TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
TEPAV'ın yayımladığı 19. Para Politikası Değerlendirme Notu'na göre, Türkiye'nin yüksek enflasyonu ve döviz kuru baskıları karşısında Merkez Bankası'nın faiz oranını %46'da sabit tutması gerektiği ifade edildi. Raporda, temkinli para politikasının ekonominin istikrarı için kritik olduğu vurgulandı.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından yayımlanan 19. Para Politikası Değerlendirme Notunda, Türkiye'nin Mart 2025 itibarıyla %2,46’lık aylık tüketici enflasyonu ile G20 ülkeleri arasında en yüksek oranlardan birini kaydettiği vurgulanırken küresel ve iç siyasi gelişmelerin etkisiyle ekonomide artan belirsizlikler ve döviz kuru baskılarının Türk Lirası'nın değer kaybetmesine yol açtığı belirtildi. Merkez Bankası'nın para politikasını temkinli bir şekilde yürütmesi önerilen raporda, faiz oranlarının %46 seviyesinde sabit tutulmasının, ekonominin istikrarı için kritik bir adım olduğu kaydedildi.
Raporda öne çıkan başlıklar şöyle…
Yüksek enflasyon G20’de zirvede
Türkiye'nin Mart 2025’teki %2,46’lık aylık tüketici enflasyonunun, G20 ülkeleri arasında en yüksek seviyelerden biri oldu. Küresel ve iç siyasi gelişmelerin etkisiyle, ülke ekonomisinde artan belirsizlikler, döviz kuru baskılarını da beraberinde getirdi.
Siyasi gerginlikler ve küresel riskler döviz talebini artırıyor
İç siyasetteki gerginlikler ve 2 Nisan’dan itibaren ABD’nin dünya ekonomilerini etkileyen yeni gümrük vergileri risk priminin yükselmesine neden oldu. Bu gelişmeler, yerleşiklerin döviz talebini artırırken, yabancı yatırımcıların Türkiye’den mali varlıklarını çekmelerine yol açtı. Döviz talebinin artmasıyla Türk Lirası değer kaybetmeye devam etti. Ancak, Merkez Bankası’nın döviz satışları ve faiz artırımı ile bu eğilim bir nebze engellendi.
ABD'deki gümrük vergisi savaşları küresel ekonomiyi zorluyor
ABD'nin gümrük vergileri, ülke içindeki enflasyon oranlarını yükseltirken, küresel resesyon riskini de artırıyor. Bu durum, dünya genelindeki finansal piyasaları gerginleştiriyor. ABD Hazine tahvillerinin "güvenli liman" olarak özelliğini kaybetmesi ve uzun vadeli tahvil faizlerinin yükselmesi, piyasalar üzerinde baskı yaratmaya devam ediyor. Küresel finansal belirsizliğin artması, yatırımcıları endişelendiriyor.
Türkiye ekonomisi için ham petrol fiyatları pozitif etki yaratıyor
Ham petrol fiyatlarının düşmesi, Türkiye ekonomisi için olumlu bir gelişme olarak öne çıkıyor. Ancak bu gelişmenin temel nedeninin küresel ekonomideki yavaşlama beklentisi olduğu göz önünde bulundurulmalı.
Enflasyonla mücadelede zorluklar artıyor
Merkez Bankası'nın 2025 yıl sonu enflasyon tahmininin üst sınırına ulaşması artık daha da zor görünüyor. Türkiye’de enflasyon beklentileri yeterince kontrol altına alınamıyor. Kamu tarafından yapılan fiyat artışları, enflasyonist baskıları artırıyor. Ayrıca, bütçe açığı yüksek seviyelerde kalmaya devam ediyor ve toplumun farklı kesimlerinden ekonomik programla ilgili şikayetler artıyor.
Yapısal reformlar ve vergi reformu şart
Enflasyonla mücadele için maliye politikasının desteklenmesi gerekiyor. Kapsamlı bir vergi reformunun yanı sıra, kamu harcamalarının etkin ve verimli şekilde yeniden yapılandırılması ve kayıt dışılıkla mücadele edilmesi önem arz ediyor. Ayrıca, fiyatlama davranışlarındaki ataletin giderilmesi, rekabetin artırılması ve şirketler kesimiyle uzlaşma sağlanması gerekiyor.
Belirsizlik ortamında yönetilebilen riskler azaltılmalı
Küresel ve yerel belirsizliklerin arttığı bir ortamda, TEPAV, özellikle kontrol edilebilen belirsizliklerin azaltılmasına odaklanılması gerektiğini vurguluyor. “Hem içeride hem de dışarıda belirsizlikler artarken yönetilebilen riskleri minimize etmek önemlidir” şeklinde yapılan uyarı, ekonomi yönetiminin elindeki araçları daha etkin ve öngörülebilir bir biçimde kullanmanın önemine işaret ediyor. Acil önceliğin adil ve hızlı çalışan bir yargı sistemi kurmak ve hukukun üstünlüğünü sağlamak olduğu belirtilen raporda, ayrıca, kurumlar arası koordinasyon, güven inşası, şeffaf iletişim ve karar alma süreçlerinin netliği gibi unsurların, belirsizliği azaltma sürecinde kritik rol oynadığına dikkat çekiliyor.
Gelecek için temkinli para politikası
TEPAV Para Politikası Çalışma Grubu, mevcut belirsizliklerin ışığında, Merkez Bankası’nın para politikasını temkinli bir şekilde yürütmesi gerektiğini belirtiyor. Bu çerçevede, politika faizinin yüzde 46 seviyesinde sabit tutulması gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca, repo faizinin yeniden politika faizine dönüştürülmesi ve faiz koridorunun alt ve üst sınırlarının, yüzde 46’lık oran üzerinden belirlenmesi gerektiği vurgulandı.
Para Politikası Değerlendirme Notu’na buradan ulaşabilirsiniz.