Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Alışık olmayınca...

    Fatih Özatay, Dr.17 Ocak 2012 - Okunma Sayısı: 883

     

    S&P, Euro Bölgesi'nde yer alan çok sayıda ülkenin kredi notunu düşürdü. Bölgedeki üç ülkenin notu Türkiye'nin altında.

    İspanya’nın yeni başbakanı Mariano Rajoy S&P’nin ülkesinin kredi notunu düşürmesinden bir gün sonra Malaga’da partisinin bir toplantısında yaptığı konuşmada, İspanya halkının ‘kredi notu, risk primi, düştü, çıktı’ gibi kavramlarla yenilerde tanıştığını belirtmiş. Ülkesini, bu yadırgadığı durumdan çekip çıkaracaklarını vurgulamış.

    S&P, Euro Bölgesi’nde yer alan çok sayıda ülkenin kredi notunu düşürdü. Bu arada, bölgedeki üç ülkenin kredi notu Türkiye’nin altında. Yunanistan’ınki zaten bir süredir yerlerde geziniyordu. Ek olarak Kıbrıs Rum Kesimi ve Portekiz’in notu da Türkiye’den daha kötü bir düzeye indi. Türkiye’nin notunun BB+ olduğunu hatırlatayım. Notu düşen ülkeler arasında Avusturya, Fransa, İtalya ve İspanya da var. Bu arada İtalya’nın notu A kategorisinin altına indi ve BBB+ oldu. İtalya bu dört ülkeden en düşük nota sahip olanı.

    Öte yandan not indirimi uzun bir süredir bekleniyordu. Piyasaları karıştıracak ölçüde bir sürpriz yok bu indirimde. Ancak çok sayıda Euro ülkesinin aynı anda notunun inmesi ve Almanya hariç hepsinin görünümünün de ‘negatif’ olarak açıklanması bölgenin içinde bulunduğu durumu bir kez daha ortaya koydu. Bu da küresel ekonomi için olumlu bir gelişme değil açık ki.

    İstikrar Fonu’nun da notu düşürülebilir

    Not indiriminin bir diğer olumsuz etkisi şu: Krizden etkilenen üye ülkelere borç veren Avrupa Finansal İstikrar Fonu’nun (EFSF) notunun düşmesi de söz konusu olabilecek. Zira bu fon, ülkelerin tahvillerini garanti olarak kullanarak borçlanıyor ve zor durumdaki üye ülkelere destek olmaya çalışıyor. Bir süredir Fon’un borçlanma maliyeti Almanya’nınkinin belirgin biçimde üzerinde seyrediyordu. Bu farkın biraz daha açılması söz konusu.

    Bu Fon’un yerine 2013’te Avrupa İstikrar Mekanizması (ESM) devreye girecekti. Garanti sistemi ile çalışmayan, taze para sermayeye dayanan Avrupa İstikrar Mekanizması için aynı risk söz konusu olmayacak. Bu nedenle Avrupa İstikrar Mekanizması’nın daha erken çalışmaya başlaması söz konusu.

    Türkiye’ye etki açısından neler söylenebilir? Not indiriminden önce Euro Bölgesi’nin 2012’de bir miktar küçüleceği bekleniyordu; bu öngörüde kötü yönde bir değişiklik yok. Dolayısıyla, ihracatımız üzerindeki olumsuz etkide bir farklılık olmayacak. Türkiye için farklı büyüme senaryoları tasarlanmasına yol açan temel unsur ise Türkiye’nin 2012’de ne ölçüde dış kaynak sağlayabileceğine ilişkindi.

    2012 için çizilen senaryo değişmedi

    Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) aralık ayında yüklü miktarda para basarak bankalara üç yıl vadeli ucuz kaynak sağlamasından önce, bizim gibi ülkelere akan dış kaynağın azalacağı düşüncesi ağır basıyordu. Zira bankaların sermaye yeterlilik oranlarını tutturmak ve ayrıca vadesi gelen borçlarını ödeyebilmek için bilançolarını önemli ölçüde daraltmaları bekleniyordu.

    Avrupa Merkez Bankası’nın sağladığı kaynak (bu operasyonu yine gerçekleştirecek) başka bir olasılık daha doğurdu. Tıpkı FED’in 2008-2009’da bol miktarda bastığı paranın bizim gibi ülkelere kısa vadeli para girişi yaratması gibi, Avrupa Merkez Bankası’nın bastığı ve daha da basacağı paranın –kısmen de olsa- bizim gibi ülkelere akması ihtimalinden de söz eden analistler var.

    Bu olasılık gerçekleşirse Türkiye’nin büyüme hızının Orta Vadeli Program’da verilene (yüzde 4) yakın çıkması mümkün. Yok, bankaların belirgin biçimde bilanço küçültme senaryosu ağır basarsa ki az bir olasılık değil, daha önce sizinle paylaştığım yüzde 1-3 büyüme öngörüm gerçekleşebilir.

    Dolayısıyla, not indirimi bu senaryoları değiştirecek yeni bir enformasyon sağlamadı. Kısacası, 2012 için çizilen senaryolarda bir farklılık olmayacak.


    Bu köşe yazısı 17.01.2012 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır