TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Son iki yazım enflasyon üzerineydi. Enflasyonda gözlenen eğilim değişikliğinin, 2002'de başlayıp 2006'nın mayıs ayına kadar devam eden, sonra da uluslararası piyasalardaki dalgalanma sonucunda kesintiye uğrayan düşüş yönündeki ana eğilime bir geri dönüş olup olmadığını ele almıştım. Analiz için enflasyonun temel dinamiğini belirleyen unsurlarda bundan sonra olabilecek hareketlere ilişkin bir varsayım yapmak gerekiyordu. Bu varsayım 'Mevcut durum devam edecek' şeklinde olursa, yıllık enflasyondaki düşüş eğiliminin süreceğini belirtmek mümkündü. Gerçi bu koşullar altında yüzde 6'yı aşan bir 2007 enflasyonu olacaktı, ancak 2008 yılı içinde yüzde 4 hedefiyle uyumlu bir patikada yol aldığını gözleyecektik enflasyonun. Bu açıdan çok fazla bir belirsizlik söz konusu değil.
Oysa iş bu yaptığım varsayımı sorgulamaya gelince, belirlilik ortadan kalkıyor. Enflasyonun bundan sonra nasıl şekilleneceğini belirleyen unsurların (kur, enerji fiyatları, iç talep gibi) ileride ne tür hareketler gösterebileceği hakkında konuşmak o kadar kolay değil. Kur hakkında bir belirlilik olsa, diğer unsurlardaki olumsuz hareketlerin yaratabileceği riskler göğüslenebilir. Oysa asıl sorun da burada. Tutsat krizi sonlanmadı çünkü; dışarıda olan biten bizi fazlasıyla etkileme potansiyeline sahip.
Enflasyon üzerine bu 'yazı dizisinin' sonuncu yazısı, doğal olarak faiz politikası üzerine olmak durumunda. Merkez Bankası (MB) son raporlarında (o raporların yayımlandığı tarihlerdeki bilgi seti ışığında) en olası faiz indirim tarihi olarak son çeyreğin ilk ayını (ekim) göstermişti. Bu tarihin belirtilmesinin sanıyorum iki nedeni var.
Birincisi, dış piyasalarda yeni olumsuzluklar yaşanmazsa, 2008 hedefiyle uyumlu bir patikaya 2008'in ilk yarısında gireceğimizi öngörüyor MB. Ama şu anda düşüş eğiliminde olsa bile, enflasyon yüksek. Üstelik teknik nedenlerle (2006'daki dalgalı aylık enflasyonun yarattığı baz etkisi) yıllık enflasyonun tam düştü derken tekrar artacağını biliyordu (ağustos ayında olduğu gibi). Dolayısıyla, düşüş eğiliminin kamuoyu açısından daha bir belirginleşmesini istiyor. Kaldı ki, işlenmemiş gıda ürünleri fiyatları için MB'nin bir tahmin yapması zor, bu alt gruptaki gelişmeleri de gözlemesi gerekiyor.
İkincisi, iki tane seçim yaşadık. Bunların öncesinde ve sonrasında piyasalarda bazı dalgalanmalar olabilirdi. Tam her şey yolunda gibiyken, faizlerin indirilmesinden sonra olası bir piyasa karışıklığı MB'nin faiz politikasının kredibilitesini sorgulatabilirdi. Bu ortamda faiz indirimi oldukça riskliydi.
Bugün geldiğimiz noktada, faiz indiriminin ötelenmesine yol açanlardan ikincisi ortadan kalktı. İlkinde ise hâlâ bazı tereddütler var. Özellikle ekim ayı yıllık enflasyonu (yine olumsuz baz etkisi) nedeniyle yüksek çıkabilir. Faizlerin mevcut durumu (yüksekliği) ile çekirdek enflasyondaki gidişat ve MB'nin kendi öngörüleri karşılaştırıldığında, bu tereddüt yaratan unsura karşın, MB daha önceki raporlarında belirttiği ekim ayında yine de indirime gidebilirdi.
'Gidebilirdi' diyorum; çünkü yukarıda belirttiğim gibi tutsat krizine bağlı olarak döviz kurunun nasıl şekilleneceği konusunda önemli ve yeni bir belirsizlik var. ABD Merkez Bankası'nın 18 Eylül toplantısında alacağı bir faiz indirim kararı bu belirsizliği bir miktar azaltabilir. Ama yine de bir soru işareti hep olacak tutsat krizinin ne zaman yatışacağı hakkında.
Bu durumda, sanıyorum ekim ayındaki toplantıdan önce MB'den bir faiz indirimi beklememek gerekiyor. Ekimde bir indirime gidilip gidilmeyeceği ise dış piyasalardaki gelişmelere bağlı. Enflasyon eylül ayında düşük gelse bile, dış piyasalarda tedirginlik hüküm sürüyorsa MB ekim ayı enflasyonunu ve ekim ayındaki diğer gelişmeleri de görmek isteyebilir. Bu da bizi kasım toplantısına getirir.
Bu köşe yazısı 13.09.2007 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Fatih Özatay, Dr.
29/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
27/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
26/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024