Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    İki hata

    Fatih Özatay, Dr.11 Ağustos 2011 - Okunma Sayısı: 1277

     

    Tek başına fiyat istikrarını sağlamanın yeterli olmadığı, para politikasının bununla sınırlanmaması gerektiği anlaşıldı.

    Para politikası açısından küresel krizden alınan temel derslerden biri şu oldu: Tek başına fiyat istikrarını sağlamak temel amacının yeterli olmadığı; para politikasının bununla sınırlanmaması gerektiği anlaşıldı. Artık merkez bankalarının finansal istikrarı da gözetecek biçimde politikalarını şekillendirmeleri gerektiği belirtildi. Elbette merkez bankalarının finansal istikrarı gözetme görevleri eskiden de vardı. Bu görevin, fiyat istikran sağlandığında diğer sorumlu kurumların yapacakları mikro düzenlemelerin ve denetimlerin de yardımıyla yerine getirileceği düşünülüyordu. Bir anlamda "Fiyat istikrarını sağlarsan finansal istikrarı kendiliğinden sağlamış olursun" durumu söz konusuydu. Dolayısıyla finansal istikrarı sağlamak için ayrı bir politikaya gerek olmadığı düşünülüyordu. Küresel kriz sonrasında bunun böyle olmadığı görüldü.

    Enflasyon mafyası

    Sorun da burada başladı. Fiyat istikrarını sağlamak temel amacı doğrultusunda oldukça gelişmiş ve oturmuş teorik bir çerçeve vardı, Dahası, çok sayıda merkez bankasının bu çerçeveye uygun uygulamaları sonucunda önemli bir deneyim birikmişti. Bu deneyim o kadar güçlüydü ki, enflasyon hedeflemesi uygulayan çoğu merkez bankası enflasyon raporlarında ne yazacaklarını, hangi grafikleri kullanacaklarını, para politikası kurulu açıklamalarında nasıl bir dil kullanacaklarını bile aralarında tartışıyor, bu konularda ortak toplantılar yapıyor, birbirlerine uzmanlar yolluyorlardı.

    Mesela MB yetkilileri, 2006 başında enflasyon hedeflemesine geçmeden önce -2005 içinde- enflasyon raporunun içeriği, özellikle de enflasyon raporunun son bölümünde para politikasının ileride nasıl şekilleneceğine ilişkin kamuoyuna fikir verecek grafikler ve alt bölümler için önemli mesai harcamışlardı. Mevcut deneyimden faydalanmak için diğer merkez bankalarından uzmanlarla görüşülmüştü. Kullanılacak modeller üzerine bu uzmanlarla önemli tartışmalar yapılmıştı. Deyim yerindeyse, bir 'uluslararası enflasyon hedeflemesi mafyası' vardı ve bu mafyaya 'bulaşmak' gerekiyordu; çünkü yararlıydı. Oysa fiyat istikrarını sağlayarak finansal istikrarın sağlanmadığı durumlarda, farklı bir ifadeyle, hem fiyat istikrarını hem de finansal istikrarı gözetecek bir para politikasının nasıl uygulanacağı hakkında teorik bir çerçeve yok. Deneyim de yok. Olmayınca, iletişim politikasının önemli ölçüde aksama riski var. Nasıl konuşacaksınız? Nasıl yazacaksınız? Bir miktar karanlıktasınız.

    MB'nin aldığı ders

    MB bu küresel krizden aldığı dersle, fiyat istikran amacının yanı sıra artık finansal istikrar amacını da ön plana çıkarıyor. Böylelikle enflasyon hedeflemesi uygulayan çoğu merkez bankasının önüne geçmiş durumda. 2010'un son aylarından beri bu doğrultuda önemli yol aldı. Hatırlarsanız, 2010'un son aylarında bu konuda yazdığım yazılarda MB'yi cesareti için kutlamış ve bu politikayı 'ezber bozan bir politika' olarak tanımlamıştım. Ezber bozduğu açıktı çünkü klasik enflasyon hedeflemesi rejiminin dışında bir politikaydı. Cesurdu çünkü bu tür bir politikanın ne teorik altyapısı sağlamdı ne de nasıl bir iletişim politikası uygulanması gerektiği biliniyordu.

    Bu ezber bozan ve cesur politika uygulamasında ne yazık ki iki önemli hata yapıldı. Birincisi -ki üzerinde ta 2010 sonlarından bu yana çok yazı yazdım- başka ek önlemler alınmadan (bu önlemlerin bir kısmı uygulamanın başlamasından sekiz ay sonra seçim sonrasında alındı) zorunlu karşılık oranlarının yükseltilerek bankaların açacakları kredi miktarının sınırlanabileceğinin sanılmasıydı. İkinci hata ise yapılan açıklamalarda ve yayımlanan raporlarda MB'nin çok sayıda amacı olduğu izlenimi verilmesiydi. MB'nin ilk hataya nasıl düştüğünü hâlâ anlamış değilim; çünkü hem kendisinin biriktirdiği enflasyon hedeflemesi deneyimiyle hem de uluslararası deneyimle bu hata bağdaşmıyor. İlkinden farklı olarak ikinci hataya neden düşüldüğünü anlamak biraz daha mümkün; yukarıda değindiğim 'karanlıkta yürümenin' bir sonucu. Bu ikinci hatayı -ki önemli bir iletişim politikası hatası- cumartesiye daha çok açacağım.

     


    Bu köşe yazısı 11.08.2011 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

     

    Etiketler:
    Yazdır