TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Merkez Bankası (MB) enflasyona ilişkin son raporlarında bizleri yeni bir çekirdek enflasyon göstergesiyle tanıştırdı: Gıda, alkolsüz içecekler, alkollü içecekler, tütün ve enerji hariç tüketici fiyat endeksi. Neredeyse endeksin yarıya yakını dışlanmış oluyor böylelikle. Bir sorun var mı bu kadar kapsamlı bir dışlamada?Hayır, yok. Zira para politikasının kısa dönemde etkileyemediği fiyat hareketleri var. Bugün enerji fiyatları tüm dünyada yükseliyorsa, enerji ithalatına bağımlıysanız, o yüksek fiyattan enerjiyi satın almak zorundasınız. Bu tek başına enflasyonu artırıcı bir unsur. Oysa siz uyguladığınız politikanın etkisini görmek istiyorsunuz. Fiyat endeksini bu dışsal etkiden arındırmadıkça bu isteğinizi gerçekleştiremeyeceksiniz. Dışlanılması gereken bugün enerji fiyatları olabilir, yarın küresel kuraklık nedeniyle gıda fiyatları. Dolayısıyla, çekirdek enflasyon göstergeniz zamanla değişebilir.Üstelik MB açık biçimiyle enflasyon hedeflemesine başlarken bu olasılığın altını çizmiş ve koşullara bağlı olarak farklı çekirdek enflasyon göstergeleri kullanabileceğini kamuoyuna duyurmuştu. Dolayısıyla farklı zamanlarda farklı çekirdek enflasyon göstergeleri kullanılmasında bir sakınca yok.Ama başka bir sorun var. O sorun da endeksin önemli bir kısmını dışlayan bir gösterge kullanmak gereksiniminin ortaya çıkmasının bizatihi kendisi. Ülkenizdeki fiyat hareketlerinin belirgin bir kısmının önemli bir süre kontrolünüz altında olmadığını gösteriyor bu gereksinim. Farklı bir çekirdek enflasyon göstergesinin kullanılması ihtiyacını doğuran nedenler ortadan kalkmadıkça ileride de bu kontrol edememe olgusunun süreceğine işaret ediyor.Bu sorunun ne kadar önemli olduğunun bir başka göstergesi de enflasyon rakamları arasındaki büyük fark. 2007 yılını yüzde 8.4'lük bir enflasyon ile kapattık. Oysa yeni göstergeyle ölçüldüğünde çekirdek enflasyon sadece yüzde 4.8 düzeyindeydi.Önümüzdeki dönemde yurtiçinde yaşanacak fiyat hareketleri açısından yurtdışında yaşanacaklar önemli bir belirleyici olacak. Mali piyasalarda yeni ve daha güçlü sarsıntıların gerçekleşmesi ve ABD ekonomisinin durgunluğa girmesi olasılıkları bizdeki fiyat hareketlerini de etkileyecek.Tek başına resesyonun enflasyon açısından olumlu yansımalarının, olumsuzlara kıyasla daha fazla olabileceğini belirtebiliriz: Yeni bir savaş, daha belirgin bir kuraklık falan yaşanmazsa, dünya ekonomilerindeki bir yavaşlama, emtia fiyatlarında da düşme demek. Özellikle de enerji fiyatlarında.Enflasyonumuz açısından bir başka (sınırlı) olumlu gelişme de mali piyasalarda yeni bir deprem yaşanmaması ama hep yaşanması olasılığının var olması durumunda gerçekleşecek. Zira bu koşullar altında geçen perşembe değindiğim gibi herkes daha temkinli davranacak; iç talep düşecek.Buna karşın, korkulan gerçekleşir yeni ve derin sarsıntılar yaşanırsa önemli miktarda kur sıçramalarının oluşması beklenir. Kur çıktığı yüksek düzeylerde uzunca bir süre kalabilir ve üretim maliyetlerini belirgin biçimde yükseltebilir. Bu koşullar altında iç talebin daha da azalacak olmasının fiyatlar üzerindeki olumlu etkisinden çok daha ağır basması beklenir bu olumsuz etkinin. Şu anda hedefin zaten çok üzerinde seyreden enflasyon bu durumda belirgin biçimde yükselir.İlginç günler bekliyor bizleri.
Bu yazı 04.02.2008 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Burcu Aydın, Dr.
30/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
29/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
27/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
26/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024