TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Eralp, İngiliz Ditchley Vakfı’nın toplantısında, AB’nin ekonomik krizin ardından genişleme politikasındaki son eğilimleri değerlendirdi.
İNGİLTERE – TEPAV Avrupa Birliği (AB) Enstitüsü Direktörü Nilgün Arısan Eralp, Birlik’te özellikle Avro krizi sonrasında belirginleşmeye başlayan ve resmi bir nitelik kazanma olasılığı artan “parçalı görüntü”nün genişleme sürecini olumsuz etkileme olasılığının yüksek olduğunu belirtti.
Uluslararası sorunları tartışmak üzere Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’dan gazeteci, diplomat ve AB bürokratlarının katıldığı toplantılar düzenleyen Ditchley Vakfı, 4-6 Ekim 2012 tarihlerinde İngiltere’de AB’deki Avro krizine ilişkin gelişmeleri ve AB üzerine etkilerini değerlendirmek üzere “İki Katmanlı Avrupa ve Olası Etkileri” (Two Tier Europe and İts Imlications) bir yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirdi.
Toplantıya Türkiye’den davet edilen TEPAV AB Enstitüsü Direktörü Nilgün Arısan Eralp, Vakfın talebi üzerine burada “İki veya Çok Katmanlı AB’nin Dış İlişkilerine Olası Etkisi” konulu bir konuşma yaptı.
Eralp, konuşmasında, bazı aday ülkeler “çok katmanlı veya çok vitesli Avrupa’nın, nispeten daha esnek nitelik taşıyacak dış katmanları arasında yer almanın, AB’de hiç yer almamaktan daha iyi olacağı” görüşünü taşısa da yakın çevresinde istikrar sağlamayı amaçlayan AB için bu tür bir yaklaşımı desteklemediğini ifade etti.
Eralp, şunları ifade etti:
“AB yakın çevresinde istikrar sağlamak için en etkin dış politika enstrümanı olan genişleme sürecini sürdürecekse, çok katmanlı AB’nin, farklı katmanlarını bir kast sistemine dönüştürmemeli, merkezi Avrupa (core Europe) koşullarını yerine getirebilen üye ve aday ülkelere açık olmalıdır. Aksi takdirde, Türkiye gibi ülkelerde gözlemlenmeye başladığı gibi AB çekiciliğini yitirerek, ülkelerdeki dönüştürücü gücünü kaybedecek, bu durum da hem AB dış politikası açısından, hem de AB’nin uluslararası platformdaki konumu açısından yıpratıcı olacaktır.”
20/11/2024
20/11/2024
19/11/2024
19/11/2024
19/11/2024