Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    IMF para politikası için başka telden çalıyor

    Fatih Özatay, Dr.24 Eylül 2011 - Okunma Sayısı: 1396

     

    IMF, Merkez Bankası'nın yeni para politikası uygulamasının hakkını veriyor ama buna katılmıyor.

    IMF'nin dördüncü madde çerçevesinde hazırladığı 2011 Türkiye Raporu'nun taslak sonuçları perşembe günü yayımlandı. Taslak sonuç raporu üç ana bölümden oluşuyor. İlk bölüm, küresel krizden bu yana olan biteni kısaca özetliyor, ikinci bölüm, bu gelişmelerin yarattığı temel sorunlara dikkat çekiyor. Üçüncü bölüm ise bu sorunları çözmek ya da hafifletmek için IMF'nin önerdiği ekonomi politikalarını anlatıyor. Bu yazının temel konusu, bu üçüncü bölümdeki para ve maliye politikası önermeleri.

    Hassasiyeti azaltmak

    IMF'nin önerdiği ekonomi politikalarının temel amacının oynak kısa vadeli döviz girişlerine karşı Türkiye ekonomisinin hassasiyetini azaltmak olduğu anlaşılıyor. Farklı bir ifadeyle, bizim gibi ülkelere akan kısa vadeli sermayenin her an geldiği gibi geri döneceğinin farkında IMF. Geliştirdiği öneriler, temelde bu keskin geri dönüşün yaratabileceği tahribata karşı. Elbette küresel krizin geldiği bu aşamada bu önerilerin ne ölçüde yerine getirilebileceği ayrı bir tartışma konusu. Ama bu önerilerin -özellikle de metliye politikasına ilişkin olanlarının bir kısmının çok önceden Türkiye'deki bazı iktisatçılar tarafından da dile getirildiği ve muhtemelen IMF tarafından da kapak kapılar ardında vurgulandığı dikkate alındığında, gecikmenin IMF'nin sorunu olmadığı da ortada. Ve yine elbette bu önerilerin önemli bir kısmına katılmayanlar olabilir; zaten o zaman da bir gecikme yoktur. En iyisi bu yazıda yorum yapmayıp, önerileri vermek; öyle yapayım; Maliye politikası açısından IMF'nin temel önerisi, geçici bütçe gelirlerinin dikkate alınmadan (gelirler daha azmış gibi) kuvvetli bir faiz dışı bütçe fazlasının hedeflenmesi. Bu çerçevede, 2007 yılında (kalıcı olmayan bütçe gelirleri dikkate alınmadığında) ortaya çıkan faiz dışı bütçe fazlası kadar bir bütçe fazlasının yeterli olacağı belirtiliyor. Zamanlamaya dikkat: Küresel krizin ABD'de başladığı ama tüm dünyaya sıçramadığı bir dönemin faiz dışı bütçe fazlası öneriliyor. Yapılabilirlik' hakkında bir fikir verebilir.

    Merkez'e katılmıyor

    Bu durumda, para politikasının 'elinin daha rahat olacağını' düşünüyor IMF. Öte yandan Merkez Bankası'nın yeni para politikası uygulamasının 'yenilikçi' olmasının hakkını veriyor ama bu uygulamaya katılmadığını satır aralarında belirtiyor. Gayet kibar' ve net başlıyor para politikasına ilişkin kısım: "Para politikası fiyat istikrarına odaklanmalıdır. Uygulama çerçevesi saydam ve tutarlı olmalıdır." Biraz 'rahat' tercüme ettim, ama cümlenin sonunda nokta var. Evet, nokta! 'Nokta' dedim ama devamını da mealen vermeli. Şöyle: (Ağustostan bu yana yoğunlaşan krizden önceki dönemde) bir yandan liranın değerlenmesini, bir yandan hızlı kredi genişlemesinin frenlenmesini ve diğer yandan da enflasyonla mücadele etmeyi amaçlayan bir para politikası uygulandı. Ağustostan itibaren krizin derinleşmesiyle birlikte döviz kurunun alıp başım gitmesi ve ekonomik aktivitenin yavaşlaması önlenmeye çalışıldı. İçinde bulunduğumuz koşullarda bu amaçların hepsine birden ulaşılamayacağını, açıkçası bu amaçların tutarlı olmadığını düşünüyor IMF. Ayrıca çok açık biçimde dört noktaya değiniliyor raporda. Bir: Enflasyon hedefinin etrafındaki iki puanlık tolerans aralığı çok geniş; bunun daraltılması iyi olur. İki: Hedef, Türkiye'ye benzer ülkelere kıyasla yüksek. Maliye politikası sıkılaşırsa hedefi düşürün. Üç: Hedeften sapma varsa politika faizini arttırın. Mealen: Yoksa hedefin saygınlığı kalmaz, Dört: Bu ortamda döviz kurunu düşürmeye çalışmak nafile. Boşuna döviz rezervinizi harcamayın. Katılıyor muyum? Dedim ya; şimdilik yorum yapmayacağım. Elbette yakında söyleyeceğim bir çift söz olacak hem IMF'ye hem de Merkez Bankası'na. Ne var ki bunlar yeni olmayacaklar. Şu gökkubbenin altında yeni olan ne var ki zaten?


    Bu köşe yazısı 24.09.2011 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır