Küresel ticaret gelişmelerine, seçildikleri 2017 yılından itibaren yön vermekte etkin rol oynayan ABD Başkanları Trump’ın ve daha sonra Biden’ın yaklaşımlarının, bu dönemde oluşan küreselleşme ekosistemi içinde irdelenmesi uygun olacaktır. Bu dönemin en belirgin özelliği, ABD’nin kurallı ticaret alanında liderlik yapmaktan vazgeçmesi ve ticaret ilişkilerini ikili anlaşmalarla sağladığı bir düzeni tercih etmesidir. Başkan Trump ve Başkan Biden ince ayrım farklarla da olsa benzer yaklaşımı sürdürmüşlerdir.

ABD Kongresi, uluslararası ticaret ile ilgili konulara yasal olarak müdahale etme yetkisine sahiptir. Kongrede uzun zamandır görülen eğilim, uluslararası kuruluşların bağlayıcı kurallarının, ABD’nin egemenlik haklarını ihlal ettiği ve Amerikan ekonomik gücünün ve pazarının sağladığı olanakların kullanılmasını engellediği şeklindedir. Her iki Başkanın döneminde belirginleşen bu genel yaklaşıma ilaveten, küresel ticaret düzeninde ortaya çıkan olumsuzlukların ABD yönetimlerinin bu tavrı oluşturulmasında hızlandırıcı etkisi olmuştur. Gerçekten de 1994 yılından bu yana küresel ticaret sistemi çok taraflı ve anlamlı bir çözüm üretememiştir. Bu sıkıntılı dönemi; ülkeler arasında ticari gerginliğin giderek arttığı, liberal ekonomik düzenin sürdürülebilirliğine ilişkin şüphelerin çoğaldığı ve Dünya Ticaret Örgütünün (DTÖ) kurallı ticaret bakımından merkezi rolünün sorgulandığı bir dönem olarak tanımlanmak olasıdır. 

Değerlendirme notunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.