The articles and opinions on the TEPAV website are solely those of the authors and do not represent the official views of TEPAV.
© TEPAV, all rights reserved unless otherwise stated.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Campus, Section 2, 06560 Söğütözü-Ankara
Phone: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV is a non-profit, non-partisan research institution that contributes to the policy design process through data-driven analysis, adhering to academic ethics and quality without compromise.
AB ve Türkiye-AB İlişkileri Açısından 2010 Yılının Değerlendirilmesi
2010 yılı Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri açısından olumlu geçecek bir yıla benziyordu. 2009 yılının son ayında yürürlüğe giren Lizbon Antlaşmasının (AB)'nin bir süredir içinden geçmekte olduğu, bazılarının "meşruiyet" krizi, bazılarının ise "varoluş krizi" diye nitelendirdiği zorlu süreci sona erdireceği düşünülmekteydi. 2010 yılının ilk altı ayı için AB dönem başkanlığını üstlenen İspanya ise Türkiye'nin AB katılım sürecini destekleyen üye devletlerden biri olarak Türkiye'nin katılım müzakereleri sürecinde açabileceği dört faslı da (kamu alımları, rekabet, gıda güvenliği, veterinerlik ve bitki sağlığı ve sosyal politika ve istihdam) açmayı hedefleyerek durağan müzakere sürecine az da olsa bir canlılık getirme müjdesi vermişti. Ayrıca Türkiye'nin AB katılım müzakerelerinin önündeki en önemli engel olan Kıbrıs sorununun müzakereleri engellemesi konusunda "düğümü çözecek" bir adım atılmış, Avrupa Komisyonu 2010 yılı başlarında Kuzey Kıbrıs'la doğrudan ticarete ilişkin yeni bir tüzük taslağını Avrupa Parlamentosuna, Ulusal Parlamentolara ve Bakanlar Konseyine eşanlı olarak sunmuştu.