TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Değerlendirme Notu / Nilgün Arısan Eralp
Geçtiğimiz hafta Avrupa Birliği (AB) üye devlet liderleri mutat olduğu üzere yılda iki kere gerçekleştirdikleri zirve toplantılarından birinde bir araya geldiler. Eskiden dikkatle izlenen bu zirveler, artık AB üyelik perspektifini çoktan yitirmiş bir Türkiye’de, üstelik ilişkiler belirsiz bir noktaya doğru giderken doğrudan AB alanında çalışanlar dışında -hatta bu kesimin bir bölümünün bile- kimsenin ilgisini çekmezken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hafta sonu yaptığı açıklama zirve sonuçlarına dikkat çekti. Cumhurbaşkanı, İsveç’in NATO üyeliğinin onaylanması için “Türkiye’nin AB’de önünün açılması” şartını öne sürdü. Her ne kadar Türkiye’de AB üyeliği konusu sadece söylemde kalsa ve mevcut konjonktürde bu koşulun yerine getirilmesi olanaksız gözükse de AB tekrar Türkiye’nin gündemine girdi. Zaten uygulama farklı bile olsa Türkiye’de hiç bir iktidarın açık açık “AB üyelik perspektifinden vazgeçtik” demesi çok mümkün gözükmüyor. Bu nedenle de AB zirvelerinde ne olup bittiğinin de takip edilmesi faydalı. Kaldı ki son Zirve’de Türkiye’ye yönelik yeni bir yol haritası hazırlanması kararı alınmış durumda.
Bir süredir olduğu gibi 29-30 Haziran tarihlerinde gerçekleşen zirvenin sonuç belgesinde de Türkiye “Doğu Akdeniz” başlığı altında yer almış durumda. Türkiye artık AB tarafından aday addedilmediği için demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi konulara hiç değinilmemiş, Türkiye bir üçüncü ülke olarak değerlendirilmiş.
Değerlendirme notunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.