TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Prof. Dr. Preuss: "Anayasa Mahkemesi'nin anayasa değişiklik önerilerini denetleme yetkisi var"
ANKARA- TEPAV Anayasa Uzmanları Seminer Dizisi'nin dördüncüsünde konuşan Berlin Hertie School of Governance'dan Prof. Dr. Ulrich Preuss Anayasa Mahkemesi'nin anayasa değişiklik önerilerini denetleme yetkisinin olduğunu açıkladı.
Prof. Dr. Ulrich Preuss "Anayasa Yapımı: Anayasal Tasarım, Olası Meseleler, Gerekli Mülahazalar" başlıklı konuşmasında anayasacılık ruhunun, keyfiyeti ortadan kaldıran ve siyasi iktidarı belirli kurallara tabi tutarak seçimle işbaşına gelen hükümetin kendini rasyonelleştirme ve sınırlandırma ilkelerini göz önüne almasını sağlayan bir hükümet sistemi yarattığının altını çizdi. Preuss, kamuoyunun ortak gelecek tahayyülünü ortaya koyan başlıca metin olan anayasanın tasarımının, yalnızca bir kurumsal mühendislik konusu olmaktan ziyade, insanların ihtiyaçlarına ve umutlarına en uygun siyasi düzenin karara bağlanmasını gerektiren bir konu olduğunu vurguladı.
Her anayasanın, farklı kurumsal bağlamlarda belli kurumsal değişkenlerin belli bir biçimde kurgulanmasını öngördüğünü ifade eden Preuss, bu durumun anayasa yapıcıları ülkenin toprak yapısından seçim sistemine ve anayasal hakların niteliğinden dinin siyasetteki rolüne kadar pek çok konuda alternatifler arasında seçim yapmaya yönelttiğini belirtti. Anayasa yapımında göz önüne alınması gereken diğer konuların anayasal düzenlemenin sınırları ve anayasa değiştirme hususunda esneklik-katılık dengesi olduğuna değindi. Preuss, buradaki önkoşullardan birinin toplumun deneyimlerinin ve siyasi yaratıcılığının sivil toplum vasıtasıyla sürece dahil edilmesi olduğunu, böylelikle farklı kesimlerin katılımına olanak verilerek anayasa yapım sürecindeki nihai ürünün, yani anayasanın kendisinin, geniş kesimlerce belirlenebileceğini vurguladı.
Dr. Preuss "asgarici (minimalist) anayasaya" karşı olduğunu ifade ederek, anayasanın temel ekonomik ve sosyal alanları da içine alan bir haklar beyannamesi olmanın yanı sıra sivil toplum kuruluşlarının, siyasi partilerin ve medya ve dini kurumlar gibi diğer aktörlerin işlevsel temsilini de sağlaması gerektiğini söyledi. Preuss anayasanın ilgili tüm aktörleri, toplumda yer alan bireyler arasında güven inşa eden ve siyasi düzenin istikrarını güvence altına alan adil bir toplumsal sözleşme olduğuna ikna ederek, bireyleri işbirliğine yönlendirmesi ve toplumun birliğini bozan uygulamalardan caydırması gerektiğini belirtti. Prof. Preuss anayasaların muhalefete ve farklı görüşlere olanak tanıyacak, hatta destek verecek şekilde tasarlanması gerektiğinin altını çizerken, anayasada belirtilen dayanışma kurallarına karşı gelmenin kurulu yasal düzene karşı gelmekle eşdeğer olduğunun da açıklıkla ifade edilmesi gerektiğini söyledi.
Dr. Preuss anayasa yapımının başarısının, kurumların, prosedürlerin ve işleyiş usulünün başarılı bir şekilde tasarlanıp tasarlanmadığına kısmen bağlı olduğunu ve anayasa tarafından öngörülen siyasal yapının toplumun sosyoekonomik gerçeklikleriyle uyumlu olması gibi başka ön koşulların da var olduğunu ifade etti. Dr. Preuss, ayrıca siyasi elitlerin ve halkın, anayasanın bir sınır koyma aracı olmadığının, aksine düzensiz, dağınık ve söz hakkı olmayan halk yığınlarını bir amacı olan ve topluca hareket edebilen bir bütüne dönüştürme aracı olduğunun farkına varması gerektiğini söyledi. Preuss bu bağlamda anayasanın, çatışmalar yaşayan bir toplumu ve toplumun ayrıştırıcı güçlerini, birçok uyuşmazlığı medeni bir şekilde çözme yetisine sahip bir ulusa çevirebilecek en etkili araç olduğunu vurguladı.
Toplantıda yöneltilen bir soru üzerine Anayasa Mahkemesi'nin anayasa değişikliğini denetleme yetkisini ele alan Preuss, Anayasa Mahkemelerinin halihazırda anayasada maddeleşmiş değişiklikleri anayasaya uygunluk bakımından denetleme ve değiştirme ya da iptal etme hakkının olmadığını ifade etti. Ancak gündeme gelen yeni anayasa maddelerinin ya da anayasa değişikliklerinin yasama organı tarafından önce bir yasa önerisi olarak ele alındığını vurgulayarak, Anayasa Mahkemesi'nin anayasa değişikliği hakkında kanunları denetleme ve gerekli gördüğünde iptal etme yetkisi olduğunun altını çizdi.