Amerikan Başkanı Donald J. Trump, ikinci başkanlık döneminin ilk altı ayını geride bıraktı. Üçüncü bir dönem için şansını zorlayıp zorlamayacağı belirsiz; ancak Kasım 2026 ara seçimlerinde Kongre’nin her iki kanadında da Cumhuriyetçi partinin çoğunluğunu korumayı hedeflediği aşikâr. Aksi takdirde, ilk döneminde olduğu gibi yeni bir azil süreciyle karşı karşıya kalabileceğini biliyor. Bunun önüne geçebilmek için seçmenine verdiği sözleri tutmaya çalışırken, kimsenin aklına gelmeyecek çıkışlar yaparak da bir nevi şahsına münhasır bir başkan olduğunu tekrar tekrar kanıtlıyor.

Trump’ın iç politikaya yönelik birkaç temel vaadi vardı: “Önce Amerika” diyebilmek için Amerika’yı “ekonomik sömürüden” kurtaracak tarifeler, Washington’da halkın çıkarları üzerine kendi çıkarlarını konumlandıran “elit düzeni” dağıtmak, göçmen akınını durdurmak ve “aşırı solun” cinsel yönelimler konusunda ileri gittiği kanaatiyle bunun önünü almak. 

Önce Amerika: Önce Ekonomi

Trump, yaklaşık 37 trilyon dolara ulaşan federal bütçe açığını çevirmeye ve enflasyonu kontrol altında tutmaya çalışırken, alışılmadık adımlar atıyor. İlk olarak, dünyanın en zengin iş insanı, Tesla, SpaceX ve X’in sahibi Elon Musk ile yürüttüğü “Verimlilik Bakanlığı” projesi dikkatleri çekti. Bu yaklaşımla, federal hükümette ‘atıl’ görülen memurların işten çıkartılması hedeflendi. Hatta ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) da bu kapsamda kapatıldı. Ancak kamuoyunun tepkisi ve Musk’ın bu süreçte Trump’ın bütçe politikalarına itirazı ve elektrikli araçlara uygulanan devlet teşvikinin sonlandırılma kararı, ikilinin arasını bozdu.

Değerlendirme notunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.