TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Günlük hayhuy içinde gözlerden kaçıyor olabilir. Kaçmamalıdır. İktidar kavgasının şiddeti perdeliyor olabilir. Perdelememelidir. Seçime odaklı karamsar tartışma ortamı sizi mutsuz ediyor olabilir. Mutsuz etmemelidir. Siyaset, tarihin yalnızca karanlık sayfalarla dolu olduğu zannını yaratmanın bu günlerde son derece faydalı olduğunu düşünüyor olabilir. Bakın bu bütünüyle doğru değildir. Bunun en güzel göstergesi Türkiye'nin birikimidir: Türkiye kendi bölgesinde bir tanedir. Kendi bölgesindeki bütün ülkelerden daha farklıdır. Son günlerde siz hiç Türkiye'ye dikkatle baktınız mı? Bayram arefesinde gelin birlikte bir bakalım. Hiç değilse bayrama moralimiz biraz daha yüksek girelim. Türkiye, bölgesinde bir tanedir. Ben Türkiye'nin bölgesinde bir tane olduğunu, 2003 yılında Irak'ın başkenti Bağdat'a gittiğimde idrak etmiştim. Dönem daha Amerika işgalinin başıydı. Irak'ı sömürge valisi olarak Paul Bremer yönetiyordu. Bağdat Havaalanı'nda ticari trafik daha başlamamıştı. Uçaklar öyle bildiğimiz gibi yavaş yavaş alçalıp alana inmiyorlardı daha. Havaalanının tam üstüne gelen uçaklar çapı kısa daireler çizerek alana iniyorlardı. O vakitler Kabil'e de böyle ulaşılıyordu. Bu yolla roket saldırısından korunmak mümkün oluyordu. Uçak mümkün olduğunca hedef küçülterek alana iniyordu. Uçaktan inip, karada binilen araçta makineli tüfekli Amerikan askerleri oluyordu. Minibüs şehir trafiği nedeniyle durunca, askerler inip aracın etrafını sarıyorlardı. Velhasıl Bağdat daha başından sinirlerinizi yoruyordu. İşte o gezide Irak Sanayi Bakanlığı'nda ilk kez o sözü işittim. Biri bize "Türkiye bölgesinde bir sanayi devidir" dedi. Doğrusu ya, ben bunu daha önce hiç böyle düşünmemiştim. Türkiye kendi bölgesinde bir sanayi devidir. Bakın aşağıdaki grafik tam da bunu göstermektedir. Grafik, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki (MENA) tüm ülkelerin gıda ve petrol ürünleri dışı imalat sanayii malları ihracatını göstermektedir. Her bir ülkeye ait balonun büyüklüğü gıda ve petrol ürünleri dışı sanayi malları ihracatının tutarına işaret etmektedir. Dikkat edilirse en büyük balon Türkiye'ninkidir. Bu. birinci noktadır. Türkiye, tutar olarak bakıldığında kendi bölgesinin en büyük sanayi malları ihracatçısıdır.
Türkiye'nin MENA ülkeleri ile karşılaştırmalı ihracat göstergeleri
Gelelim ikinci noktaya. Dikey eksen bize ilgili ülkenin imalat sanayii malları ihracatının (gıda ve petrol ürünleri hariç) bölgenin toplam ihracatı içindeki payını göstermektedir. Böyle bakıldığında, Türkiye Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin toplam sanayi malları ihracatının yüzde 35'ini tek başına gerçekleştirmektedir. Türkiye'nin en yakın takipçisi İsrail'dir. İsrail, bölgenin sanayi malları ihracatının yüzde 19'unu tek başına gerçekleştirmektedir. Türkiye ve İsrail'in toplamı yüzde 50'yi aşmaktadır. Yatay eksen ise sanayi malları (gıda ve petrol ürünleri hariç) ihracatının, ilgili ülkenin toplam ihracatı içindeki payını göstermektedir. Türkiye'nin ihracatının yüzde 80'i gıda ve petrol ürünleri sanayi dışındaki sanayi mallarından oluşmaktadır. Bu da üçüncü noktadır. Peki, resme bir bütün olarak bakıldığında ne görülmektedir? Türkiye çeşitlenmiş ekonomisi ve güçlü sanayi altyapısı ile bu bölgede bir tanedir. 2000'den 2008'e bölge içindeki ağırlığını daha da pekiştirmiştir. 2001 krizi sonrasında sağlanan göreli iktisadi istikrar Türkiye ekonomisinin küresel ekonomiye entegrasyonunu artırmış ve bölgesindeki pozisyonunu güçlendirmiştir. Bu da dördüncü noktadır. Beşinci nokta ise açıktır: İktisadi krizin şirketlerimiz üzerindeki baskısına ve etraftaki bunaltıcı tartışmalara rağmen ortada müthiş bir başarı öyküsü vardır. Arada bir kavgadan kafayı kaldırıp, Türkiye'ye yakından bakmakta fayda vardır. Çetin Altan üstattan ödünç alarak vurgulayalım: Enseyi karartmanın âlemi yoktur. Bayramınız kutlu olsun efendim.
Bu yazı 26.11.2009 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.