The articles and opinions on the TEPAV website are solely those of the authors and do not represent the official views of TEPAV.
© TEPAV, all rights reserved unless otherwise stated.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Campus, Section 2, 06560 Söğütözü-Ankara
Phone: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV is a non-profit, non-partisan research institution that contributes to the policy design process through data-driven analysis, adhering to academic ethics and quality without compromise.
TEPAV’ın ev sahipliğinde düzenlenen “Barış İçin Savaşmak mı, Savaş İçin Müzakere Etmek mi?” başlıklı toplantıda, Ukrayna Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Direktörü Dr. Oleksandr Bogomolov, savaşın cephelerle sınırlı kalmadığını, toplumun tüm kesimlerini kapsayan çok katmanlı bir mücadeleye dönüştüğünü vurguladı. Panel, Ukrayna’nın direniş stratejileri, yerli savunma sanayisindeki atılımı ve toplumun gönüllü katkılarına ışık tuttu.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), 15 Nisan 2025 Salı günü “Barış İçin Savaşmak mı, Savaş İçin Müzakere Etmek mi?” başlıklı bir toplantı düzenledi. TEPAV’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya Ankara’daki büyükelçiliklerden temsilciler, diplomatik misyon üyeleri ve birçok akademisyen katıldı.
Ukrayna Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (NISS) Direktörü Dr. Oleksandr Bogomolovun konuşmacı olarak katıldığı toplantının moderatörlüğünü TEPAV Avrupa Birliği Çalışmaları Merkezi Direktörü Nilgün Arısan Eralp üstlendi.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Ukrayna Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Oleksii Chernyshev, Rusya’nın Şubat 2022’de başlattığı geniş çaplı saldırının yalnızca Ukrayna’yı değil, tüm demokratik dünyayı ilgilendirdiğini belirtti. Chernyshev, “Bu savaş sadece Ukrayna’nın savaşı değil, Avrupa’nın, hatta tüm demokratik dünyanın savaşı. Çünkü burada mesele sadece sınırlar değil, özgürlük, egemenlik ve hukukun üstünlüğü” ifadelerini kullandı. Türk halkının dayanışmasının her geçen gün daha güçlü hissedildiğini de vurgulayan Chernyshev, bu tür etkinliklerin halklar arası anlayışa katkı sunduğunu belirtti.
“Bir ulusun seferberliği: Cephede, belediyede, ekranda…”
Savaşın sadece askeri cephelerle sınırlı kalmadığını, toplumsal bir seferberlik haline dönüştüğünü söyleyen Dr. Oleksandr Bogomolov, “Bu sadece bir ordu savaşı değil. Bu bir ulusun, bir toplumun savaşı. Gönüllüler, yerel yönetimler, iş dünyası, medya, sivil toplum… Hepimiz bu mücadelenin içindeyiz. Savaş yalnızca cephede değil, belediye meclislerinde, üretim tesislerinde, ekran başında ve bağış kampanyalarında da sürüyor” dedi.
Ukrayna’nın savaşta üç ana aşamadan geçtiğini belirten Bogomolov, 2022’de topyekûn savunma ile başlayan sürecin, 2022 ilkbaharından 2023 sonuna kadar süren karşı taarruz dönemiyle devam ettiğini, 2024 itibarıyla ise yıpratma savaşına geçildiğini aktardı. “Her iki taraf da geleneksel savaş biçimlerinden tükenmiş durumda. Şimdi yeni çözümler, yeni stratejiler ve yeni teknolojiler gerekiyor” şeklinde konuştu.
Savunma sanayisinde yerli üretim hamlesi
Dr. Bogomolov, Ukrayna’nın savaş kapasitesini artırma sürecinde savunma sanayisinde kaydedilen ilerlemelere de değindi. Savaşın başında kullanılan silahların yalnızca yüzde 10’unun yerli üretim olduğunu söyleyen Dr. Bogomolov, bu oranın günümüzde yüzde 40’ı geçtiğini, 2024 yılında kullanılan insansız hava araçlarının ise yüzde 96’sının Ukrayna’da üretildiğini açıkladı. “Küçük ve hızlı üretim yapan atölyelerden büyük sistemlere kadar her alan mobilize oldu” dedi.
Gönüllülerin katkısına da dikkat çeken Dr. Bogomolov, sadece 2024 yılında gönüllü bağışlarla 40 milyar Grivna toplandığını ve aylık ortalama 8,8 milyon bağış işlemi gerçekleştiğini belirtti. “Toplumun desteği olmadan bu savaşı sürdüremezdik” diyerek halkın doğrudan savaşın bir parçası olduğunun altını çizdi.
Çok katmanlı savaş: Kara, deniz, siber ve bilişsel cepheler
Savaşın sadece fiziksel alanlarla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda siber ve bilişsel cephelerde de yoğun mücadele verildiğini söyleyen Dr. Bogomolov, “Bu savaş tarihteki en çok belgelenmiş savaşlardan biri. Ama dışarıdan bakanlar için gerçek savaş ile yansıtılan savaş arasında büyük fark var. Algılarla, propagandayla ve dezenformasyonla da savaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Deniz cephesinde özellikle Karadeniz’de yürütülen deniz dronları operasyonlarıyla Rus filosuna ciddi kayıplar verdiklerini belirten Dr. Bogomolov, bu cephelerin genellikle medyada yeterince yer bulamadığını da vurguladı. Rusya’nın kendi hava sahasından stratejik bombardımanlar yürüttüğünü fakat hava üstünlüğü sağlayamadığını da sözlerine ekledi.
“Rusya yenilmez değil, savaş konvansiyonel”
Dr. Bogomolov, Batı’nın, özellikle ABD’nin nükleer tehdit nedeniyle temkinli davrandığını, ancak bu yaklaşımın Rusya’nın “yenilmez” olduğu şeklinde yanlış bir algıyı beslediğini söyledi. “Bu savaş konvansiyonel bir savaş ve Rusya, tüm imkanlarına rağmen kesin bir üstünlük kurabilmiş değil” diyerek kamuoyundaki bazı yanılgılara dikkat çekti.
Entegre caydırıcılık: Üç temel üzerine kurulu
Konuşmasının sonunda Ukrayna’nın stratejik yaklaşımını “entegre caydırıcılık” olarak tanımlayan Dr. Bogomolov, bu yaklaşımın üç temel üzerine kurulu olduğunu ifade etti: “Caydırıcılık, dirençlilik ve iş birliği. Birincisi savunma kapasitemizi artırarak saldırganlığı durdurmak. İkincisi toplumun güvenlik koşullarına hızla uyum sağlaması. Üçüncüsü ise stratejik ortaklarla güçlü bağlar kurmak. Biz bunların hepsini sahada yaşıyoruz.”
Etkinlik, soru-cevap bölümüyle sona erdi. Katılımcılar, Ukrayna’nın stratejik duruşunu, iç dinamiklerini ve savaşın geleceğine dair öngörüleri doğrudan yetkili ağızlardan dinleme fırsatı buldu. Panel, Türkiye ile Ukrayna arasındaki diplomatik, akademik ve toplumsal dayanışmanın da önemli bir göstergesi oldu.