2024 yılı, önemli siyasi seçimlerin yaşandığı, jeopolitik rekabetlerin arttığı ve uluslararası normların yeniden sorgulandığı bir dönem olarak öne çıktı. Ülkeler stratejik hedeflerini yeniden değerlendirirken küresel güç dengesi de çok kutupluluğa doğru evrilmeye devam etti. Orta Doğu’dan Amerika’ya, Avrupa’dan Asya-Pasifik’e kadar geniş bir coğrafyada tanıklık ettiğimiz gelişmeler, uluslararası çatışmalar ve ittifaklar, güç dengelerinde belirleyici bir rol oynadı. Hızla değişen bu güç dinamikleri, uluslararası ilişkilerin yeni bir şekil almasına neden olurken bizlere de geleceğin dünya düzenine dair önemli ipuçları sundu. Kısaca 2024, önümüzdeki dönemi doğru anlamak, gelecekteki yönelimleri değerlendirebilmek, bölgesel ve küresel siyasetin önceliklerini doğru analiz etmek için son derece kritik bir yıl oldu.

Kuzey Amerika

2024 yılında ABD'de yaşanan siyasi gelişmeler, ülkenin iç ve dış politikasını derinden etkiledi. Bu süreçte en dikkat çekici olaylardan biri, Başkan Joe Biden’ın sağlık sorunları ve artan baskılar nedeniyle başkanlık yarışından çekilmesi oldu. Biden’ın bu kararı, Demokrat Parti içinde yeni bir lider arayışını hızlandırdı ve sonuç olarak Başkan Yardımcısı Kamala Harris başkan adayı olarak belirlendi. Bu gelişme, seçim sürecini ve Demokrat Parti’nin stratejilerini önemli ölçüde şekillendirdi.

Ancak seçim yarışı sırasında, ABD siyasetini sarsan başka bir olay yaşandı: Eski Başkan Donald Trump, iki ayrı suikast girişimine maruz kaldı. Temmuz ve eylül aylarında gerçekleşen bu girişimler, Amerikan kamuoyunda güvenlik endişelerini artırdı ve seçim atmosferini daha da gergin bir hale getirdi. Trump’ın bu olaylardan zarar görmeden kurtulması, destekçileri arasında onu bir “dayanıklılık simgesi” olarak güçlendirdi. Hatta bazıları onu tanrılaştırdı. 

Değerlendirme notunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.