TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Arap sokağı karışık. Belki merhem olur diye açıyorsun TRT Arapça'yı, karşında Arapça patlıcan musakka tarifi.
Fetih ve Hamas uzlaşmasına ilişkin mutabakat zaptı geçenlerde Kahire'de imzalandı. Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı Mahmut Abbas daha yenilerde Hamas ile uzlaşma çağrısında bulunmuştu. Hamas daha önceleri kabule yanaşmadığı bu öneriyi bu kez kabul etti. Bugün, Kahire'de imzalanan anlaşmayı kendimce bir çerçeveye yerleştireyim müsaadenizle. Bence bu anlaşma, Abbas-Feyyat ikilisi ve Mısır için önemli bir başarı, Mısır'daki Müslüman Kardeşler'in (İhvan) bölge politikalarına nasıl dahil olacağının izlenmesi açısından da önemli bir gösterge niteliğindedir. Neden? Gelin bakın neden?
Uzlaşma niyeti çıktı
Mahmut Abbas, Yaser Arafat'ın yerini aldığında, "Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) muhasebecisi başa geçti" demişlerdi. Ortada bir küçümseme havası vardı. Buyurun bakalım, şimdilerde 'muhasebeci' Filistin devletini kuruyor. Bölgemiz karışık, her kafadan bir ses çıkıyor. Ama Mahmut Abbas, başbakanı Selam Feyyat ile birlikte ne yaptığını biliyor. En azından öyle görünüyor.
Hatırlayalım. Önce Filistin devletini tek taraflı kurmak için bir plan açıkladı. O plan çerçevesinde, Filistin'de kurumsal kapasite inşa edebilmek için adımlar atmaya başladı. İşgal altındaki bölgelerde üretilen İsrail mallarına karşı kampanyalar düzenleyerek, milli üretime yönelik bir bilinç oluşturmayı ilk kez onlar akıl etti. Refah artışını 'devrim sonrası'na ertelemediler. İkinci olarak, Birleşmiş Milletler bünyesinde, tek taraflı ilan edilecek bir Filistin devleti için lobi yaptılar. Amerikan vetosu olmasa Güvenlik Konseyi'nin de desteğini sağlamış olacaklardı. Artık aklı başında herkes Filistin'de öncelikle bir devlet kurulmasının önemini algılamış durumda. Bu da olumlu. Şimdi en son ulusal uzlaşma yolunda da olumlu bir adım attılar. En azından ortaya bir uzlaşma niyeti çıktı. İyi oldu. Bana kalırsa Filistin devleti önündeki engellerden biri daha kenara çekilmiş oldu. Bu ilk tespit.
Peki, imzalanan anlaşma dört dörtlük bir uzlaşma zemini midir? Değildir. Ortada yalnızca bir niyet beyanı vardır. Alanda somut olarak ne yapılacağı daha belli değildir. Bunları yaşayarak göreceğiz. Ancak Hamas'ın cumhurbaşkanlığı seçimleri olmadan bir genel seçim yapılması talebi kabul görmedi. Şimdi Filistinliler önce başkanlarını seçecekler, sonra da parlamentolarını yeniden oluşturacaklar. Hamas'ın Gazze'deki askeri darbesi sonucunda işlemez hale gelen Filistin parlamentosu yeniden çalışmaya başlayacak. Hamas'ın Gazze'de ne yaptıysa zorunluluktan yaptığını savunabilirsiniz ama bu tespit olanın bir darbe olduğu gerçeğini değiştirmez. Şimdi işlerin normal mecrasına dönmesi kötü değil, iyidir. Bu da olsun ikinci tespit. Anlaşmanın ucunun açık olması ise bizi üçüncü tespite götürecektir.
Hamas üzerinden mesaj
Hamas daha önce kabule yanaşmadığı böyle genel bir uzlaşma zeminini şimdi neden kabul etmek zorunda kaldı? İşte bu doğrudan 'Arap Baharı' ile alakalıdır. 'Arap sokağı'nda olmazların olur hale gelmesi, gitmez sanılan yönetimlerin arka arkaya gitmesi ortaya bir yeni durum çıkardı. Hamas, Suriye'den gelen desteği kesilme yolunda olduğu için değil, Mısır'da değişen ortam ve oradan gelen talepler nedeniyle anlaşma zeminini kabul etmek zorunda kalmış gibi duruyor. Hamas, Mısır'daki İhvan'ın Filistin'deki uzantısı. Mısır'da İhvan ilk kez iktidar alternatifi ya da potansiyel ortağı konumuna geliyor. Şimdi normalleştiğini, taç giyen başın nasıl akıllanacağını dünya âleme ve öncelikle Amerika ile İsrail'e göstermek zorunda. Ben Mısır'da yaklaşan seçimlerin sonucuna yönelik hazırlıkların Filistin'deki mutabakat zemininin belirginleşmesinde önemli rol oynadığını düşünüyorum. Hamas, bu açıdan bakıldığında, üzerinden mesaj iletmek için iyi bir kanal. Bu da olsun üçüncü tespit.
Peki, Türkiye? Türkiye ise Kahire'de misafirdi. Bölgede de misafir, asli oyuncu değil. Bakın TRT Arapça'nın bölgeye yönelik yayınlarına. Geçenlerde bir Arap dostum, "Arap sokağı karışık, herkesin kafası karışık. Belki merhem olur diye açıyorsun TRT Arapça'yı, karşında Arapça patlıcan musakka tarifi" diyordu. Halimiz işte böyledir. Neden? İşte ondan.
Bu köşe yazısı 10.05.2011 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.
Fatih Özatay, Dr.
22/01/2025
Güven Sak, Dr.
21/01/2025
Burcu Aydın, Dr.
18/01/2025
M. Coşkun Cangöz, Dr.
17/01/2025
Fatih Özatay, Dr.
17/01/2025