TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Rapor / Dünya Bankası & TEPAV
Son 70 yıllık dönemde Türkiye dünyadaki en dramatik ve dönüşümsel şehirleşme deneyimlerinden birini yaşamıştır. 1950’li yıllarda, nispeten genç bir cumhuriyetin sanayileşmeyi ve bunun bir gereği olarak nüfusun kentsel alanlarda yoğunlaştırılmasını teşvik etmeye yönelik uyumlu çabalarına rağmen, Türkiye büyük ölçüde tarıma dayalı bir ekonomiye sahip olmaya devam etmiştir ve kentsel nüfus oranı yüzde 25’i geçmemiştir. Bugün şehirler ülke nüfusunun yüzde 75’ten fazlasını barındırmakta ve ülkenin sanayi açısından rekabetçi ekonomisine önemli katkıda bulunmaktadır. Türkiye’yi başka birçok gelişmekte olan ülkeden ayıran özelliği, mekânsal ve ekonomik dönüşümünün hızı, ölçeği ve coğrafi çeşitliliği ve belki de daha önemlisi kırsal alanlardan kentsel alanlara göçe eşlik eden yığın ekonomilerinin faydalarından yararlanma yeteneği olmuştur.
Ekonomik büyüme ile kentleşmenin beraber hareket ettiği öngörülür ve Türkiye’nin şehirleşme deneyimi bu ilkenin uygulamasını açık bir şekilde göstermektedir. Dünya Kalkınma Raporu 2009’da (Ekonomik Coğrafyanın Yeniden Şekillendirilmesi) belirtildiği gibi, hiçbir ülke şehirleşme olmadan orta gelirli ülke kategorisine yükselememiştir ve hiçbir ülke canlı şehirler olmadan yüksek gelir kategorisine yükselememiştir. Türkiye’nin şehirleşme deneyimi bu gözlemi teyit etmektedir. Hızlı şehirleşme beraberinde üretim ve tüketim piyasalarının yoğunlaşmasını getirmiş ve bu da Türkiye’nin üretkenliği arttırıcı yığın ekonomilerine katkıda bulunmuştur. Şehirleşme hızının en yüksek olduğu ve sanayinin GSYH’ya katkısının yüzde 17,6’dan yüzde 27’ye, hizmetler sektörünün katkısının ise daha keskin bir şekilde yüzde 26’dan neredeyse yüzde 64’e yükseldiği 1960- 2013 döneminde Türkiye ekonomisinde yaşanan yapısal değişimler bu durumu yansıtmaktadır. Bu yapısal değişim ve üretkenlik artışları son 30 yıl içerisinde Türkiye’nin vatandaşlarına önemli yararlar sağlamış, kişi başına düşen GSYH neredeyse iki kat artışla 5.986 $’dan (1980) 13.737 $’a (2013) yükselmiştir.