttırılması çok daha faydalı olabilirdi. Her halükarda, eğitimle ilgili böyle bir düzenleme yapılmadan önce bu fayda-maliyet analizinin yapılmış olması gerekirdi.
Üçüncüsü, teklifin son hali, ortaokulda mesleki eğitim önerisinden vazgeçip, ortaokulda seçmeli dersler konulmasını ve bu seçmeli derslerle farklı eğitim programları oluşturulmasını öngörüyor. Teklife göre, bütün ortaokullar aynı temel eğitim programını uygulayacak. Yani ortaokul eğitiminin çekirdeği aynı olacak ama öğrencilere farklı seçmeli dersler veya farklı seçmeli derslerin olduğu programlar takip etmeleri olanağı tanınacak. Bu düzenlemenin nasıl yapılacağı, hangi seçmeli derslerin konulacağı, seçmeli derslerle hangi farklı programların yürütüleceği belli değil. Bu konulardaki düzenlemelerin daha sonra yapılması öngörülüyor. Dolayısıyla, 4+4+4 teklifinin bu en önemli öğesi muğlak. Örneğin, seçmeli Kürtçe dersi olabilir, ama olmayabilir de; seçmeli Latin dansları dersi olabilir, ama olmayabilir de; seçmeli spor derslerinden oluşan spor ağırlıklı ortaokullar olabilir; ama olmayabilir de; seçmeli Alevilik dersi olabilir; ama olmayabilir de… 14 Mart 2012’de CNN Türk’te yayınlanan Tarafsız Bölge programında eğitim komisyonu başkanı Fikri Işık bu konudaki tüm soruları “önemli olan müfredattır, o da sonra belirlenecektir” diyerek cevapladı. Yani, ne olacak, nasıl olacak belli değil! Her ne kadar seçmeli derslerin çeşitlendirilmesi ilke olarak iyi bir şey olsa da böyle önemli bir teklif ortaya atılmadan önce seçmeli ders sisteminin ve bundan üretilecek programların nasıl düzenleneceği ile ilgili detayların düşünülmesi ve tartışılması gerekirdi.
Dördüncüsü, teklifin ilk hali gibi, teklifin son hali de imam hatip ortaokullarının önünü açıyor. İlk teklif bunu mesleki ortaokulların önünü açarak yapıyordu. Teklifin son halinde ise imam hatip ortaokullarının önü seçmeli dersler ve farklı seçmeli derslerden oluşan programlar uygulama seçeneği getirilerek açıyor. Yani, hangi dersler seçmeli olacak, hangi programlar uygulanabilecek şu aşamada belli değil ama imam hatip ortaokullarının açılacağı belli. Bunu yapılan açıklamalarda açıkça görebiliyoruz. Fikri Işık yukarıda bahsi geçen yayında bunu açıkça ifade etti. Ömer Dinçer ise 12 Mart 2012’de CNN Türk’te Hande Fırat’a verdiği röportajda durumu şöyle açıkladı.
"Sadece imam hatip okulları bir istisna olacak. İmam hatip okulları dini eğitim aldıkları için, dini eğitim lise seviyesinde 4 yıl boyunca almış olsa bile ihtiyaca cevap vermiyor. O yüzden imam hatip okulunu tercih eden bir çocuk varsa, ortaokuldan itibaren ki öyle bir tercih yapabilecek. O zaman ortaokuldan itibaren dini eğitimini alabilecek veya tamamlayacak derslerini alabilecek, onu bir program gibi, ama tercih ettiği. Yani daha ayrıntılı ve yani bir imam hatip okulu programını seçtiğini kabul edeceğiz ve ona öyle bir program vereceğiz.”
Sonuç olarak elimizde ne var?
Elimizde, imam hatip ortaokulları dışında detayları düşünülmemiş, fayda-maliyet analizi yapılmamış bir eğitim sistemi değişikliği teklifi var. Ülkemizin bir eğitim reformuna ihtiyacı olduğu herkesin bildiği bir gerçek, ancak 4+4+4 teklifi bu ihtiyacı karşılamıyor. Teklifin, imam hatip ortaokulları dışında hangi ihtiyacı karşıladığı da pek belli değil. İmam hatip ortaokullarının gerekli olup olmadığı ise ayrı bir tartışma konusu.[1] Detaylı bir çalışma yapmadan, eğitim sistemimizin ihtiyaçları belirlenmeden ve eğitim sistemiyle ilgili çok ihtiyacımız olan tartışmaları yapmadan çocuklarımızın geleceğini belirleyecek önemli değişikliklerin apar topar, kavga gürültü içinde yapılması gerçekten üzücü.
[1] Bunu dini eğitime karşı olduğum için söylemiyorum. Ancak, din eğitiminin okul sistemi dışındaki eğitim kurumlarında verilmesi seçeneğinin tartışılması gerekiyor. Okullarda din eğitimini engellemek (bak. 28 Şubat 1997) veya din eğitiminin önünü açmak için (bak. 28 Şubat 2012) tüm eğitim sistemini etkileyecek düzenlemeler yapılmasının sakıncalı olabileceği gözden kaçırılmamalı.