Avrupa Birliği (AB) uzunca bir süredir Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Donald Trump’ın tekrar başkan seçilmesinin kıta üzerindeki olumsuz etkilerinden endişe ediyor ve buna hazırlıklı olmak için çeşitli tartışmalara sahne oluyordu. Ancak son günlerde Avrupa’dan gelen tepkilere bakıldığında ikinci Trump dönemine somut planlar yapılarak hazırlandığı pek söylenemez. Üstelik bu sefer ABD Senatosunda ve Temsilciler Meclisinde  de çok büyük olasılıkla Cumhuriyetçiler çoğunlukta olacağı ve tüm bürokrasiye de hakim olacağı için Trump, ilk dönemine kıyasla çok daha güçlü olacaktır. 

AB’nin ilk Trump dönemine göre şu andaki dezavantajı ekonomik ve siyasi açıdan daha zayıf olması ve uluslarası konjonktürün tam anlamıyla kaos olarak nitelendirilecek bir durumda bulunmasıdır. AB’de büyüme oranları düşmekte, aşırı sağ yükselişe geçmekte, AB’nin en güçlü ülkesi olan Almanya ekonomik ve siyasi sorunlarla boğuşmakta ve Macaristan gibi ülkelerde giderek demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkesinden uzaklaşılmaktadır. Üstelik AB ilk Trump döneminde olduğu gibi Angela Merkel’in kimliğinde şekillenen ve “özgür dünya”yı temsil eden güçlü bir liderden de yoksundur.

Yeni Trump döneminin şu andaki en belirgin özelliği, yarattığı belirsizliktir. Bu belirsizliğe karşın bu dönemin Avrupa üzerindeki en belirgin etkilerinin Avrupa güvenliği, ekonomi ve ticaret, iklim ve hukukun üstünlüğü alanında olacağı söylenebilir. 

Değerlendirme notunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.