Doç. Dr. Baykal: "Vize Sorununun Ortaklık Konseyinde Çözülmesi Gerekir"
TEPAV AB çalışmaları kapsamında, Doç. Dr. Baykal tarafından hazırlanan "Türkiye-Avrupa Topluluğu Ortaklık Hukuku Kapsamında Vize Uygulaması: Hukuki Durum Saptaması ve Öneriler" başlıklı Değerlendirme Notu yayınlandı.
ANKARA - TEPAV AB çalışmaları kapsamında, Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Sanem Baykal tarafından hazırlanan "Türkiye-Avrupa Topluluğu Ortaklık Hukuku Kapsamında Vize Uygulaması: Hukuki Durum Saptaması ve Öneriler" başlıklı Değerlendirme Notu yayınlandı. Baykal Değerlendirme Notu'nda, vize sorununun Ortaklık Konseyi'nde alınacak ve bu alanı düzenleyecek bir kararla çözülmesi ve söz konusu çözümün hem üye devlet iç hukuklarına, hem de Avrupa Birliği'nin ortak düzenlemelerine aktarılmasının en uygun yol olarak belirdiğini açıkladı.
Çalışmasında Avrupa Toplulukları Adalet Divanı (ATAD) 'nın 19 Şubat 2009 tarihli Soysal kararı ile yeni bir aşamaya gelindiğine dikkat çeken Baykal, Divan kararlarının herhangi bir düzenlemeye gidilmeksizin uygulanmasının bu alanda tutarlı ve yerleşik bir normun yokluğunda büyük karışıklık, belirsizlik ve adaletsizliklere yol açabilecek nitelikte olduğuna dikkat çekti. Doç. Dr. Baykal şöyle devam etti:
"Bu belirsizlik hem yer, hem de zaman bakımından aynı durumdaki kişilere farklı kurallar uygulanmasına yol açabilecektir. Özellikle de "Schengen kuralları", "Avrupa İç Pazarı" ve bir "özgürlük, güvenlik ve adalet alanı olarak Avrupa Birliği" kavramları çerçevesinde hizmet edimi serbestisinden veya yerleşme hakkından yararlanmak üzere Türk vatandaşlarının Avrupa Birliği sınırlarına hangi ülkeden giriş yaptıklarına ve yerleşme ve hizmet edimi serbestisini hangi ülkede kullanmak istediklerine göre birbirinden çok farklı uygulamalara tabi tutulabilmeleri durumu ortaya çıkabilecektir. Böyle bir durum arzu edilemez. Bu itibarla konunun yargı kararlarının ötesinde giden bir biçimde düzenlenmesine gereksinim bulunmaktadır. Bu düzenlemeler bakımından dikkat edilecek nokta ise herhangi bir şekilde kazanılmış haklardan geri adım oluşturmayacak hüküm ve koşullarda ısrar edilmesi olmalıdır."
Baykal değerlendirmesinde, siyasi çözüm ve hukuki düzenleme için en uygun platformun Türkiye-AT ortaklık ilişkisinin karar organı olan Ortaklık Konseyi olduğunu bildirdi. "Sorunun Ortaklık Konseyinde alınacak ve bu alanı düzenleyecek bir kararla çözülmesi ve söz konusu çözümün hem üye devlet iç hukuklarına, hem de Avrupa Birliğinin ortak düzenlemelerine aktarılması en uygun yol olarak belirmektedir" ifadelerini kullanan Baykal, şöyle devam etti:
"Böylece Türkiye ile AB ülkeleri arasında karşılıklı yarar temelinde bulunacak ve her iki tarafın da geçerli hak ve taleplerini ve hukuki, siyasi, ekonomik ve toplumsal güçlük ve endişelerini dikkate alacak bir çözüme ulaşılması mümkün olabilecektir. Burada dikkat edilecek nokta ise herhangi bir şekilde kazanılmış haklardan geri adım oluşturmayacak hüküm ve koşullarda ısrar edilmesi olmalıdır. Esasen Katma Protokol'ün 41/2. maddesi de hem bu konuda bir hukuki dayanak ve hem de taraflar bakımından bir hukuki yükümlülük içermektedir. Ancak bu alanda gerekli siyasi iradenin AB tarafında ortaya çıkabilmesini sağlamak ya da zorlamak bakımından yargı kararları yoluyla bu gereklilik konusunda ikna yöntemine de devam etmek faydalı olacaktır. Bu bakımdan seçilecek uyuşmazlıkların gerçek ve stratejik nitelikli uyuşmazlıklar olması ve sayılarının mümkün olduğunca çok olması AB tarafındaki siyasi iradeyi masaya oturmaya zorlamak bakımından gereklidir."