TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
TEPAV'ın A&G Araştırma Şirketi ile 28-30 Ağustos 2010 tarihlerinde yaptığı araştırma, yeni anyasa için toplumsal mutabakat zemininin varlığını ortaya koydu.
Anayasanın yaklaşık %15'ini değiştirmeyi öngören 26 maddelik anayasa değişiklik paketinin 12 Eylül tarihli referandumda kabul edilmesinin ardından yapılan siyasi analizler Türkiye'de toplumsal kutuplaşmaların oluştuğunu, kimine göre iki kimine göre üç Türkiye'nin ortaya çıktığını iddia etmişlerdir.
Referandum sürecinde derin toplumsal kutuplaşmaların ortaya çıktığı doğrultusunda yapılan değerlendirmeler işleyen, kaliteli bir demokrasinin teminatı olacak yeni bir anayasanın yapılabilirliği konusuna da karamsar yaklaşmaktadır.
Her ne kadar referandum sürecinde liderlerin yürüttükleri kampanyalar birkaç anayasa maddesi etrafında oluşan görüş ayrılıklarını siyasal kutuplaşmalara dönüştürse de toplumsal mutabakat temelinde anayasanın yenilenmesi siyasi partilerin ortak olarak tespit ettikleri bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkmaktadır.
Referandumun hemen öncesinde siyasal pozisyonların keskinleştiği ve tartışmanın oldukça hararetli olduğu 28-30 Ağustos 2010 tarihlerinde TEPAV'ın A&G Araştırma Şirketi ile birlikte yaptığı araştırma[1] yeni anayasa için geniş bir toplumsal mutabakat talebi olduğunu göstermesinin yanında böyle bir mutabakat zeminin var olduğunu da ortaya koymaktadır.
1) Toplum referandumun yeni anayasa ihtiyacını gidermeyeceğini düşünmektedir. Araştırma kapsamında görüşülen deneklerin %43,5'i referandum sonucunda evet de çıksa hayır da çıksa yeni anayasaya ihtiyaç artar cevabı vermiştir. %20,9'u referandumda evet sonucunun yeni bir anayasa ihtiyacını gidereceğini düşünürken, sadece %9,3'ü hayır çıkması durumunda yeni anayasa meselesinin kapanacağını düşünmektedir.
Tablo 1. Referandumdan Sonra Yeni Anayasa İhtiyacı
Eğitim seviyesi arttıkça, hane halkı geliri yükseldikçe, kırdan kentlere ve büyükşehirlere doğru gidildikçe "referandumda evet de çıksa hayır da çıksa yeni anayasa ihtiyacı artar" seçeneğini tercih edenlerin oranı artmaktadır. Soruya bu şekilde cevap verenler Ege Bölgesinde %64,3, Güneydoğu bölgesinde %56,8, Marmara'da %50,7, İç Anadolu'da %49, Doğu Anadolu'da ise %43,5 dir
2) Yeni anayasa talebini şekillendiren en önemli mesele ekonomik ve sosyal haklar yoluyla refahın artırılmasıdır. Deneklere yeni bir anayasa kapsamında ele alınabilecek bir dizi mesele sorulmuş ve öncelik sırasına göre yeni anayasanın çözümüne katkı sağlayabileceği üç meselenin belirtilmesi istenmiştir. Deneklerin %48'i "ekonomik ve sosyal haklar yoluyla refahın artırılması" seçeneğini birinci sırada işaretlemiştir. Birinci, ikinci veya üçüncü sırada işaretleyenler birlikte değerlendirildiğinde cevap oranı %75'i bulmaktadır.
İlk üç içinde belirtilen diğer meseleler sırasıyla %48,3 ile dokunulmazlıkların kaldırılması, %46,9 ile üniversitelerde türban yasağının kaldırılması, %41,9 ile Kürt sorununun çözümü, %35,3 ile yargı bağımsızlığıdır. Üniversite özerkliği ve yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılmasının ilk üç öncelik arasına pek girmediği gözlemlenmektedir. Dikkat çeken başka bir unsur da "hiçbiri" cevaplarının düşüklüğüdür. Deneklerin yalnızca %4,5'i yeni bir anayasanın hiçbir meselenin çözümüne katkı sağlamayacağına dair kötümser bir tutum içindedirler. Ancak güneydoğu bölgesinde bu oran %12,5'e çıkmaktadır.
Tablo 2. Yeni bir anayasa Türkiye'nin önemli meselelerinden hangilerinin çözümüne katkı sağlamalıdır?
Bölgelere göre incelendiğinde Karadeniz ekonomik ve sosyal hakları diğerlerine göre biraz daha fazla talep ettiği; Akdeniz ve Ege bölgelerinin dokunulmazlıklar konusuna hassas olduğu, türban meselesinde Doğu Anadolu'nun öne çıktığı, Kürt sorunun güneydoğu ve Doğu Anadolu ile birlikte Marmara'nın da meselesi olduğu, yargı bağımsızlığında ise Ege'nin başı çektiği söylenebilir.
Şekil 1. Bölgere göre yeni anayasanın çözüm sağlaması gerektiği düşünülen meseleler
Soruya cevap verenler arasında;
3) Yeni anayasanın uzlaşma ile yapılması yönünde partiler üstü güçlü bir talep bulunmaktadır. Aşağıda grafikleri gösterilen iki soruda deneklere yeni anayasanın yapılacağı varsayımsal bir durumda uzlaşma konusundaki görüşleri sorulmuştur. Birinci seçenekte anayasayı iktidar çoğunluğunun uzlaşma aramadan yapması, ikinci seçenekte mecliste siyasi partiler arası uzlaşma ile yapılması ve üçüncü seçenekte ise siyasi partiler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları; özetle toplumsal uzlaşma ve görüş aranarak / alınarak yapılması seçenekleri sunulmuştur. Soruya cevap veren deneklerin %63'ü toplumsal uzlaşma, %22'si mecliste uzlaşma ararken iktidarın uzlaşma aramadan yeni anayasayı yapmasını savunanların oranı %15'tir. İkinci soruda ise çeşitli deneklere çeşitli görüşler sorularak katılıp katılmadıklarını belirtmeleri istenmiştir. Buna göre yeni anayasa sürecinde "Uzlaşma çok önemli, uzlaşma için şartlar zorlanmalıdır" önermesine soruyu cevaplayan deneklerin %83'ü katılmaktadır. Aynı sorudaki "İktidarlar veya çoğunluğu olanlar bildiğini - istediğini yapmalı" önermesine ise soruyu cevaplayan deneklerin yalnızca %12'si katılmaktadır.
Şekil 2. Yeni Anayasa için Uzlaşma Talebi
4) Anayasa vatandaşın meselesi haline gelmiştir. Yeni anayasanın hazırlanmasına 70 milyonun eli değmelidir. Araştırmada deneklere 3 soru halinde sıradan vatandaşların anayasa sürecinde nasıl bir yeri olduğu, Türkiye'nin meselelerinin tartışılması için varsayımsal bir çağrıya cevap verip vermeyeceği sorulmuştur.
Birinci soruda yeni bir anayasa hazırlanırken sıradan vatandaşın nasıl katkı vereceği sorulmuş ve üç seçenek sunulmuştur. Soruya cevap veren deneklerin %58'i "Anayasa hazırlanırken temel meseleler hakkında sıradan vatandaşların da fikirlerini ifade edebilecekleri, tartışabilecekleri imkanlar sağlanmalıdır" seçeneğini belirtirken, %28'i anayasa hazırlandıktan sonra vatandaşların onayının bir referandum ile alınmasının yeterli olduğunu, %14'ü bu süreçte vatandaşın yeri olmadığını düşünmektedir.
Şekil 3. Yeni anayasada vatandaşın katkısı -1
Soruya cevap verenler arasında;
İkinci soruda "yeni anayasa için vatandaş katkısı mutlaka alınmalı" şeklindeki önerme test edilmiş, soruya cevap veren deneklerin %81'i katıldıklarını belirtmiştir.
Şekil 4. Yeni anayasa için vatandaşın katkısı -2
Üçüncü soruda vatandaşların Türkiye'nin meseleleri ile ilgili varsayımsal toplantılara katılıp katılmayacakları sorulmuştur. Soruda, cevaplardaki olası hataları azalmak için toplantıların her şehirde olacağı ve tarafsız olacağı vurgulanmıştır. Buna göre soruya cevap veren deneklerin %58'i zaman ayırıp katılacağını belirtmiştir.
Şekil 5. Türkiye'nin önemli meselerinin tartışılmasına vatandaş katılımı
Soruya cevap verenler arasında;
5) Uzlaşma için toplumsal zemin bulunmaktadır. Çoğunluk anayasa yapım sürecine katılım konusunda istekli ve siyasi görüş, din, mezhep, etnik köken farklılığına rağmen bir araya gelip ülkenin meseleleri konusunda tartışabileceğini belirtiyor. "Sizinle çok farklı siyasi görüşlere sahip insanlarla biraraya gelip ülkenin geleceği ile ilgili konularda konuşabileceğinize, ortak noktalar bulup anlaşabileceğinize inanıyor musunuz" şeklinde yöneltilen soruya cevap veren deneklerin %70,8'i Türkiye'yi tartışmak üzere farklı siyasi görüşlerle bir araya gelebileceğini belirtirken %42,5'i ise ortak noktalar bulabileceğine ve anlaşabileceğine inanmaktadır.
Şekil 6. Bölgelere göre uzlaşma zemini
Soruya cevap verenler arasında;
Bir önceki soruda çok farklı siyasi görüşten insanlarla bir araya gelirim diyenlere "Bu insanların farklı dinden- mezhepten - veya etnik kökenden olmaları sizin için ne değiştirir" sorusu yöneltildiğinde %90,4 oranında "hiçbir şey değiştirmez her tür insanla bir araya gelip konuşabilirim" cevabı verilmiştir. Ancak güneydoğuda "benden farklı din, mezhep veya etnik kökenden olurlarsa bu insanlarla bir araya gelip konuşmam" şeklindeki cevap (%17,7) Türkiye ortalamasının (%5,8) oldukça üzerindedir.
7) Farklılıklara saygı uzlaşma sürecinin temel ilkesi olmalıdır. Deneklere farklılıkları nedeniyle "tartışma masasında" gerçek görüşlerini açıklayabilme konusunda sıkıntı yaşayıp yaşamayacakları sorulmuş ve vatandaşlar arasındaki varsayımsal uzlaşmaların ne kadar sağlam bir zemine oturduğu, farklı olanın baskısı karşısında ne kadar kırılgan olduğu anlaşılmaya çalışılmıştır. Soruya cevap veren deneklerin %27'si baskı hissedebileceğine inanmaktadır. Deneklerin yaklaşık %10'u soruya cevap vermemiştir. Baskı hissedebileceğine inanan %27'lik kesim azımsanmayacak büyüklüktedir. Yeni anayasa süreci siyasi görüş, din, mezhep, köken, cinsiyet, sosyoekonomik durum gibi tüm farklılıkları göz ardı etmeyen çoğulculuk temelinde bir uzlaşma arayışını esas almalıdır.
Şekil 7. Siyasi görüş, din, mezhep, köken, cinsiyet, sosyoekonomik durumun bir araya gelmeye etkisi
Soruya cevap verenler arasında;
[1] Araştırma; 28 - 30 Ağustos 2010 günleri Türkiye'nin 7 coğrafi bölgesinde, 46 il ve 132 ilçede bunlara bağlı 206 mahalle ve köyde, 18 yaş ve üstü seçmen nüfusunu temsil eden 1.820'si kadın toplam 3.681 denekle, hanede yüz yüze görüşme metoduyla yapılmıştır. Örneklemin seçilmesinde çok aşamalı - tabakalı - tesadüfi yöntem, görüşülecek deneklerin belirlenmesinde ise, Cinsiyet ve yaş kotası uygulanmıştır. Gidilen il, ilçe ve mahallelerin belirlenmesinde TÜİK verileri dikkate alınmış, Coğrafi bölge, Kır - Kent ve Büyükşehir seçmen sayısı ağırlıklarına uyulmuştur. Sokakların belirlenmesinde ise, Maliye Bakanlığı arsa - arazi birim değerlerinden faydalanılmıştır. Araştırma sonuçları gerek sahada, gerekse bilgisayar ortamında çeşitli kontrollere tabi tutulmuş, elde edilen bulguların tutarlılığı gözlemlenmiştir. Araştırmanın hata payı güven sınırları içerisinde ± % 1,5'tir. Çalışmanın yürütüldüğü 46 il şöyledir: Adana, Adıyaman, Afyon, Amasya, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Batman, Burdur, Bursa, Çankırı, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Elazığ, Edirne, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Hatay, Isparta, İçel, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kırklareli, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Maraş, Mardin, Niğde, Ordu, Osmaniye, Rize, Sakarya, Samsun, Sivas, Trabzon, Şanlıurfa, Uşak, Van ve Zonguldak.